Bunları yazmakta zorlanıyoruz…

Bu satırları yazarken binbir endişe içinde kıvranıyoruz, ama onların umurunda değil…

İnsanın düşmanı en yakınındadır…

Tayyip Bey, yakın zamanlarda hep yakınlarından zarar görür oldu…

Oysa Recep Tayyip Bey’le varlar, giderse esameleri okunmayacak!

Nerde ne konuşacağını bilmeyen adamlar, Erdoğan’a da Cumhur ittifakına da zarar veriyor…

Üstelik devletin ve milletin atlattığı bunca badireye rağmen…

Bunların ne akıllanacağı var, ne de ders alacakları…

Elma kurdu her biri, için için bünyeyi çürütmekle meşgûller…

*

AKP’li Çamlı, durup dururken “Laikliğin tartışılması gerektiğini” söylüyor…

Akılsızlığın, şuursuzluğun daniskası…

“Laiklik nedir?” diye sorsan kem küm eder ama 10 Nisan 1928’de Anayasa'dan çıkarılan "Devletin dini, İslam dinidir" maddesini hatırlatarak "Laiklik anlayışı yönetici aklın inisiyatifine terk edilemez. Hiçbir ön kabul olmaksızın masaya yatırılması, gözden geçirilmesi gereken, mühim anayasal bir madde ve problemdir!" allâmeliğinde ısrar eder!

Buyrun… Hüda-Par denen sözde muhafazakâr Kürtçülerin anayasanın ilk dört maddesi değişmeli teziyle bunun ne farkı var?

Komedi soytarısı birinin “Amed bizim başkentimiz” lafından ne farkı var?

Y-CHP’li Dersimli Kemal’in “LGBTİ'liler aile yapımızı bozmaz” lafından ne farkı var?

İçişleri Bakanınız Süleyman Soylu boşuna mı savaşıyor Kürtçülükle, PKK’yle, DEAŞ’la, 104 bildiriciyle? Ahmak mısınız, gafil mi?

Ne demek, "Din ve vicdan hürriyeti kostümü ile takdim edilmiş fakat İslâm'ı red, gavurluğu cebr edici, inanca zulüm aracı olarak uygulanışlarına da gani bir şekilde şahit olduğumuz, kılık kıyafete hatta kıla tüye bile burnunu sokucu hale bürünebilen 'Laiklik' anlayışı yönetici aklın inisiyatifine terk edilemez.”

Her birinize ayrı ayrı anlatmaktan yorulduk, bıktık!

Bi akıllanmadınız! Bindiğiniz dalı kesiyorsunuz!

*

Y-CHP’nin yancısı Cumhuriyet, misyonu gereği MHP ve Bahçeli’ye saldırmaya devam ediyor…

Bu paçavranın kaşarlanmış yazarlarından biri, Devlet Bahçeli’yi Mustafa Kemal’in rütbesini sökmeye kalkan zamanın örfi idare reisi Nemrut Mustafa’ya benzetmeye cüret etmiş…

Tam bir nankörlük, küstahlık ve tarih cehaleti…

Millî iradenin seçtiği hükümete “darbe imalı bildiri” yayınlayan 104 Amiralle Atatürk’ü mukayese etme hadsizliği de ne oluyor?

Onlar kim, Gazi Mustafa Kemal Atatürk kim? Bu neyin hesaplaşmasıdır?

Bu paçavranın yazarı kadına göre, “Devlet Bahçeli, ‘Bunların rütbeleri de sökülmeli, emeklilik hakları elinden alınmalı ve maaşları kesilmeli’ diyerek her zamanki gibi elinde benzin bidonuyla koşarak ateşi harlıyor”muş!

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun da, Bahçeli’den geri kalmayarak, Nemrut Mustafa rolüne yakışıyormuş!

Bakın Bayan İlknur, Y-CHP ve Dersimli Kemal’in direktifleriyle Cumhur ittifakı, Erdoğan ve Bahçeli’ye saldırdığınızı iyi biliyoruz. Algı operasyonlarınızın haddi hesabı yok… Akıl hocanızın “Diktatör” hakaretinin yurt dışında nasıl dalgalandığını daha öğrenememiş zavallılarsınız!

Bu devlet parçalanırsa bir parçasında kendinize yer bulacağınızı mı sanıyorsunuz?

Ki içteki ve dıştaki işbirlikçiler bu ülkeye ne tekaüt amirallerle, ne dinci yobazlarla, ne HDPKK’yle, ne AB-D piyonlarıyla asla zarar veremeyecekler…

İyi belle hanımefendi, günün Nemrut Mustafalarını “Erdoğan’ı TRT yayınında yargılayacağız” diyen Y-CHP’de arayın…

*

Şunu kafanıza iyice yerleştirin:

Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.

Asla değiştirilemez!