TOLGA POLAT / TÜRKGÜN

Kumar masası, noter masası derken, tükürdüğünü 24 saat içinde yutan liderlerin oluşturduğu Millet İttifakı, istenilen birlik-beraberlik duygusunu bir türlü oluşturamıyor. Kapıların ardında bağırışan liderler, kameralar önünde zoraki gülümsemelerle üç maymunu oynuyor.

İP Genel Başkanı Meral Akşener’in, kendi adaylığına baştan beri karşı olduğunu bilen Kemal Kılıçdaroğlu, geçen süre zarfında DEVA, Gelecek Partisi, Saadet Partisi ve Demokrat Parti’ye gizli saklı verdiği sözlerle destek istemiş, verilen sözleri kendi vekillerinden saklamıştı. Akşener’i medya baskısıyla hizaya getiren ve adaylığını açıklatan Kılıçdaroğlu, şimdi de vekillerini baskılamaya çalışıyor.

CHP’ye ne kaldı?

Cumhur İttifakı muhalifi olarak bilinen CHP’li yandaş gazeteciler de bu durumu ortaya seren yazılar yazmaya başladılar. İP hariç, dört parti (Gelecek, Deva, Saadet ve Demokrat Parti) CHP listelerinden seçime girecek. Yalanlanmayan iddialara göre Kemal Kılıçdaroğlu, 52 milletvekilini bu dört partiye paylaştıracak. Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu, Temel Karamollaoğlu ve Gültekin Uysal cumhurbaşkanı yardımcısı olacak. Partileri birer bakan ile temsil edilecek. Ayrıca Deva ve Gelecek Partisi 20 milletvekili satın alma işlemini tamamladı! Saadet 10, Demokrat Parti ise iki milletvekiliyle TBMM’de boy gösterecek. CHP için yıllarını vermiş, vekillik hayali kuran onlarca ismin liste dışı kalacağına garanti gözüyle bakılıyor.

Anketlerde DEVA ve Gelecek Partisi’nin oy oranı toplamda yüzde 3’ü bulmuyor. Saadet ile Demokrat Parti’nin de eklenmesiyle bu rakam yüzde 4’lere yaklaşıyor. Yüzde 4 ile dört cumhurbaşkanı yardımcılığı, dört bakanlık ve 52 milletvekilinin transfer edilecek olmasına parti içinden sert muhalefet gelmeye başladı.

Siyasi kulislerde özellikle DP üzerinden sert yorumlar yapılıyor. Birkaç yüz bin oy alabilen DP’de Gültekin Uysal’a cumhurbaşkanlığı yardımcılığı, Cemal Enginyurt’a da bakanlık verileceğini duyan CHP’liler, partide bakanlık bekleyen isimlerin küstürüleceğinden şikâyetçi.

Kaos çıkaracaklar

Muhalif gazetecilerden birçok isim de mutabakat metnine göre hareket etmenin, olası iktidar döneminde 90’ların koalisyon hükümetlerinde olduğu gibi birçok krizin doğabileceğini yazmaya başladı.

Geçtiğimiz gün Halk TV ekranlarında 5 cumhurbaşkanı yardımcısı sayısının son mutabakat metni ile birlikte 7’ye çıkarıldığını bildiren yandaş bir gazeteci şu ifadeleri kullandı:

“Oradaki yapılanmanın hâlen karmaşık olduğunu düşünüyorum. Belli görevler savaş ilanı, OHAL ilanı, belli atamalar ile ilgili cumhurbaşkanı yardımcılarının uzlaşmasının şart olduğunu ifade ediyor. Bunun mekanizması geliştirilmeden bu krizlere gebe bir durumdur. Bir bakan ile ilgili iki başlılık yaratır. Bakan kimi tanıyacak. Bakan, parti başkanını mı tanıyacak cumhurbaşkanı mı tanıyacak?

Demirtaş tehdidini Akşener hazmetti!

Hem HDP’ye karşı olduğunu söyleyip hem de mensubu olduğu Altılı Masa ittifakı için HDP’ye olur veren İP Genel Başkanı Meral Akşener’in söylemleri ile eylemleri birbiri ile çelişiyor. Akşener, siyasi hırsları uğruna bütün değerleri çiğnedi. Zehir zemberek açıklamalarla 6’lı masayı terk eden ancak istediğini alamayınca boynunu eğip masaya geri dönen İP Genel Başkanı Meral Akşener, şimdi de cezaevindeki terörist Selahattin Demirtaş’ın mektubuna nasıl bir cevap verecek? Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığına önce karşı çıkan ve daha sonra kabullenen Akşener, HDP ile ilgili sözlerinden de dönecek mi merak konusu.

HDP ile anılmasının partisine zarar vereceğini düşünen Akşener’in, bizzat muhatap olmasını istemediği HDP’ye yine mensubu olduğu Millet İttifakı üzerinden yeşil ışık yakması terör destekçilerini tatmin etmedi. İP’e “Bizim sayemizde Meclistesiniz” diye hatırlatmada bulunan HDP’ye cevap veremeyen Akşener’e Demirtaş’ın tehdit içeren mektubuna da sessiz kaldı. Yerel seçimleri de HDP’nin oylarıyla kazandığını Akşener’in yüzüne vuran terörist Demirtaş, Akşener, “Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı ve bakanlık koltuklarına oturacağınıza göre beni nasıl ikna etmeyi düşünüyorsunuz?” diye sordu.

HDP’nin sözlü savunma tarihi ertelendi

Anayasa Mahkemesi, Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) kapatılması istemli davada, parti yetkililerinin sözlü savunması ile ilgili önemli bir karar aldı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca, HDP’nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesinde açılan davada süreç devam ediyor. Bir siyasi partinin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesinde açılan davalarda “ceza davası” prosedürü izleniyor. 21 Haziran 2021’de iddianamenin kabul edilmesiyle başlayan yargılama sürecinde, HDP’nin sözlü savunma yapmak için Anayasa Mahkemesinden istediği süre tamamlandı. Kapatma davasında işleyen süreç kapsamında, HDP yetkililerinin 14 Mart’ta sözlü savunma yapması kararlaştırılmıştı. Partinin talebi üzerine ek süre verilerek HDP’nin sözlü savunması 11 Nisan’a ertelendi. Ardından davaya ilişkin bilgi ve belgeleri toplayacak Anayasa Mahkemesi raportörü esas hakkındaki raporunu hazırlayacak. Raporun Yüksek Mahkeme üyelerine dağıtılması sonrası mahkeme başkanı toplantı için gün belirleyecek, üyeler belirlenen günde bir araya gelerek kapatma istemini esastan görüşmeye başlayacak. Öte yandan Anayasa Mahkemesi (AYM), Halkların Demokratik Partisinin (HDP) kapatılması istemli davada, partinin Hazine yardımı hesabına tedbiren bloke konulması kararını kaldırdı.

Editör: Bilge Güler