2021 yılının Ekim ayıydı.
Zillet ittifakı sazı eline almış kriz çalıyor, kaos çağırıyordu.
Yolsuzluk iddialarıyla gündemi çalkalamak, salgın nedeniyle oluşan ekonomik daralmayı kullanmak en büyük enstrümanlarıydı.
***
Ama ne yapsalar olmuyor, istediklerini bir türlü elde edemiyorlardı.
Gençleri sokağa dökmek ve Türk milletini tahrik etmek için gösterdikleri yoğun uğraş netice vermiyordu.
Çünkü terör suçundan hapsi boylamışların “masum” ve kapatılmasına ramak kalan HDP’nin “meşru” gösterilme uğraşları ile bitme noktasına gelen PKK terörüne “Kürt sorunu” söylemiyle yeni bir hayat öpücüğü verme uğraşları öte yandan perde arkasında hangi dolapların döndüğünü deşifre ediyordu.
***
O günlerde koro hâlinde kaos çağıranların gündeminde bir söylem daha vardı.
Gece rüyalarında mı gördüler, yoksa açtırdıkları faldan mı çıktığı bilinmez bir şekilde önce Bay Kemal “Seçimler öncesi siyasi cinayetlerden endişe duyduğunu” açıkladı.
Sonra bu iddia “Bizim de aldığımız suikast duyumları var” sözleriyle İP’li Koray Aydın tarafından desteklendi.
***
Geçmişte endişe dediler, duyum dediler ama ellerindeki bilgiyi nereye dayandırdıklarını her nedense hiç kimseyle paylaşmadılar.
Ama bugün Sinan Ateş’in hayatını kaybettiği saldırı sonrası hiç susmuyorlar.
En çok onların sesi çıkıyor.
***
Kimi olayın acısını istismar ederek oy avcılığına soyunuyor…
Kimi de MHP’nin olayın arka planının tamamen aydınlatılması için sergilenen sabır ve sağduyulu duruşunu başka yerlere evirmeye çalışıyor…
Günlerdir sergiledikleri hâl ve telaş insanın aklına çeşitli sorular getiriyor…
***
Örneğin madem siyasi cinayetler hakkında endişeleri ve hatta duyumları vardı, neden ellerindeki bilgileri savcılıklarla paylaşmadılar?
Savcıya gitmemelerinin sebebi kucak kucağa oldukları terör örgütlerinin hangisinden sufle aldıklarının ortaya çıkacak olması mıydı?
PYD’nin terör örgütü olup olmadığı sorusuna bile “elimizde bu konuya ait istihbari bilgi ve kurumsal yapı yok” diyecek kadar hassas olanlar dün hangi bilgi ve yapıya dayanarak siyasi cinayetler işleneceğini söylemişlerdi?
***
Bay Kemal’in endişeleri ile partisinin yetkililerinin Irak’ın kuzeyine gerçekleştirdiği ziyaret esnasında görüştüğü PKK’lıların arasında bir bağlantı var mıydı?
Ve Koray Aydın’ın duyumları ablasının geçmişte desteğine şahit olduğu FETÖ’cülere mi dayanmaktaydı?
Bu sorular uzar gider…
***
Bay Kemal’in son tahlilde gösterdiği tavırla, işlenen cinayeti MHP ve Ülkü Ocaklarına yıkmak için gösterdiği çaba ve gayreti geçmişte yaptığı “siyasi cinayet” açıklamasıyla birleştirince ortaya şüpheli bir durum çıkmaktadır.
Bay Kemal artık neleri bildiğini, bildiklerini kulağına kimlerin fısıldadığını açıklamak durumunda olan kişidir.
Ve tabii ki arzuladığı kaos ortamının gerçekleşmesi durumunda kendi payına hangi görevin düştüğünü de…