Haziran ayında “İHANETE DOKUNULUR SIRA KILIÇDAROĞLU’NDA” başlıklı CHP’nin Türk milletine yaptığı ihanetleri anlatan bir yazı kaleme almıştım. O yazım içinde Kemal Kılıçdaroğlu’nun HD(P)KK’lılara nasıl sahip çıktığına dair örnekler vardı…

          Kemal Kılıçdaroğlu, Eren Bülbül’ü şehit eden PKK’lı teröristin cenazesine katılan HDP İstanbul Milletvekili Musa Farisoğulları’nın ve “Kürt sorunu devam ettiği sürece; gerillaya da katılımlar olacak, çatışmalar da olacak, savaşlar da olacak” diyen HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in dokunulmazlığının kaldırılmasına tepki göstermiş ve her PKK’lıya sahip çıktığı gibi bunlara da sahip çıkmıştı. Bu sözde milletvekillerinin terör örgütü PKK’ya mensup olmasına dair şüphe var mı? Zerre şüphe yok… Ama Kemal Kılıçdaroğlu o PKK’lı isimlere “O iki HDP milletvekiline yapılan da haksızdır ve hukuksuzdur. Anayasa’ya aykırıdır” diyebilmiştir.

KENDİ RUH HALİNE BAK

          İşte ben o yazımda bu durumu eleştirmiş, hiçbir iftira ve yalana başvurmadan Kemal Kılıçdaroğlu’nun yönetimindeki CHP’nin Türkiye’ye ihanetlerini vurgulamıştım. Bu yazıma Kemal Kılıçdaroğlu’nun vekili olarak avukatı Celal Çelik aracılığıyla tekzip gönderdi. Tesadüf bu ki, o tekzip yine CHP-PKK ilişkisini anlattığım bir yazımın olduğu aynı gün, aynı sayfada yayınlandı. Aslında o yazı bile Kemal Kılıçdaroğlu’nun tekzibine cevap olmuştu. Fakat ben bugün o tekzibe geniş ve özel cevap vermek istiyorum.

          Gazetemizde yayınlanan tekzibi okuyunca öncelikle Kemal Kılıçdaroğlu’nun gerçekten CHP’nin politikalarını yakından takip eden, CHP’nin ilişkilerini iyi tanıyan bir avukata ihtiyacı olduğunu düşündüm. Kemal Kılıçdaroğlu’na tavsiyem siyasi olarak fazla rezil olmamak için Avukat Celal Çelik ile fazla mesai yapmaması adınadır.

          Avukat Celal Çelik Bey, tekzip metninde benim yalan yazdığımı, iftira attığımı, haksız algı oluşturmak için çabaladığımı vurgulamış… Terör örgütü PKK’ya sahip çıkan HDP milletvekillerine, PKK’ya yardım ve yataklıkları ortada olduğu halde Kemal Kılıçdaroğlu sahip çıkacak ama biz böyle tanımlanacağız. Pes doğrusu…

          Avukat Celal Çelik Bey’e tavsiyem bizim ruh halimize değil de, kendi ruh haline bakması yönündedir.

KOZMİK ODA HASSASİYETİ!

          CHP, gayrı resmi ortağı olan HDP’nin terör örgütü PKK ile olan ilişkisine rağmen her şeyine sahip çıkıyorsa biz CHP’yi nasıl tanımlayacağız.

          CHP’nin resmi ortağı olan İP’in Genel Başkanı Meral Akşener bile “HDP, PKK’nın siyasi uzantısıdır” dediyse bakılması gereken bizim ruh halimiz değil, CHP’nin, İP’in, HDP’nin ruh hali olmalıdır. Ortağınız İP, diğer ortağınız HDP’ye “HDP, PKK’nın siyasi uzantısıdır” diyorsa bizim ne dememiz bekleniyor? Alenen terör örgütü PKK’ya hizmet eden HDP’lilere sahip çıkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’sini eleştirmeyelim mi?

          Avukat Celal Çelik, kaleme aldığı tekzip metninde resmen “cambaza bak” oynayarak CHP’nin şimdi yaptığı ihanetleri gizlemek adına AKP’nin geçmişte yaptığı ve şimdi çoğunu terk ettiği yanlışları 7 madde halinde sıralamış…

          O sıralamanın birinci maddesinde “Kozmik Oda’yı terör örgütüne açan Kemal Kılıçdaroğlu değildir” diyor. Ama Kozmik Oda’nın mimarı olan Bülent Arınç ile şimdi PKK ve FETÖ’ye sahip çıkma konusunda bire bir aynı cümleleri kuranda Kemal Kılıçdaroğlu’dur. Kozmik Oda’ya girilmesini “Balyoz Kozmik Odada Gizlendi” manşetleriyle meşrulaştırmaya çalışan FETÖ’nün gazetesi olan TARAF gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan’ın serbest bırakılması için Kemal Kılıçdaroğlu her fırsatta propaganda yapmıyor mu? Her yazısında tüm suç unsurlarının “Kozmik Oda’da” olduğunu vurgulayan Ahmet Altan’a CHP seferberlik halinde sahip çıkmıyor mu? O halde, nerde Kozmik Oda hassasiyeti?

          O sıralamanın ikinci maddesinde, “Barzani’yi Türkiye’de ağırlayan, sözde Kürdistan bayrağını göndere çeken Kemal Kılıçdaroğlu değildir” diyor. Evet, cümlesinde bahsettiği olaylar yaşanmış ve MHP’de o günlerde bu duruma karşı çok büyük tepki göstermiş ve mücadele etmiştir. Benim bu konularda yazdığım yazılar bir kitap boyutundadır.

          CHP’den bi haber olan avukat bey, peki CHP AKP’den sonra Barzani konusunda ne yapmıştır? AKP hükümeti üç yıl önce bağımsızlık referandumu yapmaya kalkan Barzani’ye haddini bildiren yaptırımlar uygulayarak, Barzani’nin arkasına bakmadan Kerkük’ten kaçmasını ve Kerkük’e tekrar Türkmen bayraklarının asılmasını sağlamışken, CHP’nin Diyarbakır il başkanı Mehmet Sayın “Başkan Barzani halkına, özgürlüğü isteyip istemediklerini soruyor. Bu çok insani durumdur. Referandum demokratik bir yöntemdir” dediğinde o il başkanı CHP’den ihraç mı edilmişti?

          İhraç edilemezdi. Çünkü Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da kendisi gibi düşündüğünü Özgürlük ve Sosyalizm Partisi Genel Başkanı Sinan Çiftyürek’in “Kemal Kılıçdaroğlu görüşmemizde bütün milletlerin olduğu gibi Güney’in de referanduma gitmeye hakları olduğunu söyledi” cümlesiyle öğrenmişti. Yani Kemal Kılıçdaroğlu’nun yönettiği CHP, Barzani’nin sözde Kürdistan referandumuna oldukça sıcak bakıyordu.

          Dönemin CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz, Barzani’ye “Bölgesel Kürt Yönetimi bütün yumurtalarını sadece AKP sepetine koymasın. Çünkü AKP bugün var yarın yok. Bütün siyasi oluşumlarla ilişkilerin götürülmesi uzun vadede Bölgesel Kürt Yönetimi’nin de işine yarar Şu an Türkiye gibi bir dostlarının olması hem merkezi Irak Hükümeti hem de Bölgesel Kürt Yönetimi için bir avantajdır. Bu avantajı kullanırken de olabildiğince geniş bir perspektifle, her kesimle diyalog kurmak daha faydalı olur” çağrısını yaptığında Avukat Celal Çelik nerdeydi acaba?

          Ya da sözde Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Hükümeti Sözcüsü Sefin Dizayi heyet halinde Kemal Kılıçdaroğlu’nu CHP Genel Merkezinde ziyaret ettiğinde Avukat Celal Çelik nerdeydi?

          AKP, Barzani konusunda yanlışlarını terk ettikten sonra CHP neden Barzani’ye dört kolla sarılmıştır?

          O sıralamanın üçüncü maddesinde, “PYD Lideri Salih Müslim’in kırmızı halı ile karşılanması talimatını veren lider de Kemal Kılıçdaroğlu değildir” diyor… Kemal Kılıçdaroğlu’nu aklama, paklama çabanı görüyoruz da, gerçekten bu işlere girme Avukat Celal Çelik Bey…

          Çünkü terör örgütü YPG-PYD altında öyle bir kalırsınız ki, inanın sizi oradan çıkaracak vinç bulamazsınız. PYD’nin o dönem başındaki Salih Müslim’i Türkiye’de meşrulaştırmak ve ağırlamak yanlıştı. Bu konuda da MHP’nin duruşu zaten ortadadır. Şahsımda terörist Salih Müslim ve terör örgütü PYD hakkında tonlarca yazı yazarak AKP’yi o dönem en çok eleştiren yazar olmuştum. Peki, AKP bu yanlışı yaptıktan sonra CHP ne yapmıştır?

BUNLARI O SÖYLEMEDİ Mİ?

          2015 yılından itibaren CHP, YPG’ci ve PYD’ci olmuştur. Kemal Kılıçdaroğlu PYD’nin silahlı gücü olarak terör örgütü YPG için “terör örgütü olarak değil, vatanını kurtarmak için örgütlenmiş bir oluşum olarak gördüğünü” söylemedi mi? CHP’nin birçok yöneticisi tüzüğünde teröristbaşı Öcalan’a bağlılık olan PYD’yi terör örgütü olarak görmediğini açıklamadı mı?

          “Biz kardeşsek, sınırımızda başkası olacağına PYD olsun” diyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek’i tanıyor musun Avukat Bey?

          “PYD terör örgütü değildir” diyen CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nu tanıyor musun Avukat Bey?

          “PKK’nın Suriye kanadı PYD’ye terör örgütü diyebilmek için istihbari bilgisinin olmadığını” söyleyen CHP İzmir Milletvekili Selin Sayek Böke’yi tanıyor musun Avukat Bey?

          Terör örgütü PKK’nın Suriye uzantısı olan YPG için “terör örgütü değildir” açıklamasını yapan CHP’nin eski Genel Başkan Yardımcısı ve mevcut PM üyesi Erdal Aksünger’i tanıyor musun Avukat Bey?

          Türk Ordusu, Afrin’de Zeytin Dalı Operasyonu başlattığında tüm CHP karşı çıkmadı mı? Öldürülen 4600 YPG’li terörist manzarasını engellemek için herşeyi yapmadı mı?

          PYD-YPG saflarında çatışırken öldürülen Aziz Güler isimli teröristin cenazesini Türkiye’de CHP milletvekilleri karşılamadı mı?

Afrin’e girilmesini doğru bulmuyoruz” diyen Kemal Kılıçdaroğlu değil miydi?

          AKP hükümeti terör örgütü YPG temizliği yaparken, CHP şimdi terör örgütü YPG’ye niye kol kanat geriyor?

Sen ondan bahset Avukat Bey?

          Avukat Bey, o sıraladığı maddelerin dördüncüsünde “Süleyman Şah türbesini kaçıran Kemal Kılıçdaroğlu değil” demiş… Bu türbenin taşınması, kaçırılması AKP’nin en büyük yanlışlarından biriydi. Bu işin mimarlarından bir tanesi dönemin Başbakanı olan Ahmet Davutoğlu idi. O günlerde bu olay büyük bir başarı gibi ballandıra ballandıra anlatıyordu. Salih Müslim’i Türkiye’de ağırlamayı “Bu aynı zamanda PYD’yi meşru görüyorum demektir” şeklinde değerlendiriyordu.

          Kemal Kılıçdaroğlu o Davutoğlu için şimdi “Yüzde 99 aynı ortak düşüncelerdeyiz” diyerek ittifak kurmaya çalışmıyor mu? Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, şimdi terör örgütü YPG’yi ezen safta iken, “YPG bize saldırmaz” diyerek terör örgütü YPG’ye koruyuculuk yapan Kemal Kılıçdaroğlu’nun Süleyman Şah türbesi diye bir derdi olabilir mi?

Daha siz Türk devletinin terör örgütlerine yaptığı operasyonları sindiremiyorsunuz…

O yüzden bize masal anlatma Sayın Avukat…

          O sıralamanın beşinci maddesinde ise, AKP hükümetinin geçmişte PKK ile yaptığı görüşmeleri, açılımları hatırlatmış… Tüm bunlar karşısında MHP aşılmaz bir set kurmadı mı o günlerde? Kurdu… CHP ne yapmıştı o günlerde? Olup bitenleri pasifçe izliyordu.

          2015 yılından sonra terör örgütü PKK’nın partisi HDP ile her türlü işbirliğini yapan CHP değil miydi? “HDP barajı aşsın” diyerek CHP Genel Başkan Yardımcıları bile ailece HDP’ye oy verdiğini söylemedi mi?

CHP’NİN İÇİNE KAÇAN PKK

          Terör örgütü PKK’nın kapatılan gazetesine, televizyonuna, radyosuna “Hak, hukuk, adalet” adına mı sahip çıkmıştınız?

          Alenen terör örgütü PKK’ya sahip çıkan HDP’li milletvekillerine, belediye başkanlarına sahip çıkmak PKK’ya sahip çıkmak değil midir?

          Terör örgütüne yardım ve yataklık eden HDP’li belediyelere kayyum atanmasına karşı çıkmak PKK’ya sahip çıkmak değil midir?

          Terörle mücadelede şimdi tavizsiz duruş sergileyenlerin geçmişteki yanlışlarından bahsederek, CHP’nin içine kaçmış PKK’yı gizleyeceğinizi mi sanıyorsunuz? Cumhur ittifakı, terör örgütü PKK ile her alanda mücadele ederken, bunun önünde engel olmaya çalışan HDP’nin yoldaşı CHP, bize ne anlatmaya çalışıyor?

          Kemal Kılıçdaroğlu’nun vekili Avukat Celal Çelik, 0 sıralamanın altıncı maddesinde ise, her CHP’linin köşeye sıkıştığında başvurduğu teröristbaşı Öcalan’ın tekrarlanan 23 Haziran İstanbul seçimleri öncesi yayınladığı mektuba sığınmış… Tekzibin yayınlandığı gün “Öcalan’ın mektubuna” gönderme yapan Mansur Yavaş’a da bu konuda cevap yazmıştım. Ama Avukat Bey’e Kandil ve HDP’nin teröristbaşı Öcalan’ın mektubuna bakışını tekrar hatırlatalım ki olayı anlayabiliyorsa daha iyi anlasın:

          Terör örgütü PKK’nın sözde en üst düzeyi olan KCK, seçim değerlendirmesinde “23 Haziran’daki İstanbul seçimlerinde AKP-MHP faşizmine önemli bir darbe vuruldu. 23 Haziran’daki tutumunu da Önder Apo’nun ortaya koyduğu bu ölçü belirlemiştir. Önder Apo’yla Hareketimiz, Önder Apo’yla halkımız arasında özel savaşçıların anlamadığı ve anlayamayacağı tarihsel, toplumsal, düşünsel ve duygusal bir bağ bulunmaktadır” açıklamasını yapmadı mı?

          CHP’nin 2015 yılından itibaren yoldaşı olan HDP, teröristbaşı Öcalan’ın mektubu için şunları söylemedi mi?

HDP hakkında Sayın Öcalan’ın yaptığı açıklamalar, iktidar partisinin güncel siyasi hesaplarının ve seçim polemiklerinin çok üstünde tarihsel bir anlam ve derinliğe sahiptir.”

Sayın Öcalan’ın yaptığı açıklamanın geniş siyasal perspektifi son derece nettir ve ‘üçüncü yol sizsiniz’ demiştir. HDP’nin ‘üçüncü yol’ diye ifade ettiği demokrasi yoludur, barış yoludur.”

Bu bakımdan Sayın Öcalan’ın açıklaması ile HDP’nin şimdiye kadar yürüttüğü siyaset birbiri ile örtüşmektedir.”

İki tarihsel blok arasında taraf olmamaya ve Üçüncü Yol stratejisini kararlı ve ısrarlı bir şekilde sürdürmeye dayalı olarak HDP’nin İstanbul seçimlerine yönelik seçim stratejisinde ve taktik adımlarında bir değişiklik söz konusu değildir.”

          Avukat Bey, terör örgütünün uzantısı HDP ve tüm terörist elebaşlarının bulunduğu Kandil “Önderimiz Apo’nun mektubundan mesajı aldık CHP’yi destekledik” diyorsa siz daha ne diyorsunuz bu konuya?

15 TEMMUZ TİYATRO MU?

          Sıralamanın son maddesi olan yedinci maddede de AKP-FETÖ ilişkisine, AKP’nin FETÖ’ye verdiği tavizlere değinmiş… Hepsine eyvallah… Fakat aynı terör örgütü PKK konusunda olduğu gibi, terör örgütü FETÖ konusunda da AKP ile araları açıldığında FETÖ ile 17-25 Aralık sonrası her türlü işbirliğine giren CHP olmadı mı? Hatta hemen öncesi, 3 Aralık 2013 tarihinde Amerika ziyaretinde FETÖ temsilcileriyle kahvaltılı toplantı yapmadı mı?

          15 Temmuz hain darbe girişimi için FETÖ ağzıyla konuşarak “15 Temmuz tiyatrodur” diyen Kemal Kılıçdaroğlu değil mi?

          Avukat Bey, ben AKP’nin geçmişte FETÖ’ye verdiği tavizleri en çok yazarak eleştiren bir yazarım. Bahsettiğin, yargıda 12 Eylül 2010 yılından sonra FETÖ’nün kadrolaştığı bir gerçek… Ama 2012 yılında “Yargıda cemaat kadrolaşması var iddiası doğru değil” diyende vekâlet ettiğin Genel Başkanın Kemal Kılıçdaroğlu değil mi?

          Avukat Bey, keşke bu tekzip işine girip kendini de, Kemal Kılıçdaroğlu’nu da bu şekilde rezil etmeseydin.

          CHP’den ve Kemal Kılıçdaroğlu’ndan bi haber olduğunu tekzip içindeki şu cümlenle bir kez daha ispatlamışsın…

          “Sayın Kemal Kılıçdaroğlu hiçbir zaman ve hiçbir biçimde Anayasanın değiştirilmez maddelerinin değiştirilmesini savunmamıştır.”

          Bile bile yalan söylüyorsun, doğruyu konuşmuyorsun Avukat Bey… İhanete örtü olmaya kalkıyorsun.

Hem de bunu terör örgütü PKK’nın kapatılan televizyon kanalı IMC TV’de söyledi.

          “Yüzde 10 barajını kaldıralım, YÖK’ü kaldıralım, seçim yasasını değiştirelim lider sultasını kaldıralım, Anayasa’yı değiştirelim” diye konuşan Kılıçdaroğlu’na Banu Güven “2. ve 3. maddeleri mesela” diye sorduğunda “tabi” diye yanıt vermişti. Videosu var Avukat Bey, boşa sallamak yerine girip videosunu izleyebilirsiniz.

BIRAKIN BU MASALLARI

          Hem PKK’nın televizyonundasın, hem de Anayasa’nın 2. ve 3. maddelerini bilmeden konuşuyorsun… “Vay Kılıçdaroğlu, vah Kılıçdaroğlu” derler adama…

Avukat Bey diyor ki; “CHP milletvekilleri, milletvekili yeminlerine sadık davranıyor.”

          YPG’ye, PYD’ye, PKK’ya, HDP’ye, DHKP-C’ye, FETÖ’ye, terörist Demirtaş’a sahip çıkarak milletvekili yeminine sadık kalınmaz. CHP terör örgütlerinin sözcüsü haline gelmiştir. Atatürk’ün mirası CHP’yi bu hale getiren de Kemal Kılıçdaroğlu’dur. Ne kadar tekzip yayınlarsanız yayınlayın bunu gizlemeniz mümkün değildir. “Önderimiz Öcalan” diyen HDP ile yol yürüyor musun? Yürüyorsunuz…

Kandil’deki tüm PKK’lı terörist elebaşları “CHP desteklenecek” dedi mi? Dedi…

Bitti…

Daha hangi masalı anlatıyorsunuz?

          Bizim yazılarımızda asla iftira olmaz, yalan olmaz. Sadece köşeye sıkışan CHP, gerçekleri “yalan ve iftira” diye sunarak zaman kazanmaya çalışıyor olabilir. CHP’nin bu içler acısı halini dünyada bilmeyen mi var?

          Avukat bey, CHP’de işine devam etmek istiyorsa bence bir terör örgütü uzantısı HDP’yi, terör merkezi Kandil’i, YPG terör kamplarını, cezaevinde terörist Demirtaş’ı ziyaret etsin… CHP’yi oralardan daha iyi tanıma fırsatı bulabilir. Böylelikle bir daha ki sefere CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu’nu böyle rezil eden tekzip metinlerine imza atmaz…