Güven, insan ilişkilerinin en temelidir. Sadece bir duygudan ibaret değildir. “Dürüstlük, açıklık, tutarlılık, yakınlık, bağlılık, tahmin edilebilirlik” gibi pek çok kavramdan oluşan çok geniş kapsamlı bir olgudur. Genellikle çiftçilerimizin üretim sistemi borçla ve krediyle yapılan bir süreçtir. Tarımınızda kaos varsa, çiftçileriniz mutsuzsa, sebebini uzaklarda aramanıza gerek yok! Güvenin olmadığı yerde kaos ve mutsuzluk vardır! Böyle bir süreçten geçen çiftçi; tohum, gübre, ilaç, yem ve mazot bayilerine, tarım kredi kooperatiflerine, birliklere, sulama ve diğer tarımsal kooperatiflere, devlet kuruluşları ve ulusal alanda faaliyet gösteren organlara güvenmek istiyor! Artık yeter!

850 BİN KİŞİLİK DEV ÇİFTÇİ AİLESİ

Tarım Kredi Kooperatifleri, Türkiye’nin tarımsal kredi ve girdi lideri, çiftçilerin sosyoekonomik güvencesi. Türk çiftçisinin her türlü ihtiyaçlarını karşılamaya dönük mal ve hizmetleri zamanında, güvenilir, kaliteli ve uygun şartlarda sağlamayı ve ürünlerini pazarlamaya çalışan dev çiftçi ailesi.Zaman sürecinde ülkemizde tarımsal faaliyetler için alınan kredilerin amaç dışı ve hovardaca kullanılması sebebiyle hem çiftçiler hem de kooperatifler zarar görmüştür. TKK’da daha sonra üreticilerin ihtiyacı olan üretim girdilerinin tedarik ve pazarlanması sistemine geçilmiştir.

TARIM KREDİ KOOPERATİFLERİNDE YENİ BİR MODELLEME

Finansal sorunları çözmek için kendi öz kaynaklarını da devreye sokarak Almanya’daki Raifassen kooperatifler bankası benzeri bir banka mutlaka kurulmalıdır. TKK’nın bunu gerçekleştirilmesi halinde Ziraat Bankası tarafından verilen proje kredileri dışındaki tarımsal kredi hizmetlerinin kaynakları ile birlikte TKK‘ya devredilmesi yolu açılmalıdır.

Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu(TKDK) ve diğer kaynaklar tarafından verilen desteklerden daha fazla yararlanılması için TKK görevlendirilmelidir.

Merkezi kooperatifler belirlenerek bu kooperatiflerden kredi takip ve finans işlerinde kullanılması diğer kooperatiflerin ise tarımsal yayım, tedarik ve pazarlama işleri ile çiftçiye hizmet etmesi zorunludur.

Merkez kooperatiflerin ileride banka şubesi gibi hizmet etmesi için altyapı şimdiden kurulmalıdır.

TKK’da iştirakler tek tek incelenerek çalışma grupları, bölgeleri, kapasiteleri boyutunda birleştirilerek holding haline getirilmelidir.

Yapılan bayilik sözleşmesi sonucunda tüm gübreler GÜBRETAŞ tarafından temin edilmektedir.

GÜBRETAŞ’ın mal satma ve tahsilat yönünden bir sıkıntısı bulunmadığından, fiyatları kendisi istediği gibi belirlemektedir. Birçok kooperatif, gübreyi aynı yöredeki gübre bayiinden daha pahalıya satmaktadır. Çiftçi kurucu ortağı olduğu halde neden daha pahalıya gübre alsın ki?

Kooperatiflerin alternatif enerji kaynaklarına (güneş, rüzgâr vb.) yönelik yatırımlara yönelmesi ve bu sayede kooperatif gelirlerinin arttırılması yoluna gidilmesi zorunludur.

Tarımsal alet ve makine temininde modern teknolojin kullanılmasını sağlayacak yöntemler geliştirilerek, çiftçilere Tarım Bakanlığının destekleme kapsamında hizmet verilmelidir.

TKK‘nın hayvancılığa yönelik faaliyetlerinde ekonomik işletme büyüklüğü dikkate alınarak talepler yerine getirilmelidir.

Yem fabrikaları ile üreticiler özellikle hayvan besleme ve bakım konusunda iş birliği yapmalı ve verimliliğin arttırılması için sürekli irtibat halinde olmalıdır.

Bitki ve hayvan sağlığına yönelik ilaçların uygun şartlarda temin edilmesi ve uygulanması konusunda uygulanabilir bir sistem geliştirilmelidir.

TKK, Tarım Bakanlığının destekleme kapsamındaki sulama sistemlerine hitap etmeli ve sulama faaliyetlerine daha fazla önem verilmelidir.

TARIM BAKANLIĞININ KPSS İLE TEKNİK PERSONEL ALIMI

KPSS ile ilk alımlar TKK’ya olmalıdır. Dolayısıyla Tarım Bakanlığının desteğiyle, köyde girdileri satan, çiftçilerin sorunlarını dinleyen, onlarla birlikte tarımsal üretimin her aşamasını izleyen, çiftçi ile doğrudan temas kuran teknik personellerin sahada yetişmesi (iş içinde iş düşüncesi) ve tecrübe kazanması sağlanacaktır. Diğer taraftan ÇKS sistemine de işlevsellik kazandırılacaktır.

Kooperatiflerde en az 3 yıl çalışarak sahada tecrübe sahibi olacak teknik personeller ayrı bir sınavla Tarım Bakanlığı bünyesine alınmalıdır. Dolayısıyla ilçe müdürlüklerine gelen böyle bir personelin çiftçiyi daha iyi anlayarak, sorunlarına çözüm üreten bir yapı oluşacağını düşünüyorum. Diğer taraftan TKK dışında özel sektörde 5 yıl sürede çalışmış teknik personellerin de sınava girerek Tarım Bakanlığı bünyesine alınmasıyla çiftçi sorunlarında azalma olacağı kanaatindeyim.

Bu şartlar altında Tarım Bakanlığı merkezde doğru planlamalar yapan, tarımsal üretim planlamasında altyapı oluşturacak verileri doğru bir şekilde yerelden alan ve sonuçta bunları en kısa zamanda uygulamaya geçiren bir kontrol mekanizması olacaktır.

Bu model, çiftçinin cebine para koyan bir model olacaktır. Aksi halde hiçbir model başarılı olamaz. Bu arada sadece çiftçi değil; herkes cebine giren paraya bakar!

Verimli bir hafta geçirmeniz dileğiyle…