Türkçe Düşün
İstanbul
HAFİF YAĞMUR
27°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Bir yılın ardından

Bir yılın ardından

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Bir yıl önce, Türkiye'nin temelini sarsan, yürekleri dağlayan bir felaketin pençesine düştük.

Yüzyılın felaketini taşıyan takvim yaprağı, 6 Şubat 2023'te döndü.

Gecenin karanlığına sızan ölüm dalgaları, 53 bin canımızı bizden ayırarak 11 kentimizi mahşer yerine çevirdi.

O gün evler, sokaklar, anılar, gelecekler, hayatlar... Hepsi bir enkaz yığını altında kayboldu.

Doğa, en acımasız yüzüyle karşımıza dikilerek ölüm fermanımızı okudu.

Fay hatlarıyla dolu bu topraklarda, depreme dayanıksız binaların nasıl toplu mezarlarımıza dönüştüğüne şahit olduk.

Ancak bu karanlık tablo içinde, insan ruhunun kırılmaz gücüne de tanık olduk.

Türkiye, bir anlığına tek bir bedende bütünleşmeyi başardı. Herkes birbirine koştu, yardım eli uzattı.

Yıkımın ardından, yaşamın yeniden toparlanması adına umut dolu adımlar atıldı.

İnsanımızın dayanışma gücü, depremin yıkıcılığından daha büyük çıktı.

Bu felaket, bir milletin nasıl bir araya gelebileceğini, birlikte tüm zorlukların üstesinden gelebileceğini de kanıtladı.

Ancak bu birlik ruhu, toplumun her kesimini, politik görüşü ne olursa olsun, ortak bir amaç etrafında birleştirmeli ve depremle mücadelede uzun vadeli bir ittifak sağlamalıydı.

Artık hiçbir şey eskisi gibi olmamalı, kısır tartışmalar ve güç kapışmaları bir an evvel sona ermeliydi.

Ne yazık ki, bu ideal gerçekleşmedi.

Enkaz altında hayatta kalma umuduyla bekleyenler varken, enkaz üstünde seçim kampanyası düzenleyenler, ölümleri fırsata çevirmek istedi.

Hükümete “Sakın depremi fırsat bilerek seçimleri ertelemeyi düşünmeyin” bile denildi.

Türkiye'nin siyasal zemininin de, tıpkı yerin altı gibi fay kırıklarıyla dolu olduğunu bir kez daha gördük.

Yıkımın ardından çıkarılması gereken derslerden biri de kentsel dönüşümün önemi oldu.

Deprem, güvenli yapıların hayati önemini acı bir şekilde hatırlatırken, kentsel dönüşüm, hayatta kalmanın temel yolu olarak ön plana çıktı.

Yüzyılın felaketinin ardından gelecek nesiller için sağlam temeller atmanın, yaşam alanlarımızı inşa ederken güvenliği estetik ve konfordan önde tutmanın önemini kavramamız lazım.

Bugün, felaketin birinci yıldönümünde, kaybettiğimiz canları anıyor, geride kalanların acılarını paylaşıyoruz. Onları rahmetle anmanın en güzel yolu, daha sağlam bir gelecek inşa etmekten geçiyor. Dolayısıyla yas tutarken aynı zamanda umuda da sarılıyoruz. Çocuklarımıza daha iyi bir dünya bırakmak için güvenli evler, sağlam yapılar ve bir o kadar önemli olan, dayanışma dolu bir topluma ihtiyacımız var. Çünkü acılar paylaştıkça hafifler, sevgi paylaştıkça çoğalır.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *