Yıldıray Çiçek / TÜRKGÜN

Meral Akşener bir davası, bir ideolojisi, bir ilkesi olmadan yıllardan beri Yağmur nereye yağıyorsa tarlayı oraya taşımak” felsefesinde siyaset yapan birisidir. DYP’den Anavatan’ın kapısına, oradan AKP’nin kuruluş aşamasına, oradan MHP’ye ve nihayetinde CHP’nin himayesinde kurduğu İP’…

Bugüne kadar bir eyleminde, bir söyleminde tutarlılık gören olmamıştır. Parti parti gezmesi bunun delilidir.

Bugünlerde böyle biriyle sınava tabi tutulan kişi de Kemal Kılıçdaroğlu’dur.

Kemal Kılıçdaroğlu “Şunu da artık bilmek zorundayım. Siz gerçekten benimle misiniz? Bazılarınızın sesi çıkmıyor, bazılarınızın da isteyerek veya istemeyerek zarar verdiğini de görüyorum. Ama artık karar verin” diyerek Ekrem-Mansur ikilisini ve diğerlerini hizaya getirdikten sonra, Meral Akşener yine huyuna uygun fitneyi CHP içine "İster Mansur bey ister Ekrem bey aday gösterilecekse biz varız, itirazımız yok dedim. Buradaki amaç şu; kazanmak. Dolayısıyla aday olurlar olmazlar, bu insanların aday olmasını istemek başka bir şey aday olmalarına dair bu insanlara dair bir tutumun olması başka bir şey, bu iki arkadaşımızdan bahsediyorum" sözleriyle attı.

Siyasi menfaatleri için HD(P)KK’ya teslim olmuş Kemal Kılıçdaroğlu korkusundan İP’e de tavır alıp “CHP’li Belediye Başkanlarını ne yapacağımı sana mı soracağım Meral?” diyemiyor.

Meral Akşener bir de demiş ki: "Bizim CHP’ye borcumuz yok; çünkü eğer borç vardıysa biz 31 Mart'ta ödedik, hatta alacaklı hale döndük.”

Bunu CHP’li yoldaş Mansur’dan 107 milyon ihale alan milletvekilin genel başkanı olarak, Ekrem İmamoğlu’ndan 80 milyon reklam hibesi aldığı iddia edilen partinin genel başkanı olarak söylemesi de çok ilginç… Meral Akşener öyle ilkeli, ölçülü bir genel başkandır ki, yerel seçimler biter bitmez Genel Başkan Yardımcısını Tunç Soyer’in yanına İZDOĞA AŞ Genel Müdürü olarak göndermişti.

Ama ilkeli, ölçülü olduğu için de “Bizim hiçbir belediyede, koskoca İstanbul Belediyesi'nde 2 genel müdür, 2 genel müdür yardımcısı haricinde bir şeyimiz yok. Bizzat bunu ben istedim. Ankara'da da Sayın Mansur Yavaş'tan telefon açıp, bir kişinin genel müdürlüğüne dair talebim olmadı.” Diyebiliyor. Yalanla nereye kadar acaba?

Cem Uzan’ın “İmamoğlu’nun Meral Akşener’in eşi ve oğlu ile ticari ilişkileri var. Bunun üzerinden Meral Akşener devreye giriyor. Şimdi böyle bir sarmal var. Böyle bir sarmalın içinde kimse kimseden hesap sormuyor” iddiasına bile cevap veremeyenlerin her yolu siyasi ve kişisel menfaatlere çıkıyor.

Kemal Kılıçdaroğlu kendi kendine ve yakın ekibine “Besle kargayı oysun gözünü” diye konuşuyordur ama korkusundan açıkça Meral Akşener’e tavır alamamaktadır. Kılıçdaroğlu’nun hibesiyle parti kuran, meclise giren bir parti bugün onu CHP’li Belediye Başkanlarıyla eziyor. İki çapsız belediye başkanı karşısında “Sen bir hiçsin” noktasına getiriyorlar. Kılıçdaroğlu bu muameleyi hak ediyor mu? Fazlasını da hak ediyor.

“MHP’ye zarar versin” diye bunları her türlü destekleyen Kılıçdaroğlu daha beter günleri yaşasa inanın içimiz soğumaz…

%9’luk oy oranı olan bir parti, iki çapsız CHP Belediye Başkanıyla %25 oy potansiyelinde olan CHP’nin Genel Başkanını eziyor. İki çapsızı överek, “Sen bunlar karşısında daha çapsızsın” propagandası yapıyorlar.

6+HDP masası öyle böyle dağılacak… Çünkü Kemal Kılıçdaroğlu aşağılana aşağılana geldiği bu son noktada ne yapacak merakla bekliyoruz. Belki de İP’e daha geniş ihale ve kadrolaşma alanı açarak sus payını verecektir.

"İYİ Parti’yi CHP ve HDP ile yan yana getirme çabasını çirkin, saygısız ve çok ayıp buluyorum.” Dedikten hemen sonra CHP ve HDP ile ittifak yapan Meral Akşener’in yarın ne yapacağı da belli olmaz. Yağmur-tarla ilişkisi…

Editör: Haber Merkezi