Galatasaray bir yıl aradan sonra geçen sezon Süper Lige veda eden Akhisarspor’dan Süper Kupa’da rövanşı ve kupayı alma şansını eline geçirmenin hırsı ile ‘neredeyse’ tam kadro sahaya çıktı.

‘Fernando Muslera varsa, kalede o vardır’ sözü bir kez daha gerçekleşti. Savunma ikilisi, kanatlarındakilerle birlikte şampiyon apoletliydi. Orta alanda Youness Belhanda ve ara sıra oynayan kaptan Selçuk İnan dışındakiler yeniydi. Forvet hattında da, yine orta alan kökenli iki yeni futbolcu ‘joker’ Ryan Babel ile sağ kanattan öne itilen Adem Büyük…

Maça alt lig ekibiyle oynamanın rahatlığı ile başladı Sarı Kırmızılılar. Süper Lige dönme iddiasıyla sezona hazırlanan, Galatasaray ile oynadığı her maçta rakibine ‘bela’ olan Akhisarspor, kolay lokma olmayacağını daha maçın başında rakip alanda yaptığı baskıyla gösterdi.

Burada Galatasaray’ın yeni transferi Jean Michael Seri için bir parantez açalım. Fildişi Sahilli futbolcu, ‘futbolcu’ olduğunu sakin gücüyle, attığı paslar, oyunu son derece basit ve aynı zamanda zeki yönlendirmeleriyle kanıtladı. Seri’nin aksine sakin olamayan, çoğunlukla eli belinde gezen Younes Belhanda da biraz hareketlenince, Galatasaray orta alan üstünlüğünü ele geçirdi. Baskıyı paslaşarak çözen Sarı Kırmızılılar, topla rakip alanda oynamaya başladı.

Topla oynayan Galatasaray’ın rakip ceza alanına topu taşıyamazken, bir topu direkten dönen Akhisarspor gole yaklaştı. Younes Belhanda’nın ceza alanı kalabalığı içinden çıkarttığı şut Süper Lig şampiyonunun ilk yarıyı önde bitirmesini sağladı. Topa sahip olmada, yönlendirmede Galatasaray, dikine hızla rakip alana gitmede de Akhisarspor etkili oldu. Birinci Lig temsilcisi girdiği kritik pozisyonlarda, Fernando Muslera’yı maçın kahramanı yaptı.

Maç gösterdi ki, Türkiye’yi Şampiyonlar Ligi gruplarında temsil edecek, Süper Ligde bir kez daha şampiyonluk kovalayacak Galatasaray’ın, topa yakışan ayak konusunda hiçbir sıkıntısı kalmamış. Her futbolcu, tekniğini gösterip, pas bağlantısını iyi, hatta iyiden de öte yapma becerisine sahip. Eksik, ceza alanı içinde topu dikdörtgenden içeri atacak bir oyuncu…

Epeydir istenen Radamel Falcao mu olur, yoksa bir türlü satılmayan Mbaye Diagne mi, ya da bir farklı sürpriz isim mi olur? Fark etmez. Galatasaray eğer ceza alanı içinde ‘bitiremezse’ her maçı Fernando Muslera kurtaramaz…

Ve dip not: Şampiyonluğu getiren isimlerin başındaki Cristian Luyindama ve Marcao bu kadar gevşek, bu kadar ciddiyetten uzak olurlarsa, değil Falcao, Zlatan İbrahimovic gelse fark etmez…