Dakika 30… Aanholt orta, Mohamed vurdu, top direkten döndü… Dakika 34… Feghouli orta, Halil topu boş kaleye bıraktı. Fatih Terim’in mutlak kazanılması gereken maça çıkarttığı çift santrfor için maç boyunca yapılması gereken, iki doğru hareket…

O ana kadar hiçbir şey yapmadı Galatasaray, öndeki oyuncularını pozisyona sokacak. Gerçi sonrasında da… Boş geçen yarım saatte, Altay oynadı. Top yaptı. Pas yaptı. Önde bastı. Gol yaptı. Futbolun gereğini yerine getirdi.

Galatasaray’ın aklında çift santrforu beslemek yoktu. Çünkü, Terim’in saldırı görüntülü takımı, savunma içerikliydi. Çok ihtiyaç varmış gibi Taylan ve Berkan, yapışık iki ön liberoydu. İkisi de eğer önde bu işi bilen biri varsa tamamlayıcı, yoksa da savunma kimlikli oyunculardı. Bu maçta da savunma-forvet bağlantısı yoktu. Yani Terim, saldırı görüntülü çıktı, ancak, aklında yine gol yememek vardı. Böyle de oynattı, kendisi olmasa da gölgesiyle yönettiği takımı… Gol olmayınca, doğru olduğunu sandığı tek santrforlu düzene geçti. Diagne’yi orta sahadan destekleyip ikileyen ‘sahte çift forvetli düzene. Senegallinin sezon başından beri bulunan ilk korner golü gerçeğin üzerini kapatacaktı belki, VAR penaltısı, skora denge getirdi.

Ve bir kez daha ortaya çıktı ki, Galatasaray henüz ‘takım’ değil. Taktiği yok. Ve rakibi bozma dışında da yaptığı bir şey yok…