Dedim: ‘Yurdun nere?’, Dedi: ‘Turfandır.’, Dedim: ‘Başındaki?’, Dedi: ‘Hicrandır.’

Dedim: ‘Niçin korkmazsın?’,

Dedi: ‘Tanrım var.’, Dedim: ‘Başka?’, Dedi: ‘Halkım var.’ ”-Abdurrehim Heyit

Türkistan ismi Fars kökenlidir ve “Türklerin Diyarı” anlamına gelir. Bu isim bir aidiyet içerir. Rusya’nın işgali ardından parçalanarak cumhuriyetlere ayrılan ve kimliğinden arındırılarak “Orta Asya” ifadesiyle adlandırılan Türkistan’ın, doğusu kan ağlamaktadır…

Birileri masumların hakkına giren terör örgütü PKK ve meclis uzantısı HDP ile Uygur Türklerinin haklı mücadelesini denk görüyor. Çocukların eline taş verip terörize eden, masum kalabalığın arasında bomba patlatıp meydanları kana bulayan, dağlarda inlere girip vatanı korumak için vazife başında olan ana kuzularına pusu kuran, kadın çoluk çocuk kaçıran, istismar eden, tecavüzcü olan, katil olan PKK / HDP nasıl Uygur Türkleriyle aynı denk tutulabilir..? Bu nasıl bir vicdan tutulmasıdır..? Anadolu Türkün yurdudur, biz kürdistanı işgal edip üzerine Türkiye’yi kurmadık. Oradaki halkı katletmedik, eğitim kamplarında eziyetlere maruz bırakmadık, zulüm etmedik. Kürdistan diye bir devlet bu coğrafya üzerinde hiç olmadı, olmayacak da. EOKA/ ASALA gibi terör örgütlerinin neslinin devamı olan PKK, bir milletin bağımsızlık mücadelesi değildir! PKK, Kürtleri kullanarak mağdur hikayesi oluşturan bir terör örgütüdür. İçinde ermenisinden ingilizine kadar birçok farklı hain bulundurur. Tehcir zamanında ölen kürtlerin kimliğini alıp kürt kimliği ile varlık sürdüren ermeniler, PKK’da başat rol oynar. Ermenilerin, Rumların vahşi duygulara sahip olduğunu zaten EOKA ve ASALA’dan biliyoruz, işte bu vahşilik PKK’da da devam ediyor.

Bu oluşumlar tamamen insanlık dışı! PKK ‘da yıllarca masumlara insanlık dışı saldırılarda bulundu, halen de devam ediyor. Aynen Çin’in, Uygur Türklerine uyguladığı insanlık dışı müdahale gibi… PKK, Uygur Türkleri ile değil ancak Uygur Türklerini katleden Çin ile denk tutulabilir.

Doğu Türkistan, bilinen ilk çağlardan itibaren Türk yurdudur, ata yurttur. Milletiyle, vatanıyla, kimliğiyle, tarihiyle, diliyle, kültürüyle vardır. Çin’in bölgeye tehdit oluşu 18. Yüzyıl itibari ile başlamıştır. Dünyanın en kanlı rejimleri sosyalist ve komünist rejimlerdir. Çin’in Mao’su, Rus’un Stalin’i bunların başında gelmektedir, bu dünya tarihine yazılmış bir gerçek. Ve maalesef iki kanlı iktidar da, Türkistan coğrafyasında Türk kanı akıtmıştır. Çin, Doğu Türkistan üzerine kurduğu vahşi işgalleri için Stalin’den yardım almıştır.

Doğu Türkistan’da günümüze kadar 3 bağımsız Türk Devleti kurulmuştur. İlki 1865’de Yakup Han tarafından kurulan Kaşgarya Devleti’dir. 1876’da Çin’in tekrar saldırısına maruz kalan Doğu Türkistan, 8 senen süren kanlı savaş sonrasında Çin’in hakimiyeti altına girmiştir. Çin, işgal ettiği Doğu Türkistan’a “Yeni Kazanılmış Topraklar”, “Yeni Bölge” anlamına gelen “Xinjiang” adını vermiştir. Yeni Bölge, burada kilit nokta… Birileri toprak bütünlüğünden bahsederken tarihten bi haber olduğunu da ilan ediyor. Devam edelim, Uygur Türkleri sürdürdükleri bağımsızlık mücadelesi sonucunda 1933’de yeniden bağımsızlığını kazanmıştır. 12 Kasım 1933’te “Şarki Türkistan Cumhuriyeti” ilan edilmiştir. Ancak Çin ve Rus baskısı yanında küresel aktörlerin müdahalesi, bu bağımsızlığın sonunu yine işgale bağlamıştır. Uygur Türkleri, 1944’te tekrar bağımsızlığa kavuşarak Doğu Türkistan Cumhuriyeti Devleti’ni kurmuşlardır.

Ancak Doğu Türkistan, 1949’da Çin tarafından yeniden saldırıya uğradı, 6 yıl süren savaşın ardından son kez işgal edildi ve hala işgal altında. Çin bu son işgalinden sonra 1 Ekim 1955’te, Doğu Türkistan Cumhuriyeti Devleti’nin adını, “Xingjiang( Sincan) Uygur Özerk Bölgesi” yani “Yeni Kazanılmış Toprak Uygur Özerk Bölgesi” olarak değiştirdi. Bölgenin adının “Özerk” olması, Çin’in yalanlarından biri… Uygur Türkleri asla özerk bir yönetime sahip değil, yönetim ve temsil hakları yok. Uygur Türklerinin tüm hakları ve ekonomik pozisyonları Çinlilerin elinde. Çin, Doğu Türkistan’ın adını değiştirerek coğrafi kimliğini yok etmeye çalıştığı gibi Uygur Türklerinin milli ve manevi kimliğini de yok etme mücadelesi içerisinde. Önce bağımsızlıklarını, sonra vatanlarının adını, sonra Türk adını, dillerini, kültürlerini, dinlerini yasaklıyor! yok sayıyor! yok etmeye çalışıyor! Türkleri kısırlaştırılıyor. Çin, Uygur Türklerini Eğitim Kamplarına kapatıp işkence ederek öldürüyor. Bu eğitim kampları, Uygur Türklerine benliklerini unutturmak için kurulan işkence merkezleri… Çin Uygur Türklerine sistematik taciz ve işkence uyguluyor, bu belgelerle ortada olan bir gerçek! Bir milletin soyu sadece öldürülerek kırılmaz, milli ve manevi varlığı silmek de bir soykırımdır. Çin hem işkence ediyor, hem öldürüyor, hem Türk adını silmeye çalışıyor.

ÇİN UYGUR TÜRKLERİNE SOYKIRIM YAPIYOR. 70 yıllık bir işgal zulmü var. Çin, 4 büyük katliam başta olmak üzere sürekli Uygur Türklerini katlediyor. 5 Nisan 1990’da Çin Tarafından, Doğu Türkistan’ın Barın Kasabası’nda yapılan katliam bunlardan sadece biri… Ve dünyaya karşı İnsan Haklarını hiçe sayarak benim toprak bütünlüğüm, benim meselem diyor. Velev ki orası Çin’in olsun, bu durum yapılan insanlık zulmünü normalleştirir mi? Ama Doğu Türkistan Çin’in değil, Türk’ündür. Dünya’da, Çin’in Uygur Türklerine yaptığı bu zulme karşı çıkan ülkeler bizim düşmanımız diye de zulmü yok sayamayız, bu Uygur Türklerini düşman yapmaz. Onlar mazlum, onlar Türk, Onlar da Müslüman! ABD Çin’e rekabetinde Doğu Türkistan meselesini kullandı diye Uygur Türkleri Amerikancı olmuyor… Onlar sadece Türk’ün nefesi olan bağımsızlığının derdinde…