Biz bunu bekliyorduk…

Ne zaman ki Türkiye ön plana çıkar, hemen kolları sıvarlar…

Alışkındır bunlar çekemezler başarımızı, ufak oyunlarla akılları sıra intikam alırlar, bizi aşağılamaya çalışırlar…

Geçiniz efendim, geçiniz…

Biz sizleri iyi tanırız, içinizdeki Türk düşmanlığını, hazımsızlığını iyi biliriz. Hatta ezbere biliriz…

Yok efendim “Tuvalet fırçası kafalıymışız”, yok efendim İzlanda’da “1970 yılına kadar Türk öldürmenin” cezası yokmuş…

Neymiş efendim 1627’de Osmanlı donanması 400 İzlandalıyı esir almış!

Düşük, aşağılık, seviyesiz, intikam dolu düşünceler ve uygulamalar…

Siz kaşındınız…

Bilmiyorlar ki, bu tip uygulamalar bizleri çığ gibi büyütür, birleştirir, tek yürek yapar.

Bilmiyorlar ki, bunun cevabını 82 milyon gerektiği şekilde verir.

En güzel cevap devletin tüm kademelerinden geldi…

“Bunun hesabı elbette sorulacak…”

Elbette, hem sahada, hem de ilişkilerde…

Bu maçın rövanşı da olacak…

O İzlanda buraya gelecek!

Şimdi siz bu uygulama ile o gencecik çocukların, 'tırsıp' boyun eğeceğini mi düşünürsünüz?

Nasıl durduracaksınız Mert’i, Hasan Ali’yi, Merih’i, Kaan’ı ve Zeki’yi?

Nasıl kontrol edeceksiniz Dorukhan’ı, Mahmut’u, İrfan Can’ı, Kenan’ı?

Nasıl durduracaksınız Cengiz’i, Burak’ı ve diğer aslanları?..

Zor, işiniz çok zor!

Hırslandırdınız bizim cengaverleri…

Kızdırdınız Şenol hocamızı…

Artık tutamazsınız…

Hazırlayın kendinizi bugün İzlanda’daki hüsrana, sonra da kasım ayındaki rövanşa…

Bilir misiniz, bizim tokatımız sert olur…

Son olarak, dünya şampiyonu Fransa yedi o tokadı, şimdi sıra sizde…

Görün dünyanın 'kaç bucak' olduğunu!