Milli bir mücadele ile memleketi dört bir yandan saran düşmana karşı kazanılan zafer ile milliyetçi temeller üzerine kurulan Cumhuriyetin, onulmaz savunucusu olduğunu iddia eden CHP. Cumhuriyetin kuruluşundaki harikulade gücü kendine pay eden CHP.

Vatan topraklarını kirli postalları ile arşınlayan düşmana karşı milletin milli refleksini harekete geçiren, Türk Milliyetçisi Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK’ün partisi olmakla övünen CHP.

Her cümleye Atatürk’ün adı ile başlayıp Cumhuriyet, Demokrasi, Adalet… diyerek bitiren CHP.

Atatürk’ün denize döktüğü düşmanın ipine tutunmuş, Atatürk’ün dar ağacında ağırladıklarının sözü ile hareket ediyor. Cumhuriyeti kuran güce değil, Cumhuriyet kurulurken mücadele verdiğimiz düşmanın gücüne bel bağlıyor. Yani memleketin geleceğine talip oluyor ama geçmişe gömdüklerimizin izini sürüyor. Haliyle yolunun varacağı nokta belli. Tarih tekerrürden ibarettir.

Terör örgütünün gölgesinde, memleketin iktidarı için siyaset güden CHP; adımlarını, cezaevindeki Terörist Demirtaş’ın direktifleri ile atıyor.

Demirtaş cezaevinden tweet atıyor: “Hiç değilse mecliste temsil edilen muhalefet partilerinin genel başkanlarının, ortak bir basın toplantısıyla hükümeti istifaya çağırmalarının ve yedi bölgede yedi ortak miting yaparak halkla birlikte derhal seçim istemelerinin önünde bir engel mi var? Bugün değilse ne zaman?” 24/11/2021- 09:10

Kılıçdaroğlu emir telakki ediyor ve şu tweeti atıyor: “Ey şahıs, ey ucube rejim, ey yarı cahil kadrolar, ey bu ucube koalisyonun dilini yutmuş küçük ortağı, bellidir ki sizde akıl galip gelmeyecek. Anayasamızın bize tanıdığı hakları kullanarak, milletimizin sesini dinlemek üzere, “Haydi Meydana” diyorum. İlk mitingimiz Mersin’de!”. 24/11/2021-17:59

Terör örgütü olan PKK’nın meclise sızan dağ kaçkınlarından olan ve cezaevinde bulunan terörist Selahattin Demirtaş’ın emri ile 7 bölgede 7 ortak miting yapmak üzere 7 benzemez ilk olarak geçtiğimiz cumartesi 4 Aralık 2021’de Mersin’de buluştu. 7 benzemez bir olup bol aralıklı sıra yaparak anca bir sokağı doldurabilmiş. Ama övünç ile bi hoş olmuşlar. Halbuki terör örgütünün siyasi uzantısı olan HDP, tüm teşkilatlarına mitinge katılma zorunluluğu getirmişti. İfşa olan mesajları, kimin kime zemin hazırladığını, kimin kime hizmet ettiğini herkes gördü. Eğer körler ülkesinde değilsek, bu durum herkese ayandır. Tarihe yaslanıp körler ülkesinde olmadığımıza inanıyoruz. Nitekim, düşmanın ipine tutunanlar dahi şanlı tarihimize yaslanarak şovunu sergiliyor. Demek ki o tarih sadece düne değil, bugüne de ait ve yarının da sahibi… Öyleyse körler sağırlar birbirini ağırlar diyelim. Tüm muhalefeti toplayıp, Mersin’de anca bir sokağın yarısını doldurabilen cenah, kendine dev aynasında bakıp alkış tutmaya devam etsin. Sesi çok çıkanları bilirsiniz ya boş tenekelerdir ya da çığırtkanlardır. Sosyal medyada feveran eden, sokaklarda yıkıma davetiye veren, tencere tava çalan … ve benzerlerinin dayandıkları tek şey çıkardıkları gürültüdür. Ne ötesi var ve berisi, biri bandı takıyor ve bozuk plak çalıyor.

Terör örgütünün eteğinde iktidar dilenenlere şöyle yüzeysel baktığımızda dahi cahilliğin süzüldüğünü görebiliyoruz. Ancak kendi karanlıklarını aydınlık diye dayatan Burjuva CHP, her fırsatta cahil damgasını yapıştırıveriyor, herkese… En çok da adını aldığı ve oyuna talip olduğu halkı cahillikle yaftalıyor. CHP, kuruluş çizgisinden fırlamış uçuruma doğru gaza basıyor, bilinç yok. Akla mantığa dayanan, söyledikleri gibi tarihten güç alan ve Atatürk’ün ülküsünü yansıtan bir siyaset yürütmüyorlar. Şov yapıyorlar. Sadece şov, görsel hitap var, hipnoz var. Popüler kültürün bağrında bel kırıp gerdan kıvırıyorlar. Söylemleri “memleket için ideal bir yönetim” kaygısından ziyade “algılar için ideal bir yönetim” kaygısı üzerinden gerçekleşiyor.

Bakınız; Kemal Kılıçdaroğlu’nun, bulaşıklarla dolu, güya halktan biriyim imajı çizmek istediği ama kirini ortaya veren bir mutfaktan yaptığı konuşmalar.

CHP Liderinin millete saygısı olsa, “Ben de halkım” imajı çizmek için oluşturduğu tiyatro sahnesinde, kirli bulaşıkları ardına almaz! Halktan biri olmayı bırak halktan haberi bile yok. Ele güne karşı en güzel odasını ayıran ve o odayı temizleyip süsleyerek kilitleyen halkın karşısına, kirli bulaşıklarla dolu bir mutfak ile çıkıyor. Bu adam halktansa bu bizim halk değil. Bizim oralarda derler ki “sen öğüdü yuvada almışsın” işte Kılıçdaroğlu’nun eksiği bu. Öğüdü yuvadan almıyor, dışarıdan alıyor. Haliyle ben halktanım derken kendini ifşa ediyor.

Aslında kirli bulaşıkları ardına alarak halka sesleniş yaptığı video bile tek başına her şeyi açıklıyor. Videonun çekilme amacı tamamıyla görsel şov yani video baştan aşağı sübliminal mesaj içeriyor. Ama vermek istedikleri mesaj arif olanın zihnine ağ atamaz. CHP’nin ardına alıp yürüdükleri o videoda aşikar. Kirli bulaşıkları ardına alıp çektiği video eşittir Mersin Mitingi.

Bir de gelenek haline getirdikleri ceketi çıkarıp kolları sıvama şovu var, ne samimi(!) ne etkileyici(!) hareket. Kendine güvenenin bu tarz şovlara ihtiyacı olur mu..? Bu kendine dahi güvenmeyenlere güvenilir mi..?