Trabzonspor’un galibiyetine gölge düşürmek istemeyiz ama her şey Ali Şansalan’ın gösterdiği ikinci sarı karttan, kırmızı kartı ile başladı. Maçın 23. dakikasında Kim’e öyle bir ikinci sarı kart çıkarttı ki, maçın seyri değişti. Tamam, omuzla bir itme var da, dirsek nereden çıktı ? Madem dirsek var, “Niye direkt olarak kırmızı kart çıkarmadın” diye adama sorarlar.

İşte bu kart sonrası zevkli olacağını düşündüğümüz maç, tek yönlü oynanmaya başladı. Üstelik hakem iki taraf için de birçok sarı kartlık pozisyonu “Es” geçerek, kötü yönetimini sürdürdü. Hakeme kötü yönetimine destek çıkanlar da vardı. Mesela Altay, bu kaçıncı topu içeri taşıman. Senin ayarında bir kalecinin yaptığı hatalar artık yakışmıyor. Maçta bir diğer hata yapan isim de Pereira. Takım 10 kişi kalmış, orta sahayı rakip elini kolunu sallayarak geçiyor. Crespo tek başına koşturuyor, sen hala orta sahada etkili olamayan Mesut’u oyunda tutuyorsun. Üstelik Mesut’u çıkarmayıp, topu rakip alana taşıyan Valencia’yı çıkartıyorsun. Birilerine mesaj mı veriyorsun “İşte Mesut’unuz” diye anlamadık.

Trabzonspor için de yazacaklarımız var. Hem Abdullah Avcı’ya, hem de sahadaki futbolculara. Kardeşim, rakip 10 kişi kalmış ve geriye yaslanmış. Orta sahayı da eline geçirmişsin. O zaman bu telaş, bu hırs ne ? Çevir topu, yor rakibi, usta ayaklarınla bitir işi. Acele oyun ile hızlı oyunu karıştırdı maç boyunca Karadeniz ekibi. Allah’tan VAR uyarısı ile önce penaltı geldi, sonra da Fener’in direnci bitti. Yoksa dünkü panik oyun ile onların da hanesine eksi yazılırdı.