Arık, İsviçre'nin Cenevre kentinde düzenlenen BM Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Önlenmesi Komitesi'nin (CEDAW) 87. oturumuna katıldı.

Oturumda konuşan Arık, Batı Trakya Türk toplumunun dini özerkliği, örgütlenme özgürlüğü ve kadınların adalete erişimine ilişkin sorunlarını anlattı.

Yunanistan'ın Batı Trakya Türk toplumunun Türk kimliğini inkar ettiğini, isminde "Türk" kelimesi geçen dernekleri kapattığını hatırlatan Arık, yeni kurulan derneklerin kayıt başvurularının da reddedildiğini belirtti.

Yunanistan'ın, aralarında Rodop İli Türk Kadınları Kültür Derneğinin de bulunduğu Batı Trakya'daki üç Türk derneğiyle ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarını 16 yıldır uygulamadığının altını çizen Arık, İskeçe İli Türk Kadınları Kültür Derneğinin kayıt başvurusunun ise 2017'den beri Yunan makamlarınca reddedildiğini aktardı.

Arık, bu yasakların bölgede yaşayan Türk kadınlarının kültürel ve sosyal gelişimini engellediği vurguladı.


BATI TRAKYA'DA AZINLIK DERNEKLERİ, İSİMLERİNDE "TÜRK" İFADESİ GEÇTİĞİ GEREKÇESİYLE KAPATILMIŞTI

Adlarında Türk ifadesi geçtiği, Batı Trakya'daki azınlığın Lozan Antlaşması'nda "Türk" değil "Müslüman" olarak tanımlandığı iddiasıyla 1927'de kurulan İskeçe Türk Birliği (İTB), 1928'de kurulan Gümülcine Türk Gençler Birliği (GTGB) ve 1936'da kurulan Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği (BTTÖB) 1980'li yıllarda kapatılmıştı.

Bir dönem azınlık okulları tabelalarında ve karnelerinde bulunan "Türk" ifadesi Yunanistan tarafından görmezden gelinirken bu tarihten sonra Türk ismi taşıyan derneklere resmi statüde faaliyet izni verilmemişti.

Kuruluşları reddedilen Meriç İli Azınlık Gençleri Derneği ve Rodop İli Türk Kadınları Kültür Derneği, kapatılan İTB ile birlikte konuyu 2005'te AİHM'e taşımıştı. Mahkeme 2007 ve 2008 tarihli kararlarında dernek kurma özgürlüğünün ihlal edildiğine karar vermişti.

Avrupa Konseyi Bakanları Komitesi, Yunanistan'ın AİHM kararlarını uygulayıp uygulamadığını yakından takip ederken Yunanistan Parlamentosu 2017'de AİHM kararlarının uygulanmasının önünü açmak amacıyla bir yasa değişikliğini onaylamış ancak yasada bulunan çekinceler gerekçesiyle Türk ismi taşıyan derneklerin resmi faaliyetine izin verilmemesi yönündeki uygulama devam etmişti.