KADİR YILDIZ / TÜRKGÜN

KORONAVİRÜS salgınının ülkemizde görülmeye başlandığı 10 Mart’tan itibaren TV ekranlarından düşmeyen bilim adamlarının görüşleri arasındaki uçurum toplumun panik ve korkuya sevkinde önemli bir rol oynamaya başladı. 12 Mart itibarıyla sosyo-ekonomik anlamda alınan birçok tedbir ile salgın hızının yavaşlatılmasına yönelik yoğun bir çaba gösterildi. Bu süreç içinde “sokağa çıkma yasağının” getirilmesini isteyenler aynı zamanda devletin aldığı ekonomik tedbirleri yetersiz bulduklarını beyan ettiler.

EKONOMİK KRİZ HAVARİLERİ DEVREYE GİRDİ

Türkiye’nin ekonomik durumu, nüfusu, iş gücü ve pandeminin gelişim süreci gibi konular göz ardı edilerek yapılan açıklamalar hükümete yönelik bir eleştiri aracı haline getirildi. Ekonomik tedbirlerin üzerinde sıkça duranlar, virüs salgının önlenmesi konusunda alınan sosyal izolasyon ve sosyal mesafe tedbirlerinin üzerinde aynı özeni göstererek durmadılar. Sağlık söz konusu iken Türkiye’yi ekonomi üzerinden yıpratmaya çalışanlara rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan “Milli Dayanışma Kampanyası” başlattı. İlk olarak 7 aylık maaşını bağışlayan Erdoğan’ın ardından, MHP Lideri Bahçeli de 5 aylık maaşını bağışlayarak kampanyaya destek verdi. Bu süreç içinde en düşük emekli maaşı 1500 TL olarak belirlendi. İki milyon aileye 1000 TL’lik sosyal yardım yapılmaya başlandı. Sağlık çalışanlarının primlerinin en üst seviyeden ödenmesine karar verildi. Türkiye koronavirüs salgınıyla titiz bir şekilde mücadele ederken sosyal devlet olmanın gereğini de yerine getirdi. FETÖ kaynaklı sosyal medya hesapları üzerinden Türkiye’de koronavirüs görüldüğü yönünde söylentiler oluşturulmuştur. Şüpheli olarak gözetim altına alınan birkaç kişinin virüs taşıdığı algısı oluşturulmaya çalışılmıştır. Ocak-şubat aylarında hız kazanan bu trol haberler ülkemizde korku ve panik havasının oluşturulmak istendiğini ortaya koymuştur. FETÖ tarafından oluşturulmaya çalışılan algı “Türkiye’de virüsün olduğu ama saklandığı” yaygarasına kadar uzanmıştır. Bu süreç içerisinde İçişleri Bakanlığı 242 şüpheli tespit etmiş ve bunların 64’ünü gözaltına almıştır.

HDP YİNE PKK’LIĞINI YAPTI

HDP Diyarbakır Milletvekili Remziye Tosun, şehir merkezinde “Hükümet tedbir almayarak Kürt halkının ölmesini istiyor” şeklinde yaptığı anonsuyla halkı kin ve düşmanlığa tahrik etti. Kaos fırsatçısı HDP’li vekil koronavirüs salgınını fırsat bilerek Türk milletinin arasına nifak tohumu ekmeye çalıştı. Bu suç kapsamında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, Tosun hakkında soruşma başlattı. Koronova virüsle mücadele devam ederken diğer taraftan da bölücü terör örgütü propagandası yapıldı. Türkiye her alanda dezenfekte edildi ve PKK’nın üst düzey sözde yöneticileri, yapılan operasyonlarla etkisiz hale getirildi.

İSTANBUL HALKINA İHANET

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu Sağlık Bakanlığının “Evde Kal” çağrısı uyarınca toplu taşıma seferlerinde 20 Mart itibarıyla azalmaya gittiklerini açıklamış ve bu azalma, araçlardaki yolcu yoğunluğunun artmasına sebep olmuştur. Oysa İBB sefer sayısını azaltmak yerine arttırma yoluna gitmiş olsa yolcu yoğunluğunda da düşüş sağlanmış olacaktı. İçişleri Bakanlığının toplu taşıma araçlarında yüzde 50 kapasite ile çalışma zorunluluğuna dair yayınladığı genelgenin ardından aynı hatayı devam ettiren İBB, İstanbul’da pandemi kurulunun oluşturulmasının ardından toplu ulaşım için 200 sefer ekleme kararı aldı.

Editör: Haber Merkezi