ABD’nin kalleşlikleri, kepazelikleri, kanlı oyunları, Trump denilen ruh hastasının dengesizliklerini biliyoruz. Rusya konusundaki endişelerimizi her zaman dile getirdik. Nitekim Rusya durumdan vazife çıkarmakta hiç geç kalmamıştır. Bir defa daha görüyoruz ki, hiçbir şekilde boşluk bırakmamak gerekiyor.

Barış Pınarı Harekâtı’nın en önemli virajına geldik. ABD’nin verdiği sözü tutup tutmadığını bugün göreceğiz. Verilen süre saat 22.00’de sona eriyor. Süreç çok doğru şekilde işledi. Diplomasiyi her zaman ciddiye aldığımızı ve gereği kadar kullandığımızı bütün dünya gördü. Bununla birlikte ne kadar kararlı olduğumuzu, sınırlarımızın dibinde varlığımızı ve birliğimizi tehdit eden bir terör devletine hiçbir şart altında izin vermeyeceğimizi de artık herkes anladı.

HEPSİNİN SİCİLİ BELLİ

         Bundan sonrasında ne olacağı artık bellidir. Sayın Cumhurbaşkanı ve ilgili bakanlar çok doğru açıklamalar yapıyor ve en küçük bir boşluk bırakmıyorlar. Muktedir bir devlet olduğumuzu, verilen sözlerin tam olarak yerine getirilmesini ayrıntılı biçimde takip ettiğimizi, oynanan kirli oyunların bir şeyi değiştirmeyeceğini, anında müdahalelerle ve gereğini yaparak ortaya koyuyoruz. Karşımızda hiçbir kural, hiçbir ölçü, hiçbir insani değer tanımayan, son derece vahşi, azgın, alçak, namussuz, şerefsiz bir terör örgütü var. Ne yazık ki, bu katil sürüsünü kollayıp kollayanların da sicili bunlardan daha temiz değildir. Bir damla petrolü, bir damla kandan çok daha değerli gören bir anlayışla karşı karşıyayız. Bunu söylerken sadece ABD’yi kastetmiyoruz. Bugün bölgeye üşüşmüş olan emperyalistlerin hepsi aynı yolun yolcusudur ve alayı ile birden mücadele etmek zorundayız. Konumu, durumu, hesapları farklı olsa da, doğrudan ABD’nin ve doğal olarak İsrail’in hedefinde bulunsa da, İran bile bize kafa tutmaya, bu kanlı oyunun sürmesi için elinden geleni yapmaya çabalamaktadır.

RUSYA VE CEVAP ARAYAN SORULAR

         Bugün bir taraftan verilen sürenin dolmasını ve buna bağlı olarak teröristlerin bölgeden çekilmesinin ne ölçüde sağlanabileceğini takip ederken, diğer taraftan da Sayın Cumhurbaşkanının Putin’le yapacağı görüşmeye odaklanacağız. Rusya durumdan vazife çıkarmakta hiç geç kalmamış ve rejimle birlikte bizim güvenli bölge için hedeflediğimiz alana girmekte sakınca görmemiştir. Bir defa daha görüyoruz ki, hiçbir şekilde boşluk bırakmamak gerekiyor. Rusya, ABD’nin çekildiği yerlere hemen yerleşerek, kendi elini güçlendiriyor ve ne yazık ki, bu durumu bize karşı kullanıyor. Şu anda güvenli bölge sınırları içinde kalan Ayn-el Arap ve Kamışlı’da durum budur. Buna bir de Münbiç eklenmiştir. Buralarda bulunan terör örgütleri ne kadar temizlenmiştir ve bu konuda ne kadar samimiyet gösterilmektedir? Türkiye bu yerleşim yerlerini kendi güvenliği açısından hayati önemde görürken, Rusya’nın devreye girip, duruma yeni bir boyut kazandırması nasıl izah edilecektir? Sayın Cumhurbaşkanının bugün Putin ile yapacağı görüşme, bu sorulara da bir ölçüde cevap verecektir.

KENDİ İŞİMİZE BAKALIM

         Rusya konusundaki endişelerimizi her zaman dile getirdik. ABD’nin kalleşlikleri, kepazelikleri, kanlı oyunları, Trump denilen ruh hastasının dengesizliklerini biliyoruz. Bunların tedbirini alıyoruz ve belli bir noktaya da getirdik. Aynı kararlılığı, aynı dikkati Rusya’ya karşı da sürdürmek zorundayız. Ne ABD’ye, ne de Rusya’ya güvenebiliriz. Biliyoruz ki, bunlarla dostluk da, iyi ilişki de, hatta müttefiklik de menfaatlerin kesiştiği yere kadardır. Kendi menfaatleri söz konusu olduğu andan itibaren her şey biter ve bir anda her şey tersine döner. Onun içindir ki, biz kendi menfaatimize bakalım, kendi göbeğimizi keselim.

MAZLUMLARIN ÜMİDİYİZ

         Türkiye bu harekâtla ve buna bağlı olarak oluşturulacak güvenli bölgeyle sadece kendi güvenliğini, kendi varlığını teminat altına almakla kalmıyor. Terör örgütleri dışında, bölgedeki bütün toplulukların, özellikle mazlumların tek ümidi Türkiye’dir. Dili, dini, mezhebi, etnik yapısı, soyu sopu ne olursa olsun, Suriye’dekinin de, Irak’takinin de kurtuluşu Türkiye’dir ve Türkiye’nin yapacaklarına bağlıdır. Bunu biz söylemiyoruz, kendileri haykırıyorlar. Terör ve terörü kullanan kan emici emperyalistler hepsini bezdirmiş, yormuş ve tüketmiştir. Huzur ve iyi bir gelecek hayali sadece ve sadece Türkiye ile mümkündür. Kimsenin toprağında gözümüzün olmadığını, terörü bitirmek, huzuru getirmek dışında bir maksadımızın bulunmadığını terör örgütleri ve onlar üzerinden kanlı hesaplar yapanlar dışındaki herkes anlamıştır, kabul etmiştir ve onaylamıştır.

ZOR, OYUNU BOZUYOR

         Barış Pınarı, tam da adı gibi akmaktadır. 9 günlük müdahale elimizi iyice güçlendirmiş ve varlığımızı kabul ettirmiştir. Bundan sonra da işimiz kolay değil, ama artık dönüşü olmayan bir yola girildiğini bütün dünyaya kabul ettirdik. Zor, oyunu bozmuştur. Buna rağmen yeni oyunların sahnelenme ihtimalini göz ardı edemeyiz. Sahada sağladıklarımızı, aynı kararlılıkla masa başında da savunmak durumundayız. Bir endişemiz yoktur, hükümet doğru yoldadır ve başarılı işler yapmaktadır. Bu kahraman ordu, bu asil millet en büyük gücümüzdür ve bu gücün doğru değerlendirilmesi halinde neler olacağını şimdi bütün dünya izlemektedir. Burada utanması gerekenler, hâlâ bu harekâtı sulandırmaya çalışan içimizdeki zavallılardır ki, onlar için ne yazık ki yapılabilecek bir şey yoktur.