Türkiye’nin meselelerinde ve milli davalarda siyasi menfaat ölçüsünde ve düşman gözüyle bakmayı artık genetiği haline getiren CHP geçtiğimiz günlerde yine suçüstü yakalanmıştır.

Türk devletinin Suriye ile ilişkileri normalleştirme adına adım atacağının tartışıldığı şu günlerde, CHP’nin Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’a  “Erdoğan’ın günleri sayılı. Herhangi bir görüşme seçimin geleceğini etkileyebilir. Bizim iktidarımızda Suriye yönetiminin tazminat dâhil bütün talepleri karşılanacak. İdlib dâhil Suriye topraklarındaki tüm askerleri çekme sözü veriyoruz” şeklinde skandal bir mektup gönderdiği ortaya çıktı.

Bu mektubun sızdırılması sonucunda CHP’nin Beşar Esad’a “Bu konular aramızda kalmalıydı” diye tepki gösterdiği de konuşulmaktadır. Geçmişte Türkiye-Suriye ilişkisinde şu oldu-bu oldu tartışmasıyla atılacak yeni adımları gölgelemeye çalışan CHP’ye yakışan tavır da zaten budur.

Türkiye’nin Suriye ile görüşüp, sığınmacılar konusunda olumlu bir adım atması, Türkiye ve Suriye’nin anlaşıp, terör örgütü PKK/YPG’yi ezmesi elbette CHP’nin siyasi zihniyeti için büyük darbe olacağı için şiddetle Türkiye-Suriye arasında bir masa kurulmasına karşı çıkmaktadır.

Türkiye ve Suriye sığınmacılar konusunda makul adımlar atarsa CHP ve kuyrukları seçimlere yönelik hangi istismarı yapacaktır?

O yüzden şiddetle böyle bir buluşmaya karşı çıkmaktadırlar. Böyle bir mektup yazarak “Erdoğan’ın günleri sayılı. Herhangi bir görüşme seçimin geleceğini etkileyebilir” çağrısında bulunmaları da bu istismarı sürdürebilmek adınadır.

“İdlib dâhil Suriye topraklarındaki tüm askerleri çekme sözü veriyoruz” cümlesi de aslında Suriye’nin toprak bütünlüğünü düşünmek ve onu korumak için atacakları adımı yansıtmıyor. CHP zaten terör örgütü PKK/YPG’yi korumak için sınır ötesi tezkerelere HDP ile birlikte hayır demişti.

Beşar Esad’ın da aslında o mektuba karşılık “Siz, ABD’den tonlarca silah alarak Suriye’yi bölmeye çalışan terör örgütü YPG’nin avcı köpekliğini niye yapıyorsunuz?” diye sorması lazımdı.

Suriye’yi bölmeye çalışan ve ABD adına Suriye’nin kuzeyinde sözde Kürdistan kurmaya çalışan terör örgütü YPG’yi “Vatanını koruyan oluşum” olarak gören Kemal Kılıçdaroğlu Suriye’de kimden yana olabilir?

CHP, Beşar Esad’a gönderdiği mektupla hem siyasi menfaat hem de ihanetini güçlendirecek şeytanlıklar peşindedir.

CHP, Karabağ’ın 30 yıl sonra Türkiye desteğiyle Ermeni işgalinden kurtulmasına "Maalesef gelen haberlerde, Türkiye'den Azerbaycan'a silah yardımı yapıldığı ve söylentilere göre cihatçı grupların da Azerbaycan'a gönderildiği ifade ediliyor" şeklinde, Yunanistan ile ilgili meselelerimizde “Çok iddialar var Adaların egemenliği şartlı verildi şeklinde. Böyle bir şey yok. 3 binin dışındaki adalar Yunanistan'ındır. Türkiye bunu yıllarca kabul etti. Bunu tehlikeye sokmak diplomaside Türkiye'yi 'mütecaviz devlet' durumuna düşürür“ diyerek durduğu gayri milli noktayı göstermiştir. Karabağ konusundaki skandal sözleri Kemal Kılıçdaroğlu’nun dış politikadaki akıl hocası Ünal Çeviköz, Yunanistan konusunda da Kemal Kılıçdaroğlu’nun bizzat CHP rozeti taktığı emekli büyükelçi Yalım Eralp söylemiştir. Her ikisi de CHP’de varlığını muhafaza etmektedir. CHP bu açıklamalardan zerre rahatsızlık duymamıştır.

Bugün, Beşar Esad’a mektup yazarak akıl veren CHP, Suriye’de sözde Kürdistan’ın kurulmasını resmen istemiş bir partidir.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek "Suriye ve Irak'tan bahsedildi. Evet biz sınırımızda kardeşsek, sınırımızda başkası olacağına PYD olsun. Bizim için hiçbir sakıncası yok bunun. Hiçbir sakıncası yok” derken, CHP’li emekli asker Türker Ertürk ise “Sınırımızda radikal İslami örgütler olacağına, iyi ilişkiler geliştireceğimiz YPG’liler olsun” demişti. Suriye’yi bölmeye çalışan CHP, şimdi Beşar Esad’a akıl veriyor.

CHP iktidar olursa “İdlib dâhil Suriye topraklarındaki tüm askerleri çekme sözü veriyormuş.” Bak sen!

ABD’nin YPG’ye kurdurduğu terör koridoru şimdilik Türk Ordusu sayesinde parçalanmış gözüküyor. Demek ki Amerikancı CHP iktidar olursa o terör koridoru kurulacak ve sözde Kürdistan için CHP son nefesine kadar mücadele edecek öyle mi?

CHP’nin Beşar Esad’a gönderdiği mektup ihanetin, satılmışlığın, Türkiye düşmanlığının bir delilidir.

Bu mektup, mesele çözen CHP değil, meseleleri daha da derinleştirerek Türk milletine kumpas kuran CHP halidir.

Kavgalı olduğumuz Suriye ile ilişkilerin normalleşmesinden kim rahatsızlık duyar ki?

Böyle istismarcı karakteri ve hain planları olan CHP değil mi?

Allah böyle bir zihniyetin eline Türkiye’yi düşürmesin…

CHP’nin eline düşecek CHP’de tüm iplerin ABD’nin ve onun taşeronu PKK’nın eline geçeceği bir gerçektir.

Bu manzarayı uzun uzun düşünüp bulmaya gerek yok, 2015 yılından bu yana CHP’nin PKK ilişkilerine bakarak ve yaşananları değerlendirerek her şeyi anlayabilirsiniz.

CHP siyasi vebadır. Kuyrukları da bu vebanın taşıyıcısıdır. Uzak durmak Türkiye’yi korumaktır.