Türk-İslam düşmanlığı tescillenmiş CHP ile hareket eden Saadet Partisi’nin içi fokur fokur kaynıyor. Milli ve manevi çizgideki taban bu birlikteliği sorguluyor. Bu durumu Saadet Partisi Genel İdare Kurulu Üyesi Dr. Abdullah Sevim geçtiğimiz ay “Bizim tabanımız CHP ve HDP ile bir algılanmamızdan, görünmemizden hoşnut değil” sözleriyle ifade etmişti.

           Saadet Partisi’nin kullanım haklarını CHP’ye teslim eden Temel Karamollaoğlu da içine düştüğü durumu çok iyi bildiği için geçtiğimiz günlerde “Bazen bize şöyle diyorlar; ‘Kılıçdaroğlu’nun, CHP’nin peşine takıldınız gidiyorsunuz’. Yok ya, biz kimsenin peşine takılmadık. Onlar aslında bizim peşimize takıldı geliyorlar” cümlelerini kurmuştur. Aslında bu bir sıvama çalışmasıdır.

CHP, Saadet Partisi’nin peşine takılmış vay be…

           Biz, hiç bu pencereden bakmamıştık! Biz de CHP’nin günahını alıyor ve CHP’nin İslam düşmanlıklarını kendi doğallığı sanıyorduk. Meğerse CHP bunları Saadet Partisi’nin peşine takıldığı için yapıyormuş…

           Mesela, CHP Kur’an-ı Kerim’i “Çağlar ötesinden gelen ses” diye aşağılayan Ankara Barosu’na sahip çıkma iznini Saadet Partisi’nden mi almıştı? Ya da Saadet Partisi’nin peşine takıldığı için mi yaşanıyor bunlar?

           İslam’ı aşağılamaya kalkan Ankara Baro Başkanının TBB Başkanı seçilmesi için seferberlik başlatmış ve hedefine ulaşmış olan CHP’ye Temel Karamollaoğlu mu ilham kaynağı olmuştu?

           Oysa Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Ankara Barosu, Diyanet İşleri Başkanı üzerinden İslam’a saldırdığında, “Toplumun değerleriyle çatışarak yol almaya çalışanlara sesleniyorum. Bugüne kadar yaşanan hadiselerden hiç mi ders almadınız? Barolar kendi işini yapmalı, adaletin tesis edilmesi için uğraşmalıdır. Keşke baro bu konuda gayret ortaya koyacağına, infaz yasasında gayret ortaya koysaydı. Diyanet İşleri’nin görevi bu milletin inancıyla alakalı konuları gündeme getirmektir. Bundan dolayı Diyanet İşleri Başkanına saldırmayı doğru görmüyoruz” açıklamasını yapmıştı.

           Ankara Barosu Başkanı iken İslam’a hakaretleri hafızalarda kalmış Erinç Sağkan, Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı seçilince ilk kutlayan Kemal Kılıçdaroğlu idi. Hatırladın mı Temel Karamollaoğlu?

           Ya da CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’in çocuklara verilen Kur’an-ı Kerim eğitimi için “çağ dışı” dediğinde bunu, CHP’nin, Saadet Partisi’nin peşine takılmasına mı bağlayacağız?

           Oysa Saadet Partisi, Özgür Özel’in İslam’a hakaretine, “Milletimizin hassasiyetlerini bunca tecrübeye rağmen hâlâ idrak edememiş olanlar var. Hak ve hakikatin üzerini örtmeye çalışan eylem ve söylemlerden vazgeçilmesi ve siyasiler başta olmak üzere toplumun önde gelenlerinin üslup konusunda azami gayret ve hassasiyet göstermesi çağrımızı yineliyoruz” açıklamasını yapmıştı. Ama CHP’den öyle korkuyorlar ki açıklaması içinde Özgür Özel’in adı bile geçmemişti. Söz konusu AK Parti ve MHP olunca ağızlarını yaya yaya konuşuyorlar oysa…

           Temel Karamollaoğlu Ayasofya’nın ibadete açılması hakkında “Bu konudaki memnuniyetimizi, mutluluğumuzu, tekrar tekrar dile getirdik, dile getirmeye devam edeceğiz. Çünkü bu önemli bir adımdır ülkemiz için” demişti. CHP’nin tüm yönetimi Ayasofya’nın ibadete açılmasına karşı çıktığına göre bu nasıl peşine takılma olayı? Temel Karamollaoğlu inan bu CHP’nin sizin peşinize takılma olayını anlayamadık. Yoksa sana Sivas olaylarından dolayı “katil” diyen ve ateist olduğuna dair birçok açıklaması olan Canan Kaftancıoğlu, Allah’a inanmaya ve İslam’a hizmet yoluna girdi de ondan mı haberimiz yok?

           Belki de şu sözlerin sahibi Temel Karamollaoğlu olduğu için CHP o yüzden Saadet’in peşine takılmıştır:

  • “Kürtlerin yaşadığı yer Kürdistandır.”
  • “HDP, terör ile arasına mesafe koyuyor.”
  • “HDP meşru bir partidir, Selahattin Demirtaş tahliye olmalı.”
  • “HDP kapatılmamalıdır.”
  • “HDP’li Belediyelere niçin kayyum atıyorsunuz?”
  • “Afrin’e girince ne olacak? PYD-YPG ile görüşüp çözüm arayın.”
  • “Selahattin Demirtaş’ın terörle alakası yok.”
  • “Biz Demirtaş’ı cezaevinde ziyaretine gitmeden hemen bırakın kucaklaşalım.”

 

           Belki de tüm bu akılları Kemal Kılıçdaroğlu’na veren bu sözlerin sahibi Temel Karamollaoğlu’dur.

           CHP onun peşine takılmış olabilir ama milli ve manevi değerlere samimice bağlı Saadet Partisi tabanının Temel Karamollaoğlu’nun peşinden gitmeyeceği bir gerçektir. Temel Karamollaoğlu Türk-İslam düşmanlarına koltuk değnekliği yapmaktan başka hiçbir özellik yansıtmamaktadır.

Temel Karamollaoğlu, CHP’ye ''Saadet'' dağıtmaktadır.

           Yazıyı yazarken Temel Karamollaoğlu’nun CHP’ye "Saadet" dağıttığına dair yeni bir haber daha düştü. Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’na, “Necmettin Erbakan bugün hayatta olsa CHP ile birlikte olur muydu?” sorusu sormuşlar, o da “Hiç tereddüt etmem. Kesinlikle olurdu” yanıtını vermiş…

           Merhum Necmettin Erbakan’ın oğlu Fatih Erbakan bile, “Kılıçdaroğlu aday olursa, Tayyip Bey’den yana tavır alabiliriz” derken, Temel Karamollaoğlu İslam düşmanlığını alenen yapan bu CHP’ye, Saadet Partisi tabanını nasıl pazarlamaktadır?

Saadet Partisi tabanı bu şeytanlığa yenilir mi?