Türkiye, terörle mücadelede bir dönüm noktasına geldi. İçerideki teröristlerin sayısının 600’ün altına indiği açıklandı. Sınırımızın dışındaki hainlere darbe üzerine darbe indiriliyor. Nereye saklanırlarsa saklansınlar, ne yaparlarsa yapsınlar, eninde sonunda hak ettikleri cezayı bulacakları, kalleşliklerinin, kahpeliklerinin yanlarına kalmayacağını artık çok iyi biliyorlar. Asıl babalarının bütün koruma ve kollama çabalarına rağmen, sınırlarımızı bu ülkeye ve bu millete zarar veremeyecekleri sağlam bir yapıya kavuşturmakta ısrarlı ve kararlıyız. Fırat’ın doğusunda güvenli bölgenin bu ayın sonuna kadar fiili olarak hayata geçirileceği açıklanmıştır ki bu, Türkiye için hayati önemdedir. Bu katil sürüsünün siyasi uzantıları da artık istedikleri gibi hareket edemiyorlar. Belediyeleri Kandil’in şubesi haline getiren başkanlar, çok doğru şekilde görevden alınmışlardır ve bundan sonra da aynı ciddiyetle devam edilmelidir. Devlete meydan okuyan, bölücü örgütün üyesi olan ve sözcülüğünü yapan siyasiler de yargı önüne çıkarılmıştır.

HDP İL BİNASI ÖNÜNDE YAŞANANLAR

Devletin, milletine sahip çıkmasına bağlı olarak, terör baskısı da kalkmaya ve vatandaşlarımız kendi vicdan ve iradeleri ile tercih yapma imkânı buldular. Diyarbakır HDP İl Binası önünde yaşananlar ibretliktir ve nasıl pis ve kalleş bir oyun oynandığını, yıllardır terör örgütünün vatandaşlarımıza nasıl zulmettiğini bütün çıplaklığı ile gözler önüne sermektedir. Çocukları dağa kaçırılan ailelerin, özellikle de annelerin söyledikleri, PKK’nın ve onun siyasi uzantısı HDP’nin gerçek kimliğidir. Bu bölücü örgütün söyledikleri, savundukları, dağa çıkıp, katliam yapmalarına gerekçe gösterdikleri her şey yalandır, iftiradır ve kahpeliktir. Bunun böyle olduğu bir defa daha hem de bölgede yaşayan vatandaşlarımız tarafından ispat edilmiştir.

PKK’YI RAHATLATMA MANEVRALARI

PKK’nın sıkıştığı, bitme noktasına geldiği her durumda, mutlaka bir siyasi manevra ile kendisine yeni alan açılmıştır. Bunun adına bazen eylemsizlik, bazen çözüm süreci denmiştir. Hatta işi ateşkese götürecek kadar ihanet içinde olanlara da rastladık ki, böyle askeri bir jargonun bir bölücü terör örgütü için kullanılmasının asla kabul edilemeyeceğini her zaman söyledik ve en sert şekilde karşı çıktık. Bütün bunlar yapılırken çıkıp millete, “Artık kan dökülmüyor, bakın ne güzel siyasi çözüm aranıyor” gibi yalanlar söylediler. PKK her dönemde bu durumu kullandı, yeniden toparlandı, siyasi alanını genişletti ve bir sonraki seferde çok daha ileri gitti. Bu ileri gitme ne yazık ki, hem siyasi alanda oldu, hem de kan dökme ve terörü yayma anlamında yaşandı. Adına çözüm denilen çözülme süreci devam ederken neler söylendiğini, ama bu büyük ve affedilmez yanlışın sonunun nasıl geldiğini Türk milleti olarak hep birlikte yaşadık ve bedelini de ülke olarak ödedik. Bu süreçte, CHP hiçbir zaman milli ve kararlı bir duruş ortaya koyamadı. Tersine, yapılanları destekledi ve onayladı. Sadece bazı yöntem farklılıklarına takıldı, onları öne çıkararak, bu kire ortak olduğunu gizlemeye çalıştı. Hatta, bu terör örgütüne gerçek anlamda siyasi alan açan partinin, CHP’nin önceki versiyonu SHP olduğunu bir defa daha ve altını çizerek hatırlatmak isterim.

KANDİL’E TESLİM OLDULAR

Bölücü hainlerin tepelerine binilip, bir daha kıpırdayamayacak hale getirilmelerine ramak kaldığı bu günlerde, eski filmlerin yeniden vizyona girdiğini, hayretle izliyoruz. CHP, özellikle son yerel seçimlerde yapılan kirli iş birliğinden kısmi sonuç almanın da şımarıklığı ile tamamen kendini kaybetmiş ve HDP’ye, onun üzerinden de Kandil’e teslim olmuş durumdadır. Bütün bunların, Türk milletinin gurur ayı olan ağustosta yaşanması, özellikle de Malazgirt Zaferi ve büyük taarruz gibi şanlı tarihimizin altın sayfalarının yazıldığı günlerde HDP ile ihanet paslaşmalarının yapılması çok manidardır. Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Sivas Kongresi’nin 100’üncü yılında yaptığı değerlendirme ise CHP’nin nasıl bir savrulma yaşadığını çok acı şekilde ortaya koymaktadır. Sayın Devlet Bahçeli’nin yapmış olduğu açıklama, CHP’nin bir röntgenini oluşturmakta ve Türk milletinin önüne koymaktadır. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, kirli işin organizatörü olarak öne çıkmaktadır.

YENİ ÇÖZÜLME SÜRECİ!

Bu kadarla da kalmıyor. CHP sözcüleri, yeni bir çözüm süreci başlatılması gerektiğini, bunun için parti içinde bir hazırlık yapıldığını yüksek sesle dillendirmeye başlamışlardır. Türkiye’nin, terörün kökünü kazımaya bu kadar çok yaklaştığı bir dönemde, yeni bir çözüm sürecinden bahsetmek, bunu gündeme getirip tartışmaya açmak, hiçbir şekilde iyi niyetle izah edilemez. Bu açık ve kesin şekilde PKK ve bölücü teröristlere verilebilecek en büyük ödüldür ve onlara ortaklık etmektir. Bu, hain güruhuna zaman kazandırmak ve cesaretlerini arttırmaktır. CHP’nin yancıları susarak bu rezilliği, bu açık ihaneti kabul etmekte ve hatta destek vermektedirler. Neresinden tutarsanız tutun, hep aynı yere varıyorsunuz. CHP, çok ciddi ve gün geçtikçe ağırlaşan bir beka sorunu haline gelmiştir.

Mail: [email protected]