Yaşadığımız son kahpelik, bir defa daha Türk’ün Türk’ten başka dostu olmadığını, güçlü, kararlı, iddialı olmak ve bağımsız hareket etmekten başka bir çıkış yolumuzun bulunmadığını bize gösterdi. Ne yapacaksak, kendimiz, kendi imkanlarımızla, gücümüzle, kararımızla yapacağız. Bunun başka bir yolu yok. Kaybedecek zamanımız da kalmadı.

EN SERT TEDİRİ ALIYOR VE UYGULUYORLAR

Avrupa’da en küçük bir terör olayında ortalık ayağa kalkıyor. Sanki dünyanın sonu gelmiş gibi, kınamalar, lanetlemeler, toplantılar yapılıyor. Anında biraraya geliyor, ortak kararlara imza atıyorlar. Bu da yetmiyor, hiç vakit kaybetmeden kanunlarını, kararlarını, tavırlarını değiştiriyor, en sert tedbirleri alıyor ve uygulamaya koyuyorlar. Bunları yaparken, ne demokrasi aklarına geliyor, ne insan haklarını hatırlıyorlar. Onlarca örneğini sayabilirim. Fransa’da, İngiltere’de DEAŞ terörü karşısında yapılanlara bütün dünya şahittir. Anında polise sorgusuz sualsiz silah kullanma yetkisi verdiler. Polis, sırf tipi Ortadoğu ülkesi vatandaşına benziyor diye, Metro çıkışında bir adamı alnından vurdu. Vurulan adamın suçsuz günahsız bir Brezilya vatandaşı olduğu ortaya çıktı. Ertesi günü yapılan açıklamada, bir daha benzer şeyin olmayacağını garanti edemeyeceklerini söylediler.

BİZZAT KURUP SAHAYA SÜRÜYORLAR

ABD 11 Eylül olaylarından sonra bütün Ortadoğu’yu kan gölüne çevirdi. Bu bahane ile ülkeler yıkıldı, tamamı Müslüman milyonlarca insanın kanı aktı. Terör kendilerine yönelince tek çıkış yolu, öldürmek ve yok etmek oluyor. Ancak, başkaları olunca teröristlere başka sıfatlar yakıştırılıyor, yardım ediliyor, silah veriliyor ve azdırılıyor. Bizzat kurup sahaya sürdükleri terör örgütleri var. PKK terör örgütü tam da bunun örneğidir. FETÖ başka bir örnekti. Diğer marjinal sol bölücü örgütler de buna dahildir. Hatta DEAŞ’ın bile kontrollü bir istihbarat yapılanması olduğunu artık bütün dünya görmüş ve anlamıştır. Şu anda bu terör örgütlerinin tamamı Avrupa ülkeleri ve ABD’de üstleniyor, korunuyor, faaliyet gösteriyor, ama sadece bize saldırıyor. Bırakın terör örgütlerini, kendisi bizzat terörist olan ülkeler var. İsrail açık bir terör devletidir. Ne kural tanır, ne kaide bilir. ABD’nin de İsrail’den aşağı kalır tarafı yoktur, zaten birbirlerinin tamamlayarak gidiyorlar.

SİYASET YAPMALARINA DA İZİN VERİLMEZ

Sahada da böyle de siyasette durum çok mu farklı. Başta Avrupa ülkeleri olmak üzere, siz dünyanın hiçbir yerinde teröre açık destek veren, hatta terör örgütünün bizzat kendisi olan bir siyasi partinin varlığına izin verildiğini duydunuz mu? Böyle bir şeyin olabileceğine ihtimal veren var mı? PKK terör örgütünün yanından bile geçemeyecek terör örgütlerine doğrudan da değil, ima yollu destek veren partileri bir daha açılmayacak şekilde anında kapattılar. İspanya Yüksek Mahkemesi, Batasuna’yı kapatırken “Şiddetin kınanmasının reddedilmesi ve bunun diğer bütün partiler tarafından kınanırken yapılmaması terörizme örtülü bir destek anlamına gelir” demiştir. Batasuna avukatlarının AİHM’ye yaptığı itiraza, “karar doğrudur, sözleşmeye aykırı değildir” cevabı verilmiştir. Benzer örnekler Yunanistan’da, İtalya’da, Fransa’da da yaşanmıştır ve ne o ülkelerde muhalefetten, ne de başka kurumlardan hiçbir itiraz gelmemiştir.

GÖLGE ETMESİNLER YETER

Tablo budur. Uzun yıllardır, terörün her türlüsüyle karşı karşıyayız. Binlerce şehit verdik, binlerce masum insan hayatını kaybetti. Kendilerine sıra gelince dünyayı ayağa kaldıranlar, göstermelik kınamalar dışında hiçbir şey yapmadıkları gibi, Türkiye’nin terörle mücadelesini sulandırmak ve hatta engellemek için olmayacak alçaklıklara yöneldiler. Terörü demokrasi ile izah etmeye, teröristleri insan haklarıyla temize çıkarmaya çalıştılar. 13 sivilin kahpece katledilmesi karşısında siz başta bize demokrasi dersi vermeye kalkışan ülkeler olmak üzere sözde medeni ülkelerden doğru dürüst bir açıklama duydunuz mu? Sanki hiçbir şey olmamış gibi yapıyorlar. Bu ahlaksız, ikiyüzlü ülkelerden gelecek hiçbir değerlendirmenin bizim için bir hükmü yoktur. Bunlardan bir şey de istemiyor ve beklemiyoruz. Gölge etmesinler yeter. Ama göreceksiniz, bu kahpe saldırıya hiç ses çıkarmayanlar, Türkiye’nin bu kanı yerde bırakmamak için alacağı tedbirlere, yapacağı hamlelere karşı çıkacak ve bize demokrasi hatırlatması yapacaklar.

SÖZ HÜKMÜNÜ KAYBETMİŞTİR

Artık söz hükmünü kaybetmiştir. Kimin ne dediği, ne yaptığı bizi ne bağlar, ne de ilgilendirir. Mağara katliamını yapan PKK terör örgütü ve destekçilerinin mutlaka, ama mutlaka hesap vermesi gerekiyor. Hiç kimse karnından konuşmasın, bu teröristler üzerinden siyasi hesaplar yapmaya kalkışmasın. Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Her kim bu kanlı katillerin ve onların bütün uzantılarının yanında olur, işbirliği yapar veya aklamaya yeltenirse bu ihanete ortak olur. Daha ne olması gerekiyor? PKK bütün unsurları ile birlikte ortadan ivedilikle kaldırılmalı, siyasi uzantılarının faaliyetlerine bir daha açılmayacak şekilde son verilmelidir.

Şehit olan kahraman askerlerimize ve aziz vatandaşlarımıza bir kez daha Cenab-ı Allah’tan rahmetler diliyorum.