Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Başkanı Sinan Ateş, kültürel, çevresel ve spor faaliyetleriyle ilgili TÜRKGÜN'den Bahadır Çoban'a konuştu...

Ülkü Ocakları olarak çevresel ve spor faaliyetlerine büyük önem verdiklerini söyleyen Genel Başkan Sinan Ateş, nesli tükenen hayvanlara da dikkat çekti. Ateş, “Caretta Carettaların ve yeşil deniz kaplumbağalarının yumurtlama alanlarını işaretleyip, buralara “Çevrecilik milliyetçiliktir” sloganının yazılı olduğu tabelalar koyuyoruz” dedi.

 

Ateş, ''Yalnızca beni takip eden genç kardeşlerimin değil bütün Türk gençliğinin spor faaliyetleri içerisinde yer almasını temenni ediyorum. Çünkü spor baştan beri altını çizdiğimiz bütün meselelerinin destekçisi, tamamlayıcısı niteliğindedir. Bu son ifadeyle ne anlatmak istediğimi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün şu veciz sözleri en iyi şekilde izah etmekte: Spordan yoksun olan bir gençlik nasıl ki vatan müdafaası sırasında etkili olamıyorsa, insan denen varlığın kafa yapısı da ne derece tekâmül ederse etsin bedeni inkişafı noksan ve yetersiz olursa o kafayı ileriye götüremez, taşıyamaz.'' ifadelerini kullandı.

 

SADECE yazınsal değil, çevrecilik ve spor etkinlikleriyle de öne çıkan Ülkü Ocakları, hayvanlara da ayrı bir önem veriyor. Genel Başkan Sinan Ateş, Caretta Carettaların korunması ve sokak hayvanları için “Kaba Can Kat” gibi projelerin büyük ilgi uyandırdığını anlattı.

 

Bayi satışına sunduğunuz ve hedef kitlesi Türk gençliği olan Bilge Türk fikir, kültür ve sanat dergisi beklediğiniz ilgiyi gördü mü?

Bilge Türk’ü millî ve manevi değerlerimize sahip çıkarak bu değerleri gelecek nesillere aktarmak amacıyla sergilediğimiz duruşun fikir kalelerinden biri şeklinde ifade ediyorum. Dergimiz bayiye çıktığı günden itibaren Türk gençliğinin büyük ilgisiyle karşılaştı ve şu anda dokuzuncu sayısı ile satış noktalarındaki yerini aldı. Temel amacımız ise zekâsını, enerjisini israf etmeyen, millî sorumluluğun farkında, özgüvenli, şuurlu ve disiplinli bir gençliğin inşasına katkıda bulunmak. Biz bu dergimizden her ay on bin adet basıyoruz ve tamamı tükeniyor. Ayrıca bu eserlerin gençlerimiz tarafından okunup anlaşılmasını geçmişten beslenen sağlam bir geleceğin temellerinin atılabilmesi açısından çok önemli buluyoruz.

ÇEVRE DUYARLILIĞI

Çevrecilik konusunda farkındalık yaratan fidan dikimi, geri dönüşüme katkı, çevre temizliği, endemik bitki türlerine duyarlılık gibi birçok çalışmayla vatanseverliği ve milliyetçiliği teoriden uygulamaya geçiren faaliyetler yürütüyorsunuz…

Vatanımızın suyu, toprağı, havası bizim için ayrı ayrı değerlidir. Türk milliyetçisi bütün bunları kendisine dert edinir ve doğal zenginliklerimizi korumak için var gücüyle mücadele eder. Biz bu yüzden “Çevrecilik milliyetçiliktir” şiarıyla hareket ediyoruz. Tabi ki bütün çalışmalarımız ormanlar üzerine değil; örneğin “Burdur Gölü Kirliliği ve Canlı Çeşitliliği” başlıklı bir rapor hazırladık, yılkı atlarının envanterini çıkardık. Nesli tükenen karakulak, vaşak, Anadolu parsı gibi hayvanlarla, Uludağ’da yaşayan ve nesli tükenmek üzere olan bir kelebek türüyle, ekolojik köprülerle alakalı çalışmalarımız oldu. Bütün bu çalışmalarımızın üzerinde ciddiyetle durduk. Her çalışmamızı TBMM’de bizi temsil eden milletvekillerimize dosya hâlinde sunduk. Bazı çalışmalarımız kanun teklifi veya soru önergesi şeklinde Meclise sunuldu. Bununla birlikte her ocağımıza sıfır atık belgesi almak için girişimlerimiz devam ediyor; her il ve ilçe temsilciliğimiz kendi bölgesinde yer alan sosyal alanlarda, kirliliği önlemek maksadıyla düzenli olarak çevre temizliği yapıyor. Buradaki gayemiz sadece çöp toplayıp çevreyi temizlemek değil, aynı zamanda her vatandaşımızı çevre kirliliği konusunda şuurlandırma faaliyetinde bulunuyoruz. Arkadaşlarımız hazırladığımız broşürleri mesire yerlerinde dağıtıyorlar, sosyal alanların girişlerine “Çevrecilik milliyetçiliktir.” yazılı pankartlarımızı asıyorlar. Ayrıca bütün dergilerimizde yayımladığımız yazılarla bu hassasiyetimize devamlı olarak vurgu yapıyor, okuyucularımıza aynı şuuru aşılamaya çalışıyoruz. Çünkü biz yalnızca çevreye atılan çöplerin toplanmasını değil, aynı zamanda çevrenin hiç kirletilmemesini sağlamayı hedefliyoruz. Ülkemizi ve dünyayı bizden sonraki nesillere daha yaşanılabilir bir ortam kılma yönünde gerçekleştirdiğimiz bu çalışmalar sürekliliğini koruyacak ve bu hususta bilinçli bir toplum oluşturulması noktasında üzerimize düşen vazifeleri eksiksiz yerine getirmeye devam edeceğiz.

TÜRKİYE SAHİP ÇIKTI

Türkiye’deki çevrecilik faaliyetlerinizin yanı sıra Caretta Carettaların korunması ve sokak hayvanları için “Kaba Can Kat” gibi projelerinizle hayvanlara yönelik olarak da aktif çalışmalar yürütüyorsunuz. Bu konularda gençlerden ve toplumun diğer kesimlerinden nasıl geri dönüşler aldınız?

Bu iki çalışma da Türkiye çapında başlattığımız ve vatandaşlarımızdan takdir toplayan sosyal sorumluluk projelerimiz. Biz kumsallarda Caretta Carettaların ve yeşil deniz kaplumbağalarının yumurtlama alanlarını önce işaretliyor ve ardından buralara “Çevrecilik milliyetçiliktir.” sloganının yazılı olduğu tabelalar koyuyoruz. Gençlerimiz başta olmak üzere, her yaş kesiminden vatandaşlarımız kendi hür iradeleriyle bu bölgelere gelerek nöbet tutuyorlar. Üstelik hiçbiri Ülkü Ocakları mensubu değil. Buna ek olarak birçok kurum ve kuruluştan da teşekkür telefonları, vatandaşlarımızdan da benzer içerikli e-postalar aldık.

SOKAK HAYVANLARINA KARŞI HASSASIZ

“Kaba Can Kat” projemiz de yine toplumun her kesiminden yoğun ilgi gördü. Projeyi hayata geçirdiğimizde teşkilatlarımıza her sokakta en az bir adet Ülkü Ocakları logolu mama yahut su kabı olması talebimizi ilettik. Bu noktada amacımız yaşamımızın bir parçası hâline gelen sokak hayvanlarına vatandaşlarımızın dikkatini çekmekti. Teşkilatlarımızın ısrarlı çalışmaları meyvelerini verdi ve birçok bölgede sokak hayvanlarına karşı bir bilinçlenme meydana geldi. Daha önce sokak hayvanlarına karşı duyarlılığın hiçbir emaresinin bulunmadığı mahallelerin her sokağında artık, Ülkü Ocaklarının bıraktığı kapların hemen yakınında vatandaşlarımızınki de yer alıyor. Karşılaştığımız bu güzel manzaralar bizi ziyadesiyle memnun ederken attığımız adımların ne kadar isabetli, ne denli doğru olduğunu bir kez daha anlamamıza vesile oluyor.

KARAKTER VE ZEKÂ, SPORUN DESTEKÇİSİDİR

Katıldığınız haftalık halı saha maçlarının yanı sıra binicilik gibi çeşitli spor faaliyetlerinde bulunduğunuzu sosyal medya hesaplarınızdan yaptığınız paylaşımlar vasıtasıyla takip ediyoruz. Aynı zamanda bütün teşkilatlarınızın da bu alanda yürüttüğü sosyal faaliyetler var. Sporun sizin için ihtiva ettiği anlamı nasıl açıklarsınız? Türk gençliğine sporla alakalı mesajınız var mı?

Daha önceki konuşmalarımda da dile getirdiğim gibi; gençlik, yeni fikirler, aydınlık düşünceler, taze güç ve dinamik bir kuvvetin karşılığı olarak, yaşlanması mukadder olan bir toplum yapısına giren zindeliği, heyecanı, enerjiyi ve umudu ifade etmektedir. Biz Türkler için bir yaşam biçimi olan spor, yalnızca fizikî gücün bir üstünlüğü değildir. Karakter, ahlak ve zekâ da sporun diğer destekçileridir. Bu yüzden, beş bin yıllık Türk medeniyetinin mirasçılığını üstlenmiş bir kurumun Genel Başkanı olarak sporun Türk gençliğinin hayatının ayrılmaz bir parçası hâline gelmesini arzuluyor, bu düşünceyle birçok adım atıyorum. Sizin de bahsettiğiniz gibi, gerçekleştirdiğim spor faaliyetlerine ilişkin fotoğraf veya videoları gençlerimize örnek teşkil edeceği düşüncesiyle sosyal medya hesaplarım üzerinden takipçilerimle paylaşıyorum. Bugüne kadar da bu hususta beni mutlu eden geri dönüşler aldım. Birçok genç kardeşimiz binicilik kursu almaya başladı. Gençlerimiz düzenledikleri futbol müsabakalarının görsellerini tarafıma iletiyorlar. Basketbol gibi, hentbol gibi çeşitli spor dallarına merak saran genç kardeşlerim de var. TÜRKGÜN