Türkiye’de Alevi-Sünni kavgası çıkarmaya çalışmak emperyalizm laboratuvarlarının yıllardır en gözde planları arasındadır. 1980 öncesi Alevi-Sünni kavgası çıkarmak için kanlı tezgâhları defalarca denediler. 1990 sonrası da bu plandan asla vazgeçmediklerini gösterdiler. Alevi vatandaşlarımızın evlerinin kapısına kırmızı boyayla çarpı işareti çizmek, cemevlerine çeşitli aralıklarla saldırılar düzenlemek güncelliğini hiç kaybetmedi.

Emperyalizm odakları ve içimizdeki uşakları bu planı hep ellerinin altında tutuyor. FETÖ’cü eski Tuğamiral Sinan Sürer’in çekmecesinde bulunan ve yabancıların hazırladığı kaos planında neler yazıyordu?

Kaos planında Alevileri kışkırtacak provokatif eylemlerden bahsedilirken, Alevilerin yaşadığı bölgeler ve gittikleri kahvehaneler bile işaretlenmişti.

Bu konuyu gazeteci Nedim Şener geniş bir şekilde köşesinde yazmış ve şu bilgiyi de vermişti: Belgeyi hazırlayanlar şunları yazmış: “Alevileri destekleme konusunun üzerine çok çalışılmalı ve imkânların yüksek olması gerekmektedir. Aleviler, içlerinde bir ya da iki grup hariç olmak üzere silahlı mücadeleye yöneltilmemelidir. Aleviler, vandalizm şeklindeki eylemler ve uzun süreli eylemlerde çok faydalıdırlar.”

FETÖ’cülerin sosyal medya üzerinden özellikle son bir yıldır “Alevilere saldırı olacak” içerikli propagandaları aynı zamanda toplumu da provokatif olaylara hazırlama girişimidir.

PKK-FETÖ alenen birleştiğine göre, PKK’ya dokunulduğunda FETÖ, FETÖ’ye dokunulduğunda PKK zıplıyorsa zaten bunların iş birliğinden her türlü provokatif eylem beklenebilir. Her iki terör örgütü ve uzantılarını CIA kontrol edip yönlendirdiğine göre ikisi de aynı provokatif girişimin parçası olabilir.

Geçtiğimiz günlerde Ankara’da cemevine yapılan saldırı da Alevileri kışkırtma planının güncelliğini koruduğunu bizlere tekrar gösterdi. Bir kişinin gözaltına alınmasından sonra iki kişinin de olayla ilgili gözaltına alınması ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “Cemevlerine saldıranların örgüt bağlantısı var, yakında açıklayacağız"  şeklinde yaptığı açıklamadan kısa bir süre sonra cemevine saldıran kişinin THKP/C DEV-YOL Devrimci Hareket terör örgütünün açık alan yapılanması Devrimci Gençlik Dernekleri’nde faaliyette bulunduğu öğrenilen Can B. ile Ozan K.’nin sık sık görüştüğünün tespit edildiği açıklandı. Hep taşeron örgüt bunlar…

Alevi-Sünni kavgası çıkarmak, sadece Türkiye’de iç karışıklık ve çatışma ortamı yaratmak isteyenlerin arzusudur.

Türk milleti, Alevi ve Sünni birlikteliğine Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu’nun şiirinde verdiği şu mesajlara gönülden bağlı ve her şeyin farkındadır:

Aynı mayadan yoğrulan
"Türk", "Türkmen" diye çağrılan
Aynı kıbleye doğrulan
Bir secdeye konulan baş
Alevî, Sünnî Kızılbaş!

Öz kardaşlar olmaz dargın
Dargın olsa, düşer yorgun
Haykır gece gündüz, hergün
Bir temel, bir duvar, bir taş
Alevî, Sünnî Kızılbaş!

Türk milletini birbirine düşürmek için her yolu deniyorlar. Alevi-Sünni çatışması yanında Türk-Kürt çatışması, laik-antilaik çatışması hayali üzerine şimdi de Suriyeli-Türk çatışmasının zeminini yokluyorlar.

Türk milleti dün olduğu gibi, bugünlerde de aynı feraseti, aynı hassasiyeti göstererek tüm bu emperyalist oyunları bozmaya devam etmelidir.

Bir ülkede iç karışıklığın olması o ülkenin dış müdahalelere daha açık hâle geldiği gerçeği örnekleriyle ortadadır. Irak, Suriye, Libya, Mısır, Tunus, Afganistan ve daha birçok ülke her yönüyle bunun örneği durumundadır.

2023 seçimlerine doğru giderken ülkede kaos, kriz, iç çatışma zemini yoklaması yapanlar artacaktır. Bu konuda devletimiz de, milletimiz de çok dikkatli olmalıdır.

 

Editör: Haber Merkezi