Cumhur ittifakını oluşturan MHP ve AK Parti dışındaki partilerin alayı aynı yerden aldıkları komutlarla kontrolden çıkmış durumdalar. MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli grup toplantısında yaptığı konuşma ile bu ülke ve milletle hesabı olanlara defa daha meydanın boş olmadığını ve yapılan karanlık hesapların mutlaka boşa çıkarılacağını gösterdi.

Sayın Bahçeli konuşmasına MHP’nin 52’nci şanlı kuruluş yılını değerlendirerek başladı: “9 Şubat 1969’da millet vicdanında filizlenen partimiz tam 52 uzun yıl içinde kökleşerek, gücüne güç ekleyerek, engelleri birer birer ekarte ederek bu zamana kadar ulaşmıştır. Türkiye üzerinde plan yapanlar, milletin vermediği yetkiyi almak için kuyrukta bekleyenler, demokrasi dışı arayışlara heves edenler, aynı zamanda dış güçlerden namertçe medet umanlar, alayınızı uyarıyorum; girdiğiniz yolun sonu uçurum, akıbetiniz mahvoluştur. Cumhur İttifakı düşmeden, Milliyetçi Hareket Partisi teslim alınmadan bu vatanı bölemezsiniz, bu devleti yıkamazsınız, bu milleti karanlığa çekemezseniz.”

BUNLARA TÜRKİYE EMANET EDİLİR Mİ?

Zillet ittifakının unsurları yoğun bir görüşme trafiği içindeler. Özellikle CHPHDP görüşmesi ve sonrasında yaşananlar ibret vericiydi. MHP bu gelişmeleri elbette yakından takip ediyor: “Doğrusunu isterseniz merak ediyoruz, bayram değil seyran değil, bunların kulağına kimler neyi fısıldadı da ortalığa düştüler? Üçüncü yol arayışları, koltuk kavgaları, çıkar mücadeleleri, yeni ittifak kurma niyetleri, parti içi kaynamalar derken, siyasetin zillet ayağı toz duman içindedir. HDP heyetinin CHP yönetimiyle görüşmesinden hemen sonra, aşinası olduğumuz müşterek basın toplantısı CHP’nin kurnazlığı nedeniyle yapılamamış, HDP kendi çalıp kendi oynamıştır. Anlaşıldığı kadarıyla CHP Genel Başkanı, HDP’ye karşı siyasi koronadan dolayı sosyal mesafe koymuştur. Birbirine kefil olamayanlara, birbirine sahip çıkamayanlara, birbirinin yanında dahi duramayanlara Türkiye emanet edilir mi? Millet CHP-HDP-İP arasındaki dalavereye hiç kanar mı? Arka kapıda buluşmayın, aile fotoğrafına girmekten kaçınmayın, mertseniz, üzerini örteceğiniz bir ayıbınız yoksa çıkın sahneye de boyunuzu görelim, kaç kilo olduğunuzu öğrenelim. Aynı tutumu terörist Demirtaş ile kahvaltıya hazırlanan İP’in başkanından da bekliyor, bunu istiyoruz.

Hadi buyurunuz, bizim ittifakımız, ittifak ortağımız bellidir. Bizim hedeflerimiz, 2023’deki Cumhurbaşkanı adayımız da bilinmektedir. Allah’a şükürler olsun ki, saklayacak, gizleyecek, korkacak hiçbir açığımız, hiçbir zaaf veya yanlışımız yoktur. CHP’nin HDP ile görüşmesi demek PKK’yla teması demektir. Zillet ittifakının görünmeyen ortakları PKK’dır, FETÖ’dür, Sorosdur, rant ve faiz lobisidir. CHP savruluyor, bu partinin küçük kuklası İP sallanıyor.

Bu gidişle CHP’nin HDP tarafından asimile edilmesi, sömürge partisi haline dönüştürülmesi sanıyorum kaçınılmazdır. Tavsiyem CHP yönetiminin Kandil’e değil Anıtkabir’e bakması, terör örgütlerinden değil Kuvayı Milliye’den feyz almasıdır.

ÖĞRENCİ BAŞKA TERÖRİST BAŞKADIR

Boğaziçi Üniversitesi’ne Rektör ataması bahanesi ile yaşananlarla ilgi değerlendirme hem bir tespit hem de uyarıdır: “Biz öğrenciyi de biliriz, teröristi de biliriz. Biz mazlumları da tanırız, zalimleri de tanırız. Boğaziçi Üniversitesi’nde yasal ve meşru sınırlar çerçevesinde ataması yapılan rektöre itiraz edenlerin ana dinamiği, provokasyon merkezi, saldırı üssü marjinal örgütlerdir. Bir öğrencinin DHKPC ile ne işi olur? Katil polis demek, mesela İstanbul Kadıköy’de polis otolarını taşlamak, esnafa saldırmak, sivillere sataşmak ifade ve düşünce hürriyetinin neresine sığmaktadır? Muhterem analarımız, çağrımı tekrarlıyorum: Evlatlarınıza siz sahip çıkın. Ne Kılıçdaroğlu’nun eline ne de onun bunun keyfine bırakmayın. Öğrenci başka, terörist başkadır. Terör örgütüyle irtibat ve iltisakı olanlar öğrenci değil, suçludur. Boğaziçi Üniversitesi’nde fitne düzeneği kuran, devletle öğrenciyi cepheleştirmek için kolları sıvayan, cılızlaşan olayları diğer illere ve üniversitelere taşımak için fırsat kollayan, buradan bir halk hareketi çıkar mı diye bekleyen, buna destek olan kim varsa alçak ve hain bir projenin figüranıdır.

YENİ SİSTEME UYGUN ANAYASA

Yeni Anayasa değerlendirmesi ile bitirelim: “Parlamenter sistemin izlerini silmek, kalıntılarını temizlemek lazımdır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ruhuna ve dokusuna uygun yeni bir anayasa yazılması geniş bir uzlaşmayla sağlanmalı ve milletimize kazandırılmalıdır. Her parti yeni bir anayasadan bahsediyor ya da değişmesini öneriyor. O zaman tutarlılık gereği bütün partilerin Anayasa’nın ilk dört maddesine bağlı, vatandaşlık tanımına sadık bir siyasi tutumla bir araya gelmesi milletimizin talep ve beklentisidir.”