15 Mayıs 2016’da MHP’yi ele geçirmek için tırmandığı tellere asılı kalarak göstermişti nasıl bir iç dünyaya sahip olduğunu… Yanındaki diğer sözde üç aday adayı da tellerin üzerine çıkıp garip sesler çıkarmışlardı. Biri ağzını, biri gözünü, biri de kulağını kapatmıştı…

***

24 Haziran 2018 seçimlerinden önce partisi için yüzde 25’lik rüzgârdan bahsederken kendisi yüzde 7’lik lodosla devrildi. CHP olmasa Meclis’in yüzünü dahi göremezlerdi. Kameralar önünde yüzü gülerken içi kan ağlıyordu. Ama bir Mona Lisa değildi…

***

Kaldıramadığı seçim sonuçlarını gizleyebilmek için evine kapandı. Partililer geri dönmesi için kendilerini pencerenin demir korkuluklarına zincirlemişti. Evinden dışarı çıkması için Koray Aydın aracı olmuş, Akşener’in ikna olduğunu açıklarken de sözlerine “Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli” diyerek başlamıştı.

***

Meral Akşener; HDP, PKK, Öcalan, Kürdistan, Kürt gibi kavramları nerede konumlandırdığına dair sayısız çelişkili açıklamalar yaptı. Bunu engellemek için de her birinde uzman isimleri yardımcısı olarak atadı. Ama bunların da her biri ayrı telden çalınca ortaya “Serok Heval Biji Madam Dişi Meral” çıkıverdi.

***

TBMM kürsüsünden teröristbaşı Abdullah Öcalan için “Sayın” ifadesini kullanarak nezaketini de eksik etmedi.

***

Seçim mitingi için gittiği Denizli’de toplanan kalabalığa “nasılsınız teröristler” diyerek seslendi.

***

Miting meydanlarında yapmaya çalıştığı taklitlerle izleyicileri kendinden geçiriyordu. En çok alkışı da “üüüüüüüüüü ıııııııııı uuuuuuuu aaaaaaaaa” harflerinden oluşan anlamsız sesleri çıkararak alıyordu.

***

Olmayan makama talip olarak da siyasi tarihe geçti. Gittiği yerlerde Cumhurbaşkanı posterleriyle karşılanıyor ama kendisi Başbakan olacağını söylüyordu. Bu cümleden sonra kalabalıktan ilginç bir uğultu yükseliyordu.

***

İttifak ortağı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yüzüne gülüp arkasından olmadık işler çeviriyordu. Kemal Bey adaylık sinyali verdikçe bir gün Ekrem İmamoğlu diğer gün Mansur Yavaş’la bir araya geliyordu. Bu kadar entrika çevirebilmek için uzun yıllar eğitim almıştı sanki...

***

Esnaf gezileri adı altında gittiği şehirlerde çeşitli konularda tiyatro gösterilerine imza attı. Oyuncuları Hollywood’a taş çıkarırdı ama senaryosu 5 para etmediği için yakayı çabuk ele veriyordu.

***

Hem akrabası hem milletvekili olan Lütfü Türkkan’ın kucağına aldığı köpeğiyle hayvan sevgisini ortaya çıkardığı zannedilirken, şehit yakınlarına ettiği sinkaflı küfürlerle hayvandan da aşağı olan duygulara sahip olduğunu ispatlıyordu. Kucağındaki köpeği daha eğitimliydi.

***

Partisindeki makama göre adam bulamadığı için adama göre makam dağıtıyordu. Yavuz Ağıralioğlu parti sözcülüğü görevini yürütürken Akşener ona konuş dediğinde konuşuyor ama sus dediğinde susmasını bilmiyordu. Sırf onu görevden almak için parti sözcülüğü makamını kaldırdı. Yerine “Gel dediğinde gelen, git dediğinde giden” birini bulduğunda parti sözcülüğünü tekrar ihdas etti.

***

Siyasi partiden çok çılgınlar partisini andıran bir yapı vardı. Her kafadan ayrı bir ses, her sesten ayrı bir melodi, her melodiden ayrı bir tını çıkıyordu. Bu yüzden gösterileri sevimsiz ve sıkıcı geliyordu.

***

Kendilerini aklamaya çalışmaları yetmiyormuş gibi bir de terörist aklamaya çalışıyorlardı. İP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Kamil Erozan, İstiklal Caddesi'nde bombalı saldırıyı düzenleyen teröriste ilişkin, "Bu kadının terörist olarak tanımlanması için elde ne delil var bilmiyorum" diyecek kadar akli melekelerini kaybetmişti.

***

Bu haftaki grup toplantısında İP Başkanı Meral Akşener hükümeti kastederek; "Herkes aklını başına alsın. Sirk yönetmiyorsunuz, devlet yönetiyorsunuz, devlet" diyordu ya…

Ne kadar haklıymış… Sirk yönetmekte tecrübeli olanın hali de bir başka oluyor… Şükür ki devlet yönetmiyorlar…