Atatürk’ün Milli Mücadele için Anadolu’ya çıktığı tarih olan 19 Mayıs’ın kendisi tarafından doğum günü kabul edilmesinde Atatürk’ün kendisini bir millet ve devlet ile var ettiğini, bütün ettiğini anlıyoruz.

19 Mayıs sadece bu anlamları ile değil, bayram kabul edilirken gençlere ithaf edilmesiyle de önemlidir. Kurtuluş Savaşı’nın yaş ortalaması bazı araştırmalara göre 36’dır. 36, tüm birikimin verimli hâle dönüştüğü nitelikte bir gençlik yaşıdır.

Atatürk önemli kısmını ülke uğrunda kaybettiğimiz gençliğe verdiği önemin, Kurtuluş Savaşı’ndan sonra oluşturduğu Gençliğe Hitabe ile de her Türkiye vatandaşının aklında yer etmesini istemiştir. Hitabe sadece Atatürk’ün gençliğe verdiği önemi göstermiş değil, aynı zamanda da gençler için yol gösterici olmuştur. Gençliğe Hitabe’ye 20’nci yüzyılın Orhun Kitabesi de denilen kaynaklar vardır. Gerçekten de öyledir, her iki metin de içinde bulunulan devirdeki şartları ve yapılanları sıralar, tüm bu şartlara rağmen özüne dönmeyi tembihler.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Ermeni yalanları ile ilgili bir demecinde görüşünü “Tarihimizi sorgulatmayız, milletimizi yargılatmayız, milli şerefimizi sonu ölüm bile olsa tartışmaya açtırmayız” şeklinde ifade etmişti. Bir başka demecinde “Siz bize bakınca ya Talat Paşa’yı, ya Enver Paşa’yı ya da Mustafa Kemal Paşa’yı gördüğünüzden adımız gibi eminiz” derken, yine bir başka konuşmasında “Çünkü biz Türk milletiyiz, Türkiye’yiz, tarihimizle bir ve ayrılmaz bir bütünüz” ifadeleriyle bu konuda Türk milliyetçilerinin görüşünü ifade etmişti. Orhun Kitabeleri de Gençliğe Hitabe de aynı büyük, bütün, tek Türk milletinin yol göstericileri olmuştur.

Ne var ki Gençliğe Hitabe’ye farklı bakanlar da olmuştur. Eski bakanlardan biri “Gençliğe Hitabe ayet mi” gibi saygısız çıkışlar yapabilmiştir. Kimse ayet dememektedir ancak kitabelerine de laf ettirmeyecektir, ettirmemiştir. Hamdolsun bunu diyenler de bugün devletten uzaklaştırılmış durumdalar.

Necip Fazıl da Gençliğe Hitabe’den esinlenerek yazmayı da denemiştir. Ben onun yazısındaki bir paragrafı altüst ederek bugünün milliyetçi Türk gençliği için yazdığım paragraf ile yazımı bitirirken, tüm okuyucularımdan Mustafa Kemal Atatürk ve kurucu ceddimizin Gençliğe Hitabe’sini bir kez okumalarını istiyorum. Bugün hâlen tüm okullarımızda yer almaktadır.

Bugünün öncü üniversitesi, saygıdeğer ve üretken profesörü, bilimin ışığı ile dolu ders kitabı, bilimi kültür ile harman eden, dünyadan geri kalmadan her zaman önde en önde Türk genci, önce devlet diyen, yılanların farkında, geleceği görebilen politikacısı, tarihte on binlerce yıl şanını parlatarak taşıyacak şehirleri, her yeriyle üreten sokakları, insan ömrünü uzatan ürünlerin fabrikaları, haber hürriyetinden taviz vermeyen gazeteleri, hem vatanperver hem mümin yetiştiren okulları, güçlü, büyük, sımsıkı Türk aileleri, hepsi, bir bütün Büyük Türk Milletinin bugünkü ve yarınki asil ve nadide gençleri ile ancak ve ancak.