Her şerde bir hayır vardır. Şampiyonluğun garantilendiği Antalyaspor maçında Akyazı Stadı’nın maç oynanamaz hale gelmesi, İstanbul ve çevre illerdeki Trabzonsporlulara ikramiye gibi oldu. Kulüp de 65 bine yakın bilet satıp hem para kazandı hem de sezonun seyirci rekorunu kırdı.

Evdeki, muhteşem kupa töreni sonrasında, geç saatlerde İstanbul’a gelen şampiyon takımın yorgun olması normaldi. Keşke bu maç bir gün önce oynansa, kutlamalar da bugün olsaydı. Bu federasyon gerçekten yönetmeyi bilmiyor. Trabzonspor ve Fenerbahçe seyircisini aynı şehirde, aynı gün buluşturmak olaylara davetiye çıkarmak değil midir?

Gelelim maça... Bir tarafta şampiyon, diğer tarafta küme düşmüş bir takım. Trabzonspor’un her yönüyle ağır basması son derece doğal. Hedefe ulaşmış takımları motive etmek zordur. Ama Abdullah Hoca takımı hırslı ve baskılı oyuna başlattı. Ancak, İbrahim’in ters dokunuşu olmasa, ilk yarıda gol izleyemeyecektik. Çünkü Trabzonspor’un kaleyi bulan şutu yoktu. Üstelik Uğurcan yine kurtarıcıydı.

Devre arası konuşması etkisiyle ikinci yarı Trabzonspor’un beklenen oyunu ile başladı. Ama yine son vuruşlarda bir türlü çerçeveyi bulamadılar. Sözleşme sorunu süren Nwakaeme oynamayınca, Trabzonspor gol atamıyor. Nijeryalı penaltıyı bile isteksiz, iki kerede gol yapabildi. İlkinde kaleci erken çıktı, kurtardı. Gol ikinci de geldi.

Türk futbolunun önemli kulüplerinden olan Altay hiç küme düşmüş bir takım görüntüsünde değildi. Böylesine önemli bir camianın mutlaka Süper Lig’de olması gerekir. Umarım en kısa sürede geri dönerler.

Kadir Sağlam, Süper Ligin yeni hakemleri arasında alt liglerde düdük çalma sayısı olarak en tecrübelisi. Bir hakem için bu kadar seyircisi önünde maç yönetmek kolay değildir. Aslında iyi de yönetiyordu ancak, yardımcısının yanıltması ile verdiği penaltı, yönetimine gölge düşürdü.