Yıldıray Çiçek / TÜRKGÜN

15 Temmuz hain darbe girişimin arkasında ABD’nin olduğu her hâliyle ortadadır. Bunu sadece FETÖ’nün yönetim merkezi olmasından anlamak bile kolaydır. ABD, başta FETÖ elebaşı Fethullah Gülen olmak üzere ve onun terörist kadrosundan kimseyi Türkiye’ye teslim etmeyerek zaten “15 Temmuz kanlı projesinin” kendi emperyalist mutfağında hazırlandığını her yönüyle kabul etmektedir.

Hatırlarsanız eski Başkanlardan George W. Bush döneminde BM temsilcisi ve Donald Trump döneminde de Ulusal Güvenlik Danışmanı gibi kritik görevlerde bulunan Bolton, ABD'nin başka ülkelerde darbe planlamalarına bizzat katıldığını ve kendini de 'planlı darbelere yardım etmiş biri' olarak tanıtarak itiraf etmişti. ABD’nin 15 Temmuz darbe girişiminde parmağının olmadığını söyleyen kim varsa, gelecekte de ABD’den bir darbe parmağı beklediğini kabullenmek gerekir.

ABD’nin etki ajanı olarak kullandığı kişilerin başında da Osman Kavala gelmektedir. Osman Kavala, Gezi davasından aldığı ağır müebbet cezasıyla hapiste bulunmaktadır. ABD’nin, AB’nin, CHP’nin, HDP’nin ve FETÖ’nün onun özgürlüğü için canhıraş bir şekilde mücadele ettiklerini düşünürseniz zaten etki ajanı Osman Kavala’nın kimin adamı olduğu çok net anlaşılır.

Son günlerin tartışması da eski CIA danışmanı Henri Barkey üzerinden dönmektedir.

FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişiminde yer almakla suçlanan ve hakkında yakalama kararı bulunan eski CIA danışmanı Henri Barkey ve Osman Kavala'nın darbe girişiminden hemen sonra 18 Temmuz 2016 tarihinde bir akşam yemeğinde buluştukları hazırlanan iddianamede yer almıştı.

Eski CIA danışmanı Henri Barkey, geçtiğimiz günlerde "Ben o gece Kavala ile değil tanınmış bir Türk gazeteciyle yemekteydim" açıklamasında bulunmuş ve o gazetecinin ismini vermemişti.

Daha sonra o gazetecinin ismini verdiği "Türk medyasında son günlerde çıkan haberler ile alakalı bir açıklama yapmak istedim. 18 Temmuz 2016 akşamı Karaköy Lokantası'nda arkadaşım, gazeteci Aslı Aydıntaşbaş ile baş başa yemek yemek için gittim. Aynı akşam sivil toplum lideri Osman Kavala ile Karaköy Lokantası'nda tesadüfen karşılaştık. Kendisi ile birkaç dakika sohbet ettikten sonra Aslı Aydıntaşbaş ile yemeğe oturdum” açıklamasını yaptı. İşin ilginç tarafı nedir biliyor musunuz?

Eski CIA danışmanı Henri Barkey’in “Beraber yemek yedik” dediği gazeteci Aslı Aydıntaşbaş "Böyle bir iddia var ama bu olayla bir ilgim yok” açıklamasıyla kendini olaylardan uzak tutmaya çalışmaktadır.

Geçmişe dair “Fethullah Gülen ile bir kere görüştüm” diyen eski CIA danışmanı Henri Barkey’in gazeteci Aslı Aydıntaşbaş ve etki ajanı Osman Kavala ile samimiyeti de zaten ipucu vermiyor mu?

Henri Barkey’in telefon görüşmelerinin dökümününde de sık sık ABD Pensilvanya eyaletine kayıtlı bir numaralı hatla görüşme yapması, 15 Temmuz’un kilit ismi Adil Öksüz ile aynı ay içinde (2016 Mart ayı) Adana'da bulunmaları ve  15 Temmuz hain darbe girişiminden 3 hafta önce Türkiye’ye gelmesi…

Bunların hepsi mi tesadüf?

Etki ajanı Osman Kavala ve gazeteci Aslı Aydıntaşbaş aynı havuzun kullanışlı insanlarıdır. Türkiye üzerinde ne kadar oyun varsa hepsinde figüran olarak kullanıldıklarını, yaşamları boyunca ortaya koydukları ilişkilerden anlaşılabilir.

CIA ajanlarının katılımıyla PKK’nın çeşitli ülkelerde yaptığı toplantılarda baş aktör olarak boy gösteren Osman Kavala mı 15 Temmuz’dan habersiz olacak?

En çok merak ettiğim ise 1 Kasım 2015 seçimlerinden sonra içinden bambaşka bir canavar çıkan Meral Akşener’le kuzen olan Osman Kavala, MHP’nin ele geçirilme operasyonlarında da para cambazlığını göstermiş midir? Meral Akşener, Türkiye’yi hangi parayla gezmiştir. Kim maddi destek sağlamıştır?

“Kızıl Soros” lakaplı Osman Kavala’nın bir parmağı olmuş mudur?

Benimki de merak işte…

Editör: Haber Merkezi