ABD Başkanı Biden’in Türkiye’ye karşı tavrını ne dostlukla, ne müttefiklikle, ne de insanlıkla izah edebilmek mümkün değildir. Daha seçilmeden önce ayar vermeye kalkışmış, kurduğu kirli planı işletebilmek için Cumhur ittifakını başarısız kılmayı hedeflediğini açıklamıştı. Kendisine dost olarak CHP ve yancılarını seçmişti ki, bu durum aynı zamanda zilletin ne olduğunu, kime ve neye hizmet ettiğini, neyi hedeflediğini de ibret verecek biçimde belgelemektedir.

NATO TERÖRİSTEME KARŞI KARARLI OLMALI

Taç giyen baş akıllanırmış. Biden, şimdi başkanlık koltuğunda oturduğuna göre en azından ayağı yere basıyordur. Nitekim, son zamanlarda Türkiye’nin kendileri için anlamını, önemini, işbirliğinin sağlayacağı faydaları anlatan açıklamalar gelmeye başladı. Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan bugün Brüksel’deki NATO zirvesine katılacak. Bu zirve birçok açıdan kritik önem taşıyor. Her şeyden önce NATO’nun geleceği masaya yatırılacak. Soğuk Savaş şartlarına göre organize edilen, bugün artık geleneksel yapısıyla ihtiyaçları karşılamaktan hızla uzaklaşan NATO’nun günün ihtiyaçlarına göre yeniden şekillenmesi gerekiyor. Özellikle terörizme karşı çok daha kararlı, hızlı ve aktif olması gerekiyor. Her şeye rağmen Türkiye NATO içindeki yükümlülüklerini fazlasıyla yerine getiren ve belirleyici olan bir ülkedir. Dolayısı ile beklentilerinin karşılanması da bir mecburiyettir. Bunun ne kadar mümkün olduğunu bu zirvede göreceğiz.

BİZİM BİR YANLIŞIMIZ YOK

Başta ABD olmak üzere NATO üyesi ülkelerle ikili ilişkiler ayrı bir konudur ve yine bu zirvenin önemli gelişmelerinden birisi de bu olacaktır. Biden ile Sayın Cumhurbaşkanının yapacağı görüşme, yeni bir başlangıç teşkil edebilir. Bu tamamen karşı tarafa bağlıdır. Türkiye’nin nerede durduğu, ne istediği, ne yaptığı gayet açıktır. ABD ile sorun teşkil eden meselelerin hiçbirisinde bizim bir yanlışımız yok. Tam tersine bütün iyi niyetimiz ve gayretimize rağmen, sorun çıkaran ABD’dir. Her meselede önümüze bir engel olarak konulan S-400’leri biz durup dururken Rusya’dan almadık. Kendi güvenliğimizi sağlayabilmek için ihtiyaç duyduğumuz hava savunma sistemlerini ABD ve diğer batı ülkeleri vermedikleri için Rusya’nın kapısını çaldık. Bu en doğal hakkımızdır. İtirazları temelsizdir ve haksızdır. Kaldı ki, her şeye rağmen bir çözüm yolu öneren de yine Türkiye’dir. Bu bahane ile bizi F-35 programının dışında bırakmaları kesin olarak bir kötü niyettir. Bu projenin üretim ortağıyız. Bize düşen payı ödemişiz. Buna rağmen Türkiye’yi programdan çıkarmak, açık şekilde bir kötü niyettir ve hatta düşmanlıktır.

TERÖR İNSANLIK SUÇUDUR

ABD’nin düşmanlığa varan kasıtları sadece S-400 ve F-35’lerle sınırlı değildir. Hatta belki de en hafif olanları bunlardır. Asıl mesele Ermeni iftiralarının kabul edilmesidir ki, bunu ne anlarız, ne dinleriz, ne kabul ederiz, ne de ciddiye alırız. Diğer taraftan terör örgütü PKK-PYD ile iş tutmaları bizim varlığımıza, birliğimize ve geleceğimize yönelik bir ihanettir. Sayın Bahçeli’nin de belirttiği gibi, ABD’nin PKK/YPG’yi kara gücü olarak değerlendirmesi müttefiklik hukukuna sürülmüş baldıran zehridir. ABD’li askerler teröristleri ilk yardım konusunda eğitmişlerdir. PKK/YPG’ye sıhhiye desteği vermek, silah yardımı yapmak, parasal imkânlarla sırtını sıvazlamak Türkiye’ye kast etmenin başka bir tanım ve tasviridir. Terör bir insanlık suçudur. Teröre destek insanlık suçuna ortaklıktır. Türkiye hiçbir şekilde bu durumu kabul edemez, görmezden gelemez, gereğini yapmaktan geri duramaz.

İSTEK VE BEKLENTİLERİMİZ

Sayın Cumhurbaşkanı, NATO Zirvesi’nde ABD Başkanı bütün bunları anlatacağını hareketinden önce yaptığı açıklamalarda ortaya koymuştur. Dileğimiz ve beklentimiz, Türkiye’nin uyarılarının, isteklerinin dikkate alınması ve yanlıştan dönmesidir. Kimseden karşılıksız bir şey istemiyoruz. Herkesin kendi yükümlülüklerinin gereğini yerine getirmesini bekliyoruz. Eğer NATO yoluna devam edecekse, ABD’nin yeni başkanı gerçekten de Türkiye ile ilişkiler kurmak taraftarıysa, yapılacaklar bellidir. Kaldı ki, bizim talep beklentilerimiz zaten olması gerekenlerdir. Terör örgütü ile birlikte yol yürüyerek, Türkiye’yi Ermeni iftiraları ile köşeye sıkıştırmak gibi alçak planlara sarılarak bir yere varılamayacağı gibi, yola böyle devam etmek de mümkün değildir.

GERİSİNİ KENDİLERİ BİLİR

Türkiye güçlü ve kararlı bir devlettir. Komşularımızın, müttefiklerimizin de, hatta dünyanın bütün ülkelerinin Türkiye’nin dostluğunu kazanmaları her zaman kendilerine avantaj ve fayda sağlamıştır, bundan sonra da böyle olacaktır. Türkiye’ye düşmanlık ederek, bir yere varılamayacağı gibi kaybeden er veya geç kendileri olacaklardır. Her kötülük, her düşmanlık bizi daha kararlı olmaya, kendi işimizi kendimizin görmesine zemin hazırlıyor. Ambargoları, tehditleri aştık, şimdi dünyanın en iyi savunma sistemlerine sahibiz. Yerli savaş uçağımızı da yaparız, karşımıza kim çıkarsa çıksın terörü de bitiririz. Gerisini kendileri bilir.