Cumhur İttifakı, Türkiye’nin dönüm noktası olmuştur. Bu ittifakın oluşmasından sonra sadece siyaset rayına oturmakla kalmamış, dış politikadan terörle mücadeleye, ekonomiden milli ve yerli sanayinin büyük bir ivme kazanıp belirleyici konuma gelmesine kadar her şey değişmiştir. Olumlu, verimli, etkin ve saygın bir hâl almıştır. Kıskançlıklar, bu gelişmelerden duyulan rahatsızlıklar bir şeyi değiştirmiyor. Türkiye her alanda tarihi adımlar atıyor ve sonuç alıyor. Aklı başında olan, vicdan sahibi herkes bunu biliyor, görüyor ve kabul ediyor. Bu böyle devam etmelidir ve edecektir.

PARTİ MESELESİ DEĞİL

Bu bir parti meselesi değildir, çok daha geniş, çok daha büyük ve çok daha anlamlıdır. Cumhur İttifakı bu ülkenin sadece bugünü değil, aynı zamanda geleceğidir.

Sayın Cumhurbaşkanı da, Sayın Devlet Bahçeli de bunu böyle görüyor ve ona göre tavır alıyor. Zaten her fırsatta da bunu söylüyor ve arkasında duruyorlar. Kaldı ki, bunun siyasi karşılığı da son derece net ve büyüktür.

Şimdiye kadar yapılan hiçbir kamuoyu yoklaması bütün zorlamalara, ön yargılara, bindirmelere rağmen Cumhur İttifakı’nı oluşturan partilerin toplam oyunun yüzde 50’nin altına indiğini göstermemiştir. Türk milleti her şeyin farkındadır ve kararlılığını devam ettirmektedir.

SURETİ HAKTAN GÖRÜNENLER

Zaten bütün rahatsızlık, bütün kirli oyunlar, bu kadar telaş, bu kadar fitne de bu yüzden çıkıyor. Ne yapsalar olmuyor, hangi yalanı söyleseler tutmuyor. Millete ümit olamadıkları gibi, bir de utanmadan çamur atıyor, nifak sokmaya çabalıyorlar. Zilleti oluşturanlar yetmiyor, bir de sureti haktan görünenler bu güruha ekleniyor. Bunun son versiyonunu Bülent Arınç’ta gördük. Sayın Cumhurbaşkanı’nın demokrasi, hukuk ve ekonomide reform yapılacağını söylemesinden kendilerine göre bir sonuç çıkardı ve bunun üzerinden önde Cumhur İttifakı’na, ama asıl MHP’ye kılıç salladılar. Alayı birden sıraya dizildi. Durumdan vazife çıkarıp Cumhur İttifakı’nı sonlandıranı mı ararsınız, MHP’yi dışarıda bırakan yeni ittifaklar kuranları mı sorarsınız, her türlü melanet var. Tuttukları köşelerden el ovuşturanları, takla atanları, kin kusanları ibretle izledik.

BU NASIL BİR RUH HÂLİDİR?

Sayın Cumhurbaşkanı çıktı, bu fitne takımına haddini bildirdi, bir anda suspus oldular. Zillet güruhu her ne kadar da hâlâ kuyruğu dik tutmaya uğraşsa da, onlar da büyük bir sukutuhayale uğradılar. Bu zavallılara göre; MHP, Sayın Cumhurbaşkanı’nın açıklamalarından rahatsız olacaktı ve bu iş ittifakın bozulmasına kadar gidecekti. Hakikaten bunların ne yediğini, ne içtiğini, nasıl bu hâle geldiklerini anlayamıyorum. MHP demokrasinin daha iyiye gitmesinden, yargının daha verimli işlemesinden, ekonominin ivme kazanmasından niye rahatsız olsun? Bu nasıl bir akıldır, nasıl bir dünya görüşüdür, nasıl bir izandır? Bunların demokrasiden anladıkları Selahattin Demirtaş’ın salıverilmesi, hukuktan bekledikleri Osman Kavala’nın suçsuz ilan edilmesi, ekonomiden istedikleri kendi yığdıklarının katlanmasıdır. Bu güdük zihniyetle nereye varabilirsiniz?

HİÇ Mİ DUYMADINIZ?

MHP’nin demokrasi, hukuk ve ekonomin geliştirilmesini esas alan değerlendirmelerini hiç mi duymadınız? Seçim beyannamelerini, programlarını hiç mi görmediniz? Sayın Genel Başkan’ın açıklamaların hiç mi işitmediniz? Daha geçen haftaki grup konuşmasında, “Ekonomide açılan ya da açılacak yeni ufuklarla, demokrasi ve hukuk alanlarında kuvveden fiile geçecek sağlam ve sağduyulu hamlelerle fasit çemberin kırılacağını, muhteşem bir kalkışın yaşanacağını düşünüyorum. Bu irade bizde vardır, bu istek bizde vardır, bu irfan bizde vardır, başarı da bizim hakkımızdır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Türkiye’nin aradığı ve ihtiyaç duyduğu tarihi bir yönetim reformu olarak devrededir. Gereken ve planlanan diğer reformların birbirine eklemlenerek ifa ve icrası Türkiye’nin hızına hız katacaktır” demedi mi? Buna rağmen bu karalamalarla nereye varacağınızı zannediyorsunuz?

BUNLARA NASIL ÜLKE TESLİM EDİLİR?

Boşuna uğraşmayın, Cumhur İttifakı tam yol ilerlemektedir. Türkiye’yi Atatürk’ün gösterdiği muasır medeniyet seviyesine çıkarmaya çok yaklaşmıştır. Zaten nelerine güvenerek, hangi sicillerine inanarak iktidar hayali kuruyorlar, anlamak mümkün değil. Zilletin lokomotifi CHP, kelimenin tam anlamıyla zıvanadan çıkmış durumdadır. Türk milletiyle her türlü bağını ve bağlantısını koparmış, tamamen terör örgütlerinin emrine, Türkiye düşmanlarının rotasına girmiştir.

Kemal Kılıçdaroğlu’ndan cesaret bulanların işi nerelere kadar götürüp, nasıl bir Türkiye düşmanlığı yapabildiklerini sadece terörist Demirtaş’ı kurtarmak için gösterdikleri çabada değil, Ünal Çeviköz’ün açıklamalarında da gördük. Ne kadar büyük tehdit ve tehlike olduklarını, asıl bu açıklamalar ele veriyor. Türkiye’nin faydasına olan, iddiasını, etkinliğini arttıran her ne varsa hepsine karşı çıkıyor ve güzel ülkemizle meselesi olan herkesle aynı dili kullanıyor, aynı şeyleri savunuyor, aynı hedefe yürüyorlar. İP’inden HDP’sine, SP’sinden Deva ve Gelecek’ine kadar zilletin vagonu olanlar da işte bu lokomotifin peşinden gidiyorlar. Bunlara nasıl ülke teslim edilir?