Bu serüven Deniz Baykal’ın FETÖ’nün kurduğu kaset kumpası sonucu genel başkanlığı Kemal Kılıçdaroğlu’na bırakmasıyla birlikte başladı.

İlk iş olarak Atatürkçü olduğu bilinen isimler partiden tasfiye edildi, yerlerine Sezgin Tanrıkulu, Hüseyin Aygün gibi isimler oturtuldu, parti vitrinine etnik ve mezhepsel hiziplerin savunucusu tipler bir bir dizilmeye başlandı.

Bu tiplerin sahne alması sonrası başlayan insan haklarına batırılmış, demokrasi sosuna bulanmış söylemlerin aslında CHP’nin siyaset yapma tarzında tam tersine doğru bir eksen kaymasına neden olduğu eleştirileri yükseldi.

***

Yükselen bu sesleri Kılıçdaroğlu’nu “CHP’yi fay hatlarından çıkarıp geniş kitlelere açıyor” övgüsüyle şişirenler bastırdı.

Aldığı övgülerden göğsü kabaran Kılıçdaroğlu da bir yandan “CHP neden değişmesin, CHP de değişecek” dedi, diğer yandan da Atatürkçü isimlerin tasfiyesini hızlandırarak etnik ve mezhepsel kimlikleri parti politikalarına yön verecek kilit noktalara doldurmak için yoğun mesai harcadı.

Ok yaydan çıkmıştı, CHP’yi yukarıdan aşağıya “Atatürkçü sol” anlayıştan “radikal sol” anlayışa doğru dizayn eden sosyal mühendislik tıkır tıkır işledi.

***

Gezi Parkı olaylarını organize eden güçler aynı zamanda Kılıçdaroğlu’na marjinal grupların hamiliği elbisesini biçti.

Kılıçdaroğlu kendine biçilen rolü ustalıkla sergilemeye başlayınca hem şiddet eğilimli grupların enerjisi CHP’ye kanalize oldu hem de ne tesadüftür parti içi muhaliflerin sesi birden kesildi.

Artık CHP’nin, PKK’nın büyük partisi olma yolunda ilerleyişinin önünde kimse duramazdı ve bu ilerleyişin başarıyla tamamlanması için geçilmesi gereken bir etap daha vardı, o da CHP’nin HDP’lileşmesiydi.

***

Bu yolda neler yapmadılar neler, sırtını PKK’ya yaslayanların, PKK sizi tükürüğüyle boğacak diye salya akıtanların, terörist Öcalan’ın heykelini dikme hayalleri kuranların öcü olmadığını savundular.

Her evden bir oy kampanyası başlattılar, daha sonra belki barajı geçmesine yetmez diye düşünüp ailecek oy verdiler, gayretleri sonrası HDP’nin barajı geçmesini pilav dağıtarak kutladılar.

CHP’nin HDP’ye verdiği destekle kusursuzca tamamlanan CHP’nin HDP’lileşme sürecinden sonra sıra artık son etaba, CHP’nin PKK’lılaşmasına geldi.

***

Bu etaptın sorunsuz tamamlanabilmesi için CHP’nin, HDP’nin vermesi gereken refleksleri onlardan daha önce vermesi gerekiyordu, öyle de yaptılar.

PKK’lı teröristlerin tabutuna sırt verdiler, PKK terörünün kaynağını kurutmak için yapılan sınır ötesi operasyonlara karşı çıktılar, kaynaklarını PKK’ya aktaran belediyelere kayyum atanmasına öfke kustular, PKK övücüsü siyasetçilerin adalet önünde hesap vermesine en üst perdeden tepki koydular.

Televizyona çıkan her CHP’li, söze terör suçundan içeride olan Demirtaş’ın neden cezaevinde olduğunu sorarak başladı, hemen serbest bırakılması gerektiği ile bitirdi, bugüne kadar PKK’lı Demirtaş’ı cezaevinde sadece 7 HDP’li ziyaret ederken CHP’den 17 isim ziyaret etti, üstelik CHP’liler tek tek de ziyaret etmediler, heyetler hâlinde akın akın giderek Selocanları Demirtaş’ı yalnız bırakmadılar.

***

Bu büyük uğraşlar sonrası Kandil’den onay çıktı, CHP artık PKK’nın büyük partisiydi, CHP’nin PKK’lılaşma serüveni burada bitiyor sanıyorsanız yanılıyorsunuz, asıl serüven bundan sonra başlıyordu.

Terörist Murat Karayılan’ın CHP’ye oy istediğine şahit olduk, CHP aldığı bu destekle belediyeler kazandı, o zamanlar bir başka terörist Duran Kalkan da CHP’ye büyük sorumluluk yüklediğini açıklamıştı.

Ve şimdi artık CHP için PKK tarafından yüklenen sorumlulukların, yıllardır büyük emek ve uğraşlar verilerek kazanılan PKK’nın büyük partisi unvanının gereğini yerine getirme vakti geldi çattı.

***

Birinci sorumluluk, terörle mücadelede ülkemize muazzam hız kazandıran Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni tedavülden kaldırmak…

İkincisi Anayasa’dan Atatürk’ü çıkarmak, Türklüğü tasfiye etmek, Türk vatandaşlığı yerine “Anayasal yurtseverlik” kavramını koymak, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yerine “Türkiye Cumhuriyeti insanı” terimini getirmek…

Kısacası varlığını PKK varlığına adamak…

***

FETÖ kumpası ile başladı… PKK’nın direktifleriyle devam ediyor…

Sizce bu serüven nasıl bitecek?..