Türk siyaseti ideolojik olarak savrulmuş, dağılmış, başkalaşmış insanlarla dolu… Kimi zamana, kimi atmosfere, kimi menfaatlerine yenik düşerek siyasi alan değiştiriyor. Kimi de “ben doğruyu burada buldum” diyerek yeni bir ideolojik yolculuğa çıkıyor. Elbette herkes kendi karakterinin götürdüğü yere gidiyor ve düşüncelerini, fikirlerini değiştirebiliyor. Hainliğe gitmediği, ihaneti meşrulaştırmadığı sürece çok da mesele değil aslında… Bu gibi hâllere bazen ‘siyasette renklilik’ diyerek geçiyoruz.

           Türk siyasetinde son günlerde iki ismin ihaneti meşrulaştırmak için yaptığı açıklamalarını görünce bu yazıyı kaleme alma ihtiyacı duydum. Birisi CHP’li Alaattin Aldemir, diğeri İP’li Yavuz Ağıralioğlu… Birisi MHP’de iken Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı, diğeri BBP’de iken Nizamı Âlem Ocakları Genel Başkanlığı yaptı. Şimdi her ikisi de CHP’nin ihanetlerini meşrulaştırma görevini yerine getiriyor. Alaattin Aldemir, Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’sinde üye, Yavuz Ağıralioğlu CHP sayesinde milletvekili olmuş İP’in Genel Başkan Yardımcısı…

           Bunların görevi süslü nutuklarla, boyalı kelimelerle, eski sıfatlarını maske yaparak CHP’nin ihanet yolunda ilerleyişini sağlamaktır.

           CHP’nin özellikle son beş yıldır tüm terör örgütlerine siyasi karargâh olması, her adımını terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısı HDP ile atması uzaydan bile baksan gözükecek boyutta iken, kırk parti değiştirseler de Ülkücülük sıfatını bir türlü bırakmayan bunlar, ya bu durumu göremiyorlar ya da ihaneti meşrulaştırma misyonları için görmek işlerine gelmiyor. Bence bunların tek meselesi ihaneti meşrulaştırmaktır.

Bu konuda Alaattin Aldemir zaten kabarık bir sicil sahibidir.

           Hasbelkader Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı yapan Alaattin Aldemir, MHP’den ayrıldıktan sonra DYP’ye geçmiş, DYP’den sonra da geçtiği parti AKP olmuştu. Alaattin Aldemir’in AKP’ye geçtiği günler, FETÖ’nün AKP’yi hücre evi olarak kullandığı günlerdi. MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli, 2011 yılında Fethullah Gülen’i ve örgütünü eleştirdiğinde ilk zıplayanların başında bu Alaattin Aldemir geliyordu.

           Hatta Başbuğumuz Alparslan Türkeş’in ismini istismar ederek FETÖ’yü korumak için hikâyeler yazmış ve “Sayın Türkeş ile baş başa sohbetlerimiz olurdu. Başbuğ cemaatlerin hepsine sempatiyle bakardı ama Fethullah Gülen Hocaefendi ve cemaatinin yeri daha bir farklıydı. Bana bire bir olarak ‘Gülen cemaatine sahip çıkın. Çünkü biz düşündük, onlar yaptı. İslam’ın, Türklüğün, dolayısıyla insanlığın düşmanları hep üzerimize geldiler. Savaşmak zorunda kaldık. Bu çalışmaları biz yapamadık. Ama bu insanlar yapıyor. İnsanlığa hizmet ediyorlar. Bunlara yardımcı olun.’ dedi. Bize bu yolda hedef gösterdi. Bu düşüncelerini sık sık diğer arkadaşlarımızla da paylaşırdı.” sözleriyle FETÖ’ye methiyeler dizmişti.

           Hatta FETÖ’yü savunmak için MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’yi de “İnsanların üzerine ne gelse cemaat yapmış deniyor. Devlet Bey’in hassasiyetinin olduğunu biliyorum ama kuşatıldığını düşünüyorum. Etrafında gri bir halka var. Hareket yavaş yavaş değerlerinden uzaklaştırılıyor.“ diye eleştirmişti. O günlerde FETÖ’nün yayın organlarının gözdesiydi. Sürekli “Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı” sıfatıyla konuşturuldu. Nerede bir ihaneti meşrulaştırma girişimi varsa bu sıfatı yanına alarak koştu. Açılım süreci başladığında da yine piyasaya bu adamı sürdüler ve “Çıkıp, ‘Öcalan ile niye konuşuluyor’ diyorlar. Çözüm için kiminle konuşulması gerekiyorsa oturup konuşabilmeliyiz. Öcalan bu işin bir tarafıdır. Öcalan ile konuşmayıp da, BM ile Cibuti ile mi konuşacağız. Çözüm sürecinin hızlı ilerlemesi için tabii ki Öcalan ve Kandil ile görüşeceğiz” açıklamasını yaptırdılar. Adamı nasıl gaza getirdiler ve neyle besledilerse açılım sürecinde “Öcalan’a beni gönderin. Ben görüşeyim” diyecek kadar zıvanadan çıkmıştı. Talabani’ye, Barzani’ye âdeta aile büyüğü muamelesi yapıyordu. FETÖ AKP’den kopunca, o da AKP’den koptu. Önünde gidebileceği üç parti vardı. Ya CHP, ya İP, ya da HDP idi. O, Kemal Kılıçdaroğlu’nun rozet taktığı törenle CHP’ye geçti ve üye oldu. Zaten HDP-İP, CHP’nin yoldaşı olduğu için aynı zamanda onlara da geçmiş oldu.

           Nasıl olsa CHP son 5 yıldır PKK açılımı yapıyor, terör örgütü PKK’nın uzantısı HDP de ittifak ortağı… Alaattin Aldemir tam yerini bulmuştu. Siyasi menfaatleri için herkesle iş birliği yapacak olanların partisi İP’in de CHP-HDP ortağı olması Alaattin Aldemir için bulunmaz bir nimetti.

           FETÖ orada, PKK orada, DHKP-C orada, MLKP orada, TİKKO orada, YPG orada, PYD orada… Geçmişte hasbelkader Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı yapmış Alaattin Aldemir de orada…

           Alaattin Aldemir geçtiğimiz günlerde son tutunduğu yer olan CHP’de göze girmek için “Ülkü Ocakları Eski Genel Başkanı, Alparslan Türkeş’in Danışmanı ve CHP Üyesi“ sıfatlarıyla Alaattin Çakıcı’nın açıklamalarına tepki gösterip, CHP’yi terör örgütlerinin umut kapısına döndürmüş Kemal Kılıçdaroğlu’na destek açıklaması yapmış…

           Ve o destek açıklaması içinde “Hareketin (MHP) illegal yapılanmalar ile yakın temaslar içerisinde poz vermesi her vicdan sahibi vatanseveri üzdüğü gibi bizi de derinden yaralamıştır” cümlelerini kullanmış… Komediye bakar mısınız?

           CHP’nin PKK, PYD, YPG, FETÖ, DHKP- C, MLKP ile poz vermesini dert edinmeyen Alaattin Aldemir’i, MHP’nin Ülkücü şehidin evladı Alaattin Çakıcı’ya sahip çıkması derinden yaralamış… Ve bu adam utanmadan, sıkılmadan ve yüzü kızarmadan “Ülkü Ocakları Eski Genel Başkanı, Alparslan Türkeş’in Danışmanı” sıfatını kullanıyor. Biraz karakter sahibi olsa, CHP’nin 846 kişinin azmettirici katili olan terörist Demirtaş ile olan, on binlerce kişinin katili HD(P)KK ile olan ilişkisine tepki gösterirdi. Ama o işlediği suçların bedelini ödemiş Alaattin Çakıcı üzerinden CHP’ye yalakalık yapmayı tercih etti.

           Anlamadığımız bir konu da, bu adam “Ülkü Ocakları Eski Genel Başkanı, Alparslan Türkeş’in Danışmanı” sıfatını kullanıyor da, “DYP Gençlik Kolları Başkan Yardımcılığı” ve “AKP milletvekili aday adaylığı” sıfatını niçin açıklamalarında kullanmıyor?

           Seval Türkeş’e telefon açtırarak Kemal Kılıçdaroğlu’na destek verdiren embesil kimse, Alaattin Aldemir’e kendini rezil etme pahasına Kemal Kılıçdaroğlu’na destek açıklaması yaptıran da aynı kişidir. Alaattin Aldemir’in geçmişi ve hâli işte bu şekilde ortadadır. Teröristbaşı Öcalan’a, Fethullah Gülen’e, Talabani’ye, Barzani’ye sahip çıkma sicili olan Alaattin Aldemir’in saçma sapan açıklamasının bir hükmü yok…

Ama en çok üzüldüğüm konu ne biliyor musunuz?

           Alaattin Aldemir’in sosyal medya sayfasına girip, onun açıklaması altına “Tebrik ederim reis. Sana yakışanı yazmışsın. Hürmetlerimle.” yorumunu yapmış olan, eserlerini takdir ve beğeniyle dinlediğim sanatçı Ali Aksoy olmuştur. Irak’taki, Suriye’deki Türkmenlere sahip çıkan milliyetçi-Türkçü eserler üreten bir sanatçının, Suriye’de Türkmenlere eziyet eden, onlarla çatışan terör örgütü için “YPG terör örgütü değil, vatanını kurtarmak için örgütlenmiş bir oluşumdur.” diyen Kemal Kılıçdaroğlu’na sahip çıkan böyle bir adama destek vermesi reva mıdır? Grup Orhun’un eserlerine yakışıyor mu?

           Alaattin Aldemir yarın da HDP’ye gidecek cibilliyette olan bir adamdır. Onun sıfat oyunlarıyla ihaneti meşrulaştırma çabalarına milliyetçi-Ülkücü olan destek verebilir mi?

İP’İN PİNOKYOSU YAVUZ AĞIRALİOĞLU

           Gelelim çok ve seri konuşarak İP’in ihanetlerini gizleyeceğini sanan Meral Akşener’in Genel Başkan Yardımcısı Yavuz Ağıralioğlu’na... Ağdalı kelimeleri yan yana getirerek ve cümle yığınları kurarak gerçekleri saklayacağını sanan Yavuz Ağıralioğlu’nun en iyi yaptığı, bile bile Pinokyo karakterini üstlenmesidir.

           Katıldığı tartışma programında CHP’nin, HDP’nin, İP’in, SP’nin yan yana gelerek “yeni anayasa” taslağı hazırlamasına dair gündem tartışmasına verdiği cevapta yine Pinokyo kılığına girerek “Sizin gibi 100 akademisyen toplansın Tayyip Bey’in bir sözünün toplumdaki karşılığının yüzde 1’i etmez. Bizi PKK’lı ve FETÖ’cü Tayyip Bey yapamadı. Siz kimsiniz? Bizden vatan haini çıkaramazsınız. Bizden FETÖ’cü çıkaramazsınız” cümlelerini kurmuş. Kendi farkına vardı mı bilmiyorum, uzayan burnu ekrandan dışarı taşıyordu.

           Kemal Kılıçdaroğlu “Millet İttifakı’nı oluşturan partiler olarak bir araya geldik zaten. Bir anayasa değişikliği için neler yapabiliriz diye ilkeler belirlendi ve o komisyonun başkanlığını da Sayın Kaboğlu yapıyordu. İbrahim Kaboğlu bir anayasa hukukçusu. Sayın Kaboğlu dört partinin (CHP, HDP, İP, SP) anayasa değişikliğinde ilkeler üzerinde bir anlaşma metni hazırlandı” diyor. HDP “Geçmişte bu tip çalışmalar olmuştur.” diye kabul ediyor. SP “O dönemde arkadaşlarımız Millet İttifakı’nın prensiplerini belirlemek amacıyla bir araya geldi.” diyor. Anayasa hazırlama görevi verilen CHP milletvekili İbrahim Kaboğlu “Bizlerin yürüttüğü anayasa çalışmaları biraz kamuoyundan uzak durdu. Bu çalışmalar, zannediyorum önümüzdeki haftalarda kamuoyu ile paylaşılacaktır. HDP’yi de kapsayacak şekilde yapıldı. HDP’nin de olması önemliydi, bence gerekliydi.” açıklamasını yapıyor. Ama İP içinde Pinokyo karakterini üstlenmiş Yavuz Ağıralioğlu bunları inkâr ediyor. Hadi bir an yalanınızı kabul edelim ve ‘İP, HDP ile anayasa hazırlıkları için yan yana gelmedi” diyelim. Siz yan yana gelmediyseniz, sayesinde milletvekili olduğunuz ve ittifak ortağınız CHP yan yana gelmiş, ona tepki gösterin bari…

           Yavuz Ağıralioğlu sana açık açık söylüyorum mensubu olduğun parti hem HD(P)KK, hem de FETÖ ile Türkiye’deki en uyumlu partidir. Onların çizgisine de açık açık hizmet etmektedir.

           O zaman gel hafızamızı tekrar yoklayalım ve şunların hangi birine tavır gösterdin gel beraber sorgulayalım.

           İP henüz kurulmadan parti program taslağına “Kürtlersiz bir Türkiye asla düşünülmemelidir. Böyle bir durumda, Fırat’ın ötesinin Kürdistan, batısının da Türkiye olarak kalmayacağını asla akıldan çıkarılmamalıdır.” yazdıklarında buna bir tepkin olmuş muydu?

           İP kurulduğunda parti programına teröristbaşı Öcalan’a ait olan “Eşit Vatandaşlık” kavramı konulmuştu. Akşener bu kavramın konulduğunu kabul etmiş, hatta “Programa sokulmak istenen 15 sayfalık bölüm, Abdullah Öcalan’ın ‘konfederasyon modeli’ ve ‘bölgesel çözüm’ dediği görüşlerin akademik dille yazılmış hâliydi.” açıklamasını bile yapmıştı. Hani milliyetçiydiniz, hani Ülkücüydünüz hangi cesaretle sizin partinize PKK düşüncelerini koyabildiler? İP’in gazetesi Yeniçağ yazarı Arslan Bulut bile “Eşit vatandaşlık kavramını her zaman kullanan Öcalan’dır. Bu söylemin patenti Öcalan’dadır. Eşit vatandaşlık söylemi çok büyük bir tuzak. Bu yeni kurulan partide de programda vardı ama uyarı üzerine çıkarmışlar ama o uyarıya bile lüzum olmamalıydı.” tepkisini gösterdi. Senin bir tepkin olmuş muydu Yavuz Ağıralioğlu?

Konuş siyasi Pinokyo?

           Batı’nın büyükelçilerine “Kürt sorununu biz çözeriz” diyen Meral Akşener’e “Ne Kürt sorunu, mesele terör sorunudur” diye tepki göstermiş miydin? Meral Akşener “Türkiye mozaiği” diye twit atıp sildiğinde bir tepkin olmuş muydu?

           “Bana göre Öcalan’a daha ılımlı işte bir ev hapsi gibi imkân tanınarak, ister televizyonla, ister telefonla, görüntülü, görüntüsüz, gibi bir ortam sağlanması gerekir” diyen Mehmet Salim Ensarioğlu İP’te Genel Başkan Yardımcısı olduğunda bir tepkin olmuş muydu?

           Dönemin Parti Sözcüsü ve Genel Sekreteri olan Aytun Çıray’a “Tek adam rejimini kalıcı kılmaktan başka hiçbir amaca hizmet etmeyecek ve beka sorunu yaratabilecek Afrin savaş senaryolarına tamamen karşıyız” dedirterek 4600 YPG’li teröristin öldürüldüğü Zeytin Dalı Operasyonu’na Türkiye’de ilk karşı çıkan Meral Akşener’e bir tepkin olmuş muydu?

           “HDP onurumuzdur” diyen twitleri beğenen, terör örgütü PKK’nın terör kampında çekilen Bakur isimli filmin yasaklanmasına tepki gösteren sinema yönetmenini partide kurucu üye yapan Meral Akşener’e bir tepkin olmuş muydu?

           HDP ve Demirtaş’a seçim müziği yapan “Kardeş Türküler” isimli müzik grubunda çalgıcılık yapmış adamı partisinde kurucu, genel başkan yardımcısı ve sonradan danışman yapan Meral Akşener’e bir tepkin olmuş muydu?

           Meral Akşener, 793’ü şehit olmak üzere toplamda 846 kişinin azmettirici katili olan terörist Demirtaş’ı evinde kahvaltıda ağırlayabileceğini söylediğinde bir tepkin olmuş muydu? Tepkiden ziyade, dâhiyane “Mesela Selahattin Demirtaş sazıyla bir şehidin evinde, Aybüke’mizin evinde bu türküyü çalabilir mi? O acıya ortak olabilme iradesini gösterdiği andan itibaren memleketin bütün kahvaltı sofraları ona açılabilir.” teklifinde bulunmuştur. Terörist Demirtaş kanlı sazından çalınca azmettirerek şehit ettirdiği 793 canımız geri mi gelecek acaba?

           Meral Akşener, 2018 genel seçimlerinden sonra terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısı için “HDP Kürtlerin siyasal temsilcisi” dediğinde bir tepkin olmuş muydu? 2014 yılında “Türkiye İnisiyatif Merkezi Başkanı” sıfatıyla “Abdullah Öcalan’ı bu mevzuda Kürtlerin temsilcisi yapmak kendi Kürtlerimize yapılacak en büyük kötülüktür.” derken, 2018’de kendi Genel Başkanı Meral Akşener, PKK’nın siyasi uzantısı HDP’yi Kürtlerin temsilcisi yapınca niçin süt dökmüş kedi olmuştur?

           Kemal Kılıçdaroğlu’nun HDP’li Ahmet Türk ile gizlice ittifak görüşmesi yaptığı deşifre olunca, CHP İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de, Antalya’da, Adana’da, Mersin’de, Hatay’da ve birçok ilde HDP ile ittifak yapıp, partiniz İP’in de buna dâhil olması karşısında bir tepkin olmuş muydu?

           Terörist Apo’nun serbest kalmasını arzulayan, Leyla Zana ve Fethullah Gülen hakkında övücü twitleri atan, Anayasa’daki Türklük merkezli vurgulamaların değişmesi ve diğer etnik kökenlerinde eklenmesinin gerektiğini söyleyen Bahadır Erdem, Meral Akşener’in yardımcısı olduğunda bir tepkin olmuş muydu?

           CIA’in yasal penceresi olarak bilinen National Endowment for Democracy (NED) adlı kuruluşla bağlantılı Denge Denetleme Ağı’nda etkili ve yetkili biri olan Selda Tandoğan Demirel isimli bayanın İP’in kurucusu daha sonra da Meral Akşener’in başdanışmanı yapılması karşısında bir tepkin olmuş muydu?

           Yavuz Ağıralioğlu, partinin özet manzarası budur ve hepsinde susuyorsun ama konu kamuoyuna bilgi vermen gerektiği vakit televizyonlarda hemen bir Pinokyo’ya dönüşüyorsun?

           Bize ağdalı kelimeler kullanmadan tane tane anlaşılır bir şekilde cevap ver. PKK’nın siyasi karargâhına dönmüş CHP ve onun yoldaşı HD(P)KK ile ne işiniz var?

Siyasi menfaatler için mi bu ihanetlere destek veriyorsunuz?

           CHP’nin bir tane ihanetine bile karşı çıkmadan ittifak ortaklığı yapıyorsanız bunun adı zaten iyi polis- kötü polis rolüdür.

           O yüzden her şey alenen ortada iken çok konuşarak konularını gizleyeceğini sanma… Hz. Osman “Çok konuşmak dili kaydırıp şaşırtır, dostları usandırır.” diyerek, Hz. Ali “Çok konuşmayın, herkesin gözünden düşersiniz.“ diyerek ne güzel söylemiş…

           Yavuz Ağıralioğlu az konuş ve doğruları konuş… Yalanlarla, inkârlarla İP’i daha ne kadar çürümeden ayakta tutabilirsiniz ki?

           Her şeyden önce de Alaattin Aldemir ile birlikte şu Ülkücülük sıfatını kullanmayı artık bırakın… Siz artık CHP ve HD(P)KK projelerinde silahşorsunuz…

Yeni yuvanızın ve kimliğinizin farkına varın…