İşverenler istedikleri gibi işten çıkarma yapabilir mi? Şüphesiz tüm çalışanları kapsamasa da işçilerin işten çıkartılmalarında keyfiliği önleyen bazı düzenlemeler var. Buna iş güvencesi diyoruz.

Ancak tüm çalışanlar iş güvencesi kapsamında değil. İş güvencesi hükümlerinden yararlanılabilmesi için bazı koşullar aranıyor.

4857 sayılı İş Kanunu (İş K) m 18-21 maddeleri arasında düzenlenen iş güvencesi hükümleri genel olarak, “feshin geçerli sebebe dayandırılması” (m 18), “sözleşmenin feshinde usul” (m 19), “fesih bildirimine itiraz ve usulü” (m 20), “Geçerli feshin sonuçları” ( m 21) kenar başlıklarıyla düzenlenmiştir.

Feshin geçerli sebebe dayandırılmasındaki ön koşullar 18 m f.1 de verilmiştir. Buna göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin , işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.

Ön şart iş sözleşmenin işveren tarafından feshedilmiş olması, işverenin işyerlerinde en az otuz işçi çalıştırma zorunluğu, işçinin işverene ait işyerlerinde en az altı aylık kıdeminin bulunma zorunluğu, işveren vekil olmamak olarak belirtilse de , Otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren , Otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde iş güvencesi hükümlerini uygulamak zorunda. Otuz işçi sayısının belirlenmesinde belirli-belirsiz süreli, tam- kısmi süreli, daimi-mevsimlik iş sözleşmesi ile çalışanlar arasında bir ayırım yapılamaz.

Fesih bildirimin yapıldığı tarihte 30 işçi sayısının tespitinde göz önünde bulundurulacak işçinin iş sözleşmesinin devam etmekte olması yeterli olup, ayrıca fiilen çalışıyor olması gerekmemektedir.

Ancak hastalık, iş kazası, gebelik yada normal izin ve benzeri nedenlerle ayrılan işçi yerine bu süre için ikame işçi temin edilmiş ise, 30 işçi sayısında ikame edilen işçi dikkate alınmayacaktır.

Konumu itibarıyla güvence kapsamı içerisinde olmayan işveren vekillerinin ve yardımcılarının da işyerinde çalışan işçi sayısının belirlenmesinde dikkate alınması gerekir.

İş Güvencesi kapsamında olan bir çalışanın iş akdi fesihlerinde işverenin dikkat etmesi gereken hususlar;

4857 sayılı Kanun’dan önceki 1475 sayılı Kanun da bildirimli veya bildirimsiz fesihte bulunan işveren fesih nedenini belirtmek zorunda değildi. Ancak 4857 sayılı Kanun ile birlikte işveren, yazılı bildirimde feshin nedenini “açık ve kesin şekilde” belirtmek zorundadır (4857 sayılı Kanun md.19).

Bu hükme göre, sözleşmenin feshedildiği ifadesi yanında fesih nedeni belirli, somut bir olay veya durum olarak tartışmaya yol açmayacak açıklıkta ve kesinlikte gösterilmelidir. Böylece iş güvencesi kapsamında olan işçilere hem işten çıkarılmaları konusunda bilgilenme olanağı tanınmış, hem de ileride başvurulacak yargı yolunda ispat kolaylığı sağlanmıştır.

İşveren, bildirdiği fesih nedenini sonradan değiştiremeyeceği gibi, birden fazla nedeni olmakla birlikte sadece birini bildirmiş ise artık diğerlerine dayanamaz. Burada işverenin bildirdiği nedenle bağlılığı söz konusudur. İşverenin bildirdiği nedenle bağlılığı, Kanun’un, nedenin açık ve kesin bir şekilde belirtilmesinin emreden hükmünün gereğidir.