Deniz Türüç sol bekte çakma, Jailson stoperde çakma, bir de hemen maçın başında Falette sakatlanınca, Gustavo da stoperde çakma.. Bütün bunlara bir de “Tek maçlık çakma Teknik Direktörü” eklersen…

Oldu mu sana “Çakmabahçe…” Nitekim bu çakmaların bir hatası daha pahalıya maloldu. Arka arkaya önce Gustavo, sonra Jailson’un hatasını affetmedi “Kuzeyin Kralı” attı yine golünü. Aslında oyunun ilk bölümünde etkili orta sahası ile oyuna ağırlığını koymuştu, Sarı Lacivertliler. Giderayak en doğru kararı verdi Ersun Yanal ve oyunu merkeze kilitledi. Tolgay, Ozan, Tolga, Deniz Türüç ile topa hakim oldu. Topa hakim oldu da, başını yiyen stoperdeki ‘çakmaların’ bir anlık hatasını düşünemedi. Trabzonspor bildiğiniz gibi. İlk yarıda oyunu rakibine verdi ama ikinci yarıda toparlandı. Özellikle Guilherme’nin hücuma katkısı ile rakibine baskı kurdu. Ekuban da eski günlerine dönüşün sinyallerini verdi. Biri Sörloth’tan diğeri Novak’tan iki gol buldu, sonrasında eski hastalığı nüksetti. Hani o Ünal hocanın başını yiyen hastalık. Rakibin baskısını engelleyemedi, geriye yaslandı, çok pas hatası yaptı, golü de yedi. Bu skor eksik ve ‘tek maçlık çakma hocalı’ Fenerbahçe için avantaj. O bir gol çok şeyi değiştirir. İkinci maçta yeni hoca, yeni heyecanlar ve kupadan başka hedefin kalmaması Sarı-Lacivertli takımı bir adım öne çıkartıyor. Tabi Trabzonspor’un etkili ayaklarla kontraatak oyununu da unutmamak gerek.