Rusya-Ukrayna savaşı 24 Şubat’tan itibaren fiili bir savaşa dönüştü. Savaşın bugün 24. günü ve bu savaş sadece Rusya ile Ukrayna arasında değil, Batılı ülkeler de buna dolaylı olarak müdahiller. Ülkemiz ise bu fiili savaştan en çok etkilenecek ülkelerden birisi. Ülkemizin izleyeceği politika turizmden ticarete, sanayiden tarıma birçok ekonomik alanı etkileyecektir.

Rusya ve Ukrayna, ülkemizin önde gelen dışalım (ithalat) ve dışsatım (ihracat) ortakları.

Türkiye İstatistik Kurumu’na (TÜİK) göre ülkemizin Rusya ile yıllık dış ticaret hacmi 34.7 milyar ABD doları (USD). Ukrayna ile yıllık ticaret hacmi 7.4 milyar USD seviyesinde bulunuyor. Birlikte ele alındığında iki ülkenin toplam ticaret hacmi 42.1 milyar ABD dolarıdır.

Rusya, ülkemizin önde gelen dışalım (ithalat) ve dışsatım (ihracat) ortaklarından biridir.

Turunçgiller, yaş üzüm ve domates, dolayısıyla yaş meyve ve sebzeler, makineler, kara taşıtları ve bunların teçhizatı, giyim eşyası ve aksesuarları ülkemizden Rusya’ya en çok dışsatım (ihraç) edilen mallar iken, Ülkemiz en çok petrol, doğalgaz, tarım ürünleri, taşkömürü, demir-çelik ürünleri, işlenmemiş alüminyum vb. dışalım (ithalat) yapmaktadır.

Ülkemizin izleyeceği politikanın ne kadar önemli olduğunu vurgulamak için turizmden ticarete, sanayiden tarıma birçok ekonomik alanda etkilerini hatırlatmakta fayda var. Çünkü Avrasya jeopolitik haritasında stratejik öneme sahip olan ülkemiz, bu “küresel ticaret savaşı” ‘ndan açıkça etkilenecektir.

DERİN ETKİLERDEN BİRİSİ DE TARIM SEKTÖRÜ ÜZERİNDE!

Ülkemiz, Rusya’nın en büyük tarım ürünleri dışalımcısı (ithalatçısı) konumundadır. Ülkemizin Rusya’dan yaptığı toplam tarım ürünleri dışalımı (ithalatı) 4.3 milyar ABD doları. Rusya’dan en çok dışalım (ithal) edilen tarım ürünü ise buğdaydır. 2021’de 1.8 milyar dolara 6.7 milyon ton buğday dışalım(ithal) yaptı. Ancak Rusya tek dışalım yaptığımız ülke değil! Ukrayna ise ikinci sırada. Ticaret Bakanlığı’nın verilerine göre ülkemizin buğday dışalımının (ithalatının) yüzde 64.6’sı Rusya’dan, yüzde 13.4’ü Ukrayna’dan. Dolayısıyla iki ülke arasındaki savaş dışalımı (ithalatı) olumsuz etkileyeceğinden gıda fiyatları özellikle ekmek fiyatlarında da ciddi oranda artışlar görülecektir.

Ayrıca Ülkemiz, Rusya ve Ukrayna’dan Ayçiçek yağı ithalatında da ilk sırada yer almaktadır. Ayçiçeğinin yüzde 65.5’ini Rusya’dan dışalım (ithal) yapılırken, yüzde 4.2’sini Ukrayna’dan dışalım (ithal) yapılıyor.

SAVAŞIN ENERJİ SEKTÖRÜNE ETKİSİ!

Ülkemiz enerjisinin çoğunu Rusya’dan ithal ediyor. Rusya’dan gelen doğalgazla ısınıyor, elektrik üretiyor ve sanayisini ayakta tutuyor. Ülkemizin 2021’de 48.1 milyar metreküp doğalgaz tüketti. Bu gazın yüzde 33.6’sı Rusya’dan geliyor. Ülkemiz doğalgazının yüzde 24’ünü Azerbaycan’dan alırken, doğu komşusu İran’ın payı yüzde 11.1. Ayrıca Nijerya ve Cezayir’den Sıvılaştırılmış Doğal Gaz (LNG) alıyoruz.

SAVAŞIN TURİZM SEKTÖRÜNE ETKİSİ!

Yaşanan küresel salgın (kovid-19) krizden en fazla etkilenen turizm sektörü savaş ekonomisi ve yaptırımlardan mutlaka etkilenecektir. 2021 yılı 30 milyona yakın turist geldi, bu da yaklaşık 24.5 milyar dolar gelir anlamı taşıyor. 4 milyon 656 bin turist Rusya’dan, 2 milyon 55 bin turist Ukrayna’dan geldi. Türkiye’nin en çok turist aldığı iki ülke Rusya ve Ukrayna. Bu iki ülkeden gelen turist sayısı, toplam turist sayısının yüzde 23’ünü oluşturuyor. Ülkemize 2022’de 35 milyon turist ve 35 milyar USD gelir bekleniyordu. Yaptırımlar ve savaş ekonomisi gelecek turist sayısında da etkili olacaktır. Ülkemizin cari açığını daraltmada önemli bir etkisi olduğu düşünülürse, bu durum yeni bir krizi de tetikleyebilir.

SAVAŞIN ENDÜSTRİ SEKTÖRÜNE ETKİSİ!

Ülkemiz ile Rusya arasında önde gelen yatırım alanlarından biri inşaat sektörü olarak görünüyor. Yapılan çalışmalarda görülen en fazla proje sayısı Rusya’da. Sadece 2021’de müteahhitlerimiz Rusya’da 11.2 milyar USD iş hacmine sahip olmuş ve sektörün toplam iş hacminin yüzde 38’ini oluşturmuş. Bu rakam ise Ukrayna için 1.6 milyar USD.

Rusya-Ukrayna savaşında görünen sebep, Rusya’nın NATO’nun doğuya genişlemesini ulusal bir tehdit olarak görmesi. ABD ve NATO’dan doğuya genişleme olmayacağına dair yazılı güvenceler istemesi ve Ukrayna’nın Batı’ya ısrarla yaptığı “Bizi NATO’ya alın!” çağrısı görünse de madalyonun arkasında “ticaret savaşları” var.

Washington ve Brüksel ülkemizi büyüyen tarıma dayalı sanayi ekonomisi olarak değil de, dışalım (ithalatçı) bağımlı bir ülke olarak konumlandırıyor. Bu yönde bizi hem Euro hem de dolar bölgesi aynı anda vuruyor. Enerji ithalatına bağımlığı olan ülkemiz, 2022 yılı için 84 milyon ülke nüfusunu, yaklaşık 35 milyon turisti, 3 milyon 746 bin Suriyeli mültecinin yanı sıra, 320.000 kadar diğer uyruklardan oluşan kişileri beslemek için tarım dışalımına (ithalatına) bağımlılıkla mücadele ediyor.

Son söz: Amerika Birleşik Devletleri, ülkemizin savunma, güvenlik ve endüstriyel büyümesini artırmak ve teknoloji üretimine odaklanmak için aktif girişimlerini gördü ve ülkemiz karşıtı bir tavır aldı. Çünkü ülkemiz, Avrupa ile Ortadoğu arasında bir köprü olarak yüksek teknolojili üretim ve sanayide gücünü artırırsa ABD için zorlu bir aktör haline gelecektir, bunun farkındalar.

Ticaret savaşları sürecinde ülke olarak zorda kalmayacağımız günler geçirmemizi dilerim!