Otuz Büyükşehir Belediyesinin katılımıyla, Konya Büyükşehir Belediyesi ve Uluslararası Tarım Şehirleri Birliği tarafından organize edilen “Yerel Yönetimler ve Tarım Çalıştayı”, 6-7 Ekim tarihlerinde Selçuklu Kongre Merkezi Konya’da gerçekleştirildi. Büyükşehir Belediyelerinin kırsal kalkınma daire başkanları ve temsilcilerinin yanı sıra, bazı üniversitelerin ziraat fakültelerinden de katılımcıların da yer aldığı çalıştayın ana mottosu, “tarım konusu yerel yönetimler de yeni bir süreç ve bu süreçte yerel yönetimler olarak tarıma katkı sunmak istiyoruz” anlamını çıkarıyorum. 

Daha öncesinde ana muhalefet belediyelerinin katılımlarıyla İstanbul’da 2 Ekim’de sona eren “Tarımsal Kalkınma Zirvesi” düzenlendi. Belediyelerin tarıma verdiği desteklerin değerlendirilmesi, kamuoyuna tanıtılması ve bundan sonraki yol haritasının belirlenmesi gibi amaçlarla düzenlenmiş olan, zirvedeki konuşma metinlerine baktığımda, her bir belediye başkanı, olmuş birer tarım bakanı. Zirveyi adeta şova çevirmişler. Tarım politikalarından, Dünya Ticaret Örgütün’den, AB kurallarından, adaletten, çiftçinin borçlarının faizlerini silmesinden, işi üretim planlaması yapılmasına kadar getirmişler. Gidişata baktığımızda bu belediyeler “tarım ve çiftçilerle ilgili romantik sloganlar atmayı bırakmayacaklar gibi görünüyor”. 

Tarım adına yapılan her türlü etkinliği bilgi alışverişini, ülkemiz tarımına bir katkı sağlama niyetiyle yapılan her türlü etkinliğe, her zaman saygı duyar ve desteklerim. Bu yazıyı yazma sebeplerimin ilki özellikle son zamanlarda Büyükşehir Belediyelerinin kırsal hizmetler daire başkanlığı adı altında tarıma ciddi anlamda yönelmesi, yatırım yapmaya başlaması ikincisi ise Büyükşehir Belediyelerinin Tarım Bakanlığı ile adeta yarışa girmesidir.

Köy Hizmetlerinin 2005 yılında kapatılması, 2014 yılında ise büyükşehir olan illerde yerel yönetim birimlerinden biri olan İl Özel İdareler kaldırılması ve bir kısmının da kısmen devredilmesi sonucunda; bu boşluğu doldurmak adına Büyükşehir Belediyelerinde, Kırsal Hizmetler Daire Başkanlığı ismiyle başkanlıklar kurulmaya başlandı. Bu daire başkanlıklarının Büyükşehir Belediyeleri arasında farklılıklar olmasına rağmen genel olarak görev tanımlarını aynı kabul edebiliriz. Bunlar arasında: Kırsal bölgelerde sosyal yaşamı, tarım ve hayvancılığı desteklemek amacı ile her türlü faaliyet ve hizmette planlama, uygulama ve koordinasyonunu sağlayıp sonuçlandırma. Tarımsal yapılar ve sistemlerle ilgili projeler. Tarımsal mekanizasyonun desteklenmesiyle ilgili projeler. Üreticilerin ve tarım işçilerinin sosyal yaşamlarını ve çalışma hayatını kolaylaştırıcı projeler. Hayvancılığı (tesis, makine ve ekipman yönünden) destekleme projeleri. Tarım ürünleri yetiştiriciliği ve verim arttırıcı yöntemleri teşvik ve destekleme ile ilgili projeler. Hayvancılığı (yetiştiricilik yönünden) destekleme ile ilgili projeler. Tarım ve hayvancılık konusunda eğitim ve yayım çalışmaları ile ilgili projeler. Kırsaldaki üreticileri koruma, örgütlenme ve sosyal faaliyetler ile ilgili projeler yapmak/yaptırmak vs. gibi sayabiliriz.

Belediyeler tarımsal sulama yatırımı ve yönetiminde başarılı olamadılar, maalesef. Çünkü ağır yatırımlar gerektiren işler, teknik bilgi gerektiren işlerdi. Bunlar köy hizmetlerinin yaptığı işler ve büyük çaplı işlerdi bunu kabul edelim. Büyükşehir Belediyeleri ne yaptı derseniz? O kadar büyük yatırımlar yapmaktansa daha küçük yatırımlarla ses getirecek işleri, reklamı iyi olan işleri tercih etme yolunu seçtiler. Sulamada boruyu toprağa gömüyorsun, görünen bir şey yok, tarımsal sulama konusunda yeterli teknik personele de sahip değilsiniz. Toprak altında olacak bir yatırım, üstelik seçim yatırımı da olmuyor. O zaman bizlerde göz önünde olsun, görünürlüğü fazla olan başka türlü yatırımlardan yapalım mantığıyla hareket etmeye başladılar. Örneğin bir sera kurulduğunda, arıcılık eğitimi verildiğinde, tohum, fide ve arı kovanı dağıtıldığında daha fazla ses getiriyor, büyük haber oluyor. Bitkisel üretim ve kısmen hayvansal üretimden yol almak daha kolay olacak düşüncesiyle projeler oluşturuldu.

Otuz Büyükşehir Belediyesinde Kırsal Hizmetler Daire Başkanlıkları kendilerini göstermek ve parlatmak adına, (paraları da var) yeterli teknik personele sahip olmamalarına rağmen, canla başla çalışıyorlar. Doğrusu takdir etmek gerekir.  

Peki sizce otuz büyükşehir belediyesi tarafından tarımsal alanda yapılan işler vitrinde güzel duruyor ama doğru projeler mi yapılıyor? 

Otuz Büyükşehir Belediyesinden biri olan; Ankara Büyükşehir Belediyesi, sizce arzı artırmaya mı aday olmalı? 

Büyükşehir Belediyeleri yeni gıda tedarik sistemleri üzerine mi yoğunlaşmalı?

Yoksa çiftçinin en büyük sıkıntısı olan sürdürebilirliğini de etkileyen çiftçinin satış fiyatlarına mı odaklanmalı?

 Ya da kent merkezleri için yeni tarım projeleri mi geliştirmeli? 

Son Söz: Büyükşehir Belediyelerini, illerindeki çiftçilerimiz adına takdir etmek gerekir, marifet iltifata tabidir.  

Pazar günü yazının devamında görüşmek üzere, sağlıcakla kalın…