MHP ne zaman, nerede ne yapacağını da, kime karşı ne tavır alacağını da, ne söyleyeceğini de çok iyi bilir. Şimdiye kadar sayın Bahçeli’nin hangi söylediği, hangi tespiti, hangi teklifi, hangi eleştirisi yanlış çıkmıştır? İstisnasız tamamının ülkeyi rahatlattığı, millette karşılık bulduğu, devleti yücelttiği, vatanı yükselttiği ispatlı şahitlidir.

          Türkiye'nin içeride ve dışarıda biriken ve gittikçe ağırlaşan çok ciddi, çok derin ve acil olarak çözüm bulunması gereken meseleleri var. Bir beka sorunuyla karşı karşıya olduğumuzu artık herkes kabul ediyor. 7 düvele karşı yeni bir İstiklal harbi veriyoruz. Böyle bir süreçte özel hesapları öne çıkarmak, siyasi menfaatler gözetmek hiç kimsenin, özellikle de ülkeyi idare etme iddiasında bulunanların yapabileceği bir iş değildir. Siyaset elbette kendi mecrasında yürüyecektir. Bu başka bir meseledir. Ama selden kütük kapmaya çalışmanın, fırsatı ganimet saymanın vatanseverlikle ilgisi olamayacağı gibi insanlıkla izahı mümkün değildir. Millet olarak önceliğimiz bekamıza sahip çıkmak ve elbirliği ile başımızdaki belaları defetmektir.   

KAN KUŞATMASI     

         15 Temmuz gibi dünyada eşi benzeri görülmemiş bir ihaneti yaşadık. Bu ihanetin ne kadar derinlere indiğini, arkasında kimlerin ve nerelerin bulunduğunu ortalığa saçılanlardan anlıyoruz. Yapılması gereken çok şeyin olduğunu, özellikle de Yurtta Sulh Konseyi tam olarak ortaya çıkarılmadan, bu ihanetin bitmeyeceğini artık herkes kabul etmektedir. Tamamı batının piyano olan PKK-PYD-DEAŞ-FETÖ gibi azılı terör örgütlerinin hepsiyle ve onların asıl sahipleriyle aynı anda mücadele etmek zorundayız. Etrafımızda bir kan kuşatması var ve işin nerelere kadar ulaşabileceğini ABD’nin kalleşliklerinde, Rusya’nın kepazeliklerinde net olarak gördük. Suriye, meselesinin merkezine Türkiye yerleşmiştir. Akdeniz’de, Kıbrıs’ta, Libya’da hak ve hukukumuzu korumak için kelimenin tam anlamıyla seferber olmuş durumdayız.

MHP VE CUMHUR İTTİFAKI

          Milliyetçi Hareket Partisi ve sayın Devlet Bahçeli, Türkiye’nin varlığı ve birliğini her şeyin önüne geçirmekte, “önce ülkem” demenin gereğini yerine getirmekte ve elini değil gövdesini taşın altına koymaktadır. Hükümet sistemi değişikliğine, daha hızlı karar alınsın, daha etkili bir yürütme organı ortaya çıksın, birikimlerimiz, gücümüz ve enerjimiz kısır çekişmelerle heba edilmeyip ülkenin ağır sorunlarına harcansın diye gidilmiştir. Bu değişikliğin ne kadar önemli ve yerinde olduğunu yaşayarak görüyoruz. Cumhur ittifakı bir siyasi birliktelik değil, Türkiye’nin içinde bulunduğu şartların ortaya çıkardığı kaçınılmaz bir gereklilik olarak şekillenmiştir. Bu ittifak bugün Türkiye’nin orta direği, güvencesi ve geleceği olarak öne çıkmıştır. Milli olmanın, ülkeye ve millete sahip çıkmanı, hak ve hukukumuzu korumanın adresi Cumhur ittifakıdır.

CHP’NİN YANCILARI

         Ülkenin içinde bulundu bu ağır şartlara rağmen CHP ve yancılarının hala, güdük hesaplarla uğraşması, fitne çıkarmak için şeytani yollara tevessül etmesi, millet ve devlet düşmanlarının işini kolaylaştırması çok acı bir durumdur. CHP zihniyetini biliyor, tanıyor ve anlıyoruz. Ama duruma göre vaziyet alıp, ülkücülüğü yerine ve şartlara göre kullanmaya çalışanları, kendi basit menfaatlerine malzeme yapmaya kalkışanları ne anlarız, ne kabul ederiz. PKK’nın ihanetleri, Kandil’li katillerin talimatları, HDP’nin Türk milletini ve devletini hedef alan açıklamaları, FETÖ’nün saldırıları karşısında ülkücülüğü hiç akıllarına getirmeyenler, bu rezillikleri susup kabullenenler, yutkunup görmezden gelenler, sıra Cumhur ittifakına fitne sokmaya, surda bir gedik açmaya gelince birden bire aslan kesiliyorlar. Sorsanız, birçoğu MHP’ye oy vermediğini söyler. İP’in ucunda dipsiz karanlıklara savrulmakta da bir sakınca görmezler. CHP’nin arkasında sürüklenmekten, yancı olmaktan gocunmazlar. Ama MHP’ye rol biçer, ülkücülere akıl dağıtırlar. Bunla da yetinmez, hesap sormaya kalkarlar.

MİLLİ DİRİLİŞ VE SİLKİNİŞ

         MHP ne zaman, nerede ne yapacağını da, kime karşı ne tavır alacağını da, ne söyleyeceğini de çok iyi bilir. Şimdiye kadar sayın Bahçeli’nin hangi söylediği, hangi yaptığı, hangi tespiti, hangi teklifi, hangi eleştirisi yanlış çıkmıştır? İstisnasız tamamının ülkeyi rahatlattığı, millette karşılık bulduğu, devleti yücelttiği, vatanı yükselttiği ispatlı şahitlidir. Hiç kuşkusuz bu yüksek siyaset anlayışı bundan sonra da devam edecektir. Kimse fitne çıkarmaya, akıl vermeye, rol biçmeye uğraşmasın. Söz konusu vatının varlığı, milletin birliği ise, gerisi sadece teferruat kalır. Sayın Bahçeli, ölçüyü çok net koymuş ve bunu herkesin anlayacağı şekilde ilan etmiştir. Milli bekamız içten ve dıştan olmak üzere iki ateş arasındadır. Bu ateşin söndürülmesi, bu ateşi yakanların tamamen silinmesi Türkiye'nin yegane hedefidir. Bu itibarla bekamızın kökünü kurutmak isteyenlerin azı dişini söküp nefeslerini kesmek, Milliyetçi Hareket Partisi'nin her şartta destek olacağı milli diriliş ve silkiniş hamlesidir. Beka oyuncak değildir, oyun değildir, şaka değildir, şarlatanların lütfuna, tesadüflerin akıntısına asla bırakılamayacaktır. Nitekim beka Türkiye'dir, Türklüğün yüzyıllar içinde millet varlığı şemsiyesi altındaki maddi ve manevi kazanımlarıdır. İşte bu yüzden, işte bu sebeple, işte bundan dolayı Türklüğün bekası için Cumhur ittifakı kurulmuştur.