Tüm gözler Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Biden arasında yarın gerçekleşecek olan görüşmeye çevrilmiş durumda. Herkesin malumu olduğu üzere, Türkiye uzun zamandır ABD ile gerilen ilişkilerin olumlu bir ivme kazanmasını istiyor.

Bunun için de şartları belli…

PKK’ya yapılan yardımların kesilmesini, FETÖ’ye desteğin son bulmasını, Doğu Akdeniz’de haklarımızın gaspı için uğraşan Yunan’ın ve Rum’un şımartılmasının son bulmasını istiyoruz.

Bir de artık ABD tarafının S-400 takıntısının son bulmasını talep ediyoruz.

Başka bir deyişle, milli güvenliğimiz ve menfaatlerimiz doğrultusunda haklı taleplerimizi dile getiriyoruz, kabul ettirmek için her platformda uğraşlar veriyoruz.

Brüksel’deki zirve esnasında gerçekleşecek ikili görüşmede de mevcut konuların muhatabına aynı kararlılıkla hatırlatılacağından şüphemiz yok.

ABD’ye attırılacak bir geri adımın Türkiye’ye neler kazandıracağı konusunu izah etmenin anlamı da yok.

Ama gelin görün ki, Türkiye’nin kazanmasını kendi kayıpları olarak gören içimizdeki bazılarının görüşmeden olumlu tek bir sonucun çıkmasını bir kenara bırakın, pozitif gündeme işaret eden bir tek fotoğraf karesinin verilmesine dahi tahammülleri yok.

Neden mi?

Çünkü onların tüm yatırımları Biden’ın kendilerine verdiği desteğe bağlı da ondan…

Onların aklındaki tek soru, umut bağladıkları Biden’ın gerginlik stratejisini bir kenara bırakıp Türkiye ile ilişkileri rayına oturmak için adım atarsa hangi dala tutunacakları…

Kimlerden mi bahsediyorum?

Tabii ki zillet ittifakı ortaklarından…

Günlerdir sahibi oldukları gazetelerin satır aralarında, katıldıkları TV programlarında yaptıkları yorumlarda “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın işinin zor olduğunu”, ABD ile uzlaşmanın tek yolunun “biat etmekten” veya “taviz vermekten” geçtiğini dillendiriyorlar.

Oysa ki aynı Biden çok yakın bir zaman önce birçok ülkeye uyguladığı yaptırım ve baskı tutumunda değişikliğe gitti.

Örneğin Avrupa’nın Rusya’ya enerji bağımlılığını arttıracak Kuzey Akım-2 projesi nedeniyle uyguladığı yaptırımlardan Almanya’yı muaf tuttu.

Hadi Almanya müttefik ülke, Biden düşman olduğunu ilan ettiği İran’ın Avusturya ile nükleer anlaşmalar yürüttüğünü bilmesine ve nükleer anlaşmalarda belirlenen sınırlamaları aştığı defalarca kez açıklamasına rağmen ne oldu da İran’a uyguladıkları yaptırımları yavaş yavaş kaldırmaya başladı?

Rusya’dan S-400 aldığımız için parasını verdiğimiz F-35’leri teslim etmeyeceklerini söyleyen Biden, söz konusu yine Rusya’dan S-400 alan Hindistan’a silah satmak olunca niçin Hindistan’a S-400 muafiyeti sağlamanın yollarına koyuldu?

Bizdeki zilletin aklına göre Almanya mı ABD’ye biat etti, yoksa İran mı taviz verdi, yoksa Hindistan “Bana silah satın” diye el etek mi öptü?

İnanın kimse biat etmedi, taviz vermedi, el etek öpmedi, er ya da geç istediğini aldı, çünkü o ülkelerde her fırsatta Biden’a biat edilmesi gerektiğini dillendiren bir muhalefet yapısı yoktu. Biden da o ülkelerle iyi ilişkilerin muhalefete destek verip mevcut iktidarları değiştirmekle kurulamayacağını gördü.

Umarım Biden, Türkiye ile ilgili gerçekleri de bir an önce görür, “biz sana biat etmeye hazırız, sakın Türkiye’ye karşı tutumunda yumuşama” mesajını gönderenlere bu milletten iktidar onayı çıkmayacağını artık anlar.

Yarınki toplantıda ilk adımlar atılmaya başlar mı bilinmez ama Türkiye’nin menfaatleri gözetilmeden ABD ile yeni bir dönemin kapısının aralanması şimdilik zor görünüyor.