24 Şubat 2022 tarihinde başlayan Rusya-Ukrayna savaşı geçen süre zarfında pek çok krizi beraberinde getirirken bu anlamda dünyanın geri kalanında olumsuz etkiler yaratmıştır.

Savaşın başlamasıyla birlikte vasat bulan ve özellikle de enerji ve gıda arzı konusunda yaşanan tehlike başta Avrupa ülkeleri olmak üzere dünyayı etkisi altına almıştır. Savaşın sona ermesi adına pek çok ülke arabuluculuk rolünü üstlenmeye çalışsa da somut sonuçlar alınamamıştır. Bu bağlamda ülkemizin “birini diğerine tercih etmeme” temelinde oluşturduğu politika gerek savaşın tarafları gerekse de dünyanın geri kalanı tarafından kabul görmüş, takdir ve beğeni toplamıştır. İki ülke arasında yaşanan ve başta Avrupa ülkeleri olmak üzere tüm dünyayı olumsuz etkileyen savaşın sonlandırılması adına ülkemizin ortaya koyduğu çabalar neticesinde sınırlı da olsa somut sonuçlar alınabilmiştir.

Gelinen aşamada Rusya-Ukrayna savaşı yeni askeri gerginliklere de zemin hazırlamaya koyulmuş, özellikle de geçtiğimiz Haziran ayında Rus paramiliter yapılanması Wagner’in isyanı sonrasında Polonya sınırında hareketlilik artmıştır. Wagner’in Rusya’dan ayrılarak Belarus’a konuşlanması “Wagner Polonya’ya girmeye hazırlanıyor” tartışma ve iddialarını beraberinde getirmiştir. Bu tartışmalar sürerken Polonya ise sınırına asker takviyesi yaparak 10 bin ilave asker göndermiştir. Diğer yandan Kiev yönetiminin “savaş yakında tamamen Rusya topraklarına taşınacak” açıklamasının ardından Ukrayna’nın Rusya topraklarına yönelik saldırıları da artmıştır. Moskova’da yaşanan İHA saldırıları, Rus tankerlerinin hedef alınması, Rusya’nın savunma fabrikasında yaşanan patlama Batı basınında “Savaş Putin’in kapısına dayandı” şeklinde yorumlanmaya başlamıştır.

Savaşın etkisi ve şiddetinin giderek artmaya koyulduğu bir süreç içerisinde Rusya Devlet Başkanı Putin’in Ağustos ayı içerisinde gerçekleştireceği Türkiye ziyareti; tüm çevrelerce, hem savaşın seyri hem de savaşın getirdiği krizlerin çözümü adına kilit bir öneme sahip olarak görülmektedir. Zira Rusya’nın, savaşın ilk yılında Avrupa’ya enerji arzını kesmesi diğer taraftan da geçtiğimiz Temmuz ayında tahıl koridoru anlaşmasından çekilmesi Batı’ya soğuk duş etkisi yapmıştır.

Bu anlamda Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Putin arasında gerçekleşecek görüşme, hem gıda ve enerji alanındaki sıkıntıların aşılması hem de Rusya-Ukrayna arasında kalıcı bir barışın tesis edilebilmesi adına önemli bir kavşak olabilecek potansiyele sahiptir. Zira Batı’nın beklentisi ve ümidi de bu yöndedir.