Cumhur İttifakı’nı bozmak, parçalamak, dağıtmak, zayıflatmak, itibarını zedelemek, güvenini sarsmak adına her türlü senaryoyu yazıyor, fitneyi üretiyor, iftirayı atıyorlar. AK Parti-MHP arasındaki eski gerilimlere dair yazıları, videoları didik didik edip buluyor ve onları iki tarafın yönetimini ve tabanını tahrik etmek için kullanıyorlar. Oysa Cumhur İttifakı’nın protokolünün bir bölümünde şu ifade yer alıyor: Cumhur İttifakı esasen, 15 Temmuz 2016’da FETÖ’nün teşebbüs ettiği hain darbe ve işgal hareketi sonrasında, Türkiye’nin maruz kaldığı saldırılara karşı yerli ve milli bir duruşun doğal bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Zira 15 Temmuz 2016, ülkemiz için her bakımdan dönüm noktası ve yeni bir başlangıç olmuştur.

        O yüzden ondan önceki süreçte yaşananlardan gerek AK Parti gerek ise MHP ders ve tecrübe çıkarabilir. Zaten bu birliktelikte ortaya konan duruş ve mücadele bunun bir göstergesi olmaktadır.

          Ama Cumhur İttifakı’nı bozmak isteyenlerin doğru, gerçek, etik gibi bir ölçüleri olmadığı için bizim onlara böyle bir süreç hatırlatması yapmamız onlar için etkili olmaz. Defalarca da yaptık, olmadı zaten… Aksi hâlde kendilerine ait de geçmişle ilgili tonlarca yazılı ve görsel arşiv mevcuttur. Şu an tek soru, kim kiminle ve kim nerede durmaktadır?

          Biz bunlarla ilgili doğruları yazarken utanıyoruz, bunlar yalanı, iftirayı, kurguladıkları senaryoları gerçek gibi sunmaktadır.

          Cumhur İttifakı’nı dağıtmak ve bozmak için her şeyi ve her yolu deniyorlar. AK partiye ayrı, MHP’ye ayrı fitne veriyorlar. Yeter ki, AK Parti- MHP birlikteliğinden oluşan Cumhur İttifakı varlığını sürdüremesin…

Niye?

Çünkü Türkiye üzerinde başkaları adına hesapları var…

Çünkü hayata geçmesi gereken kişisel hesapları var.

          Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin yürüyüşünden, bakışından, oturuşundan, giydiği takım elbiseden, taktığı kravattan bile Cumhur İttifakı içinde fitne yaratmaya çalışan hem görevliler hem de ciddi ruh hastaları vardır.

          Son bir ayda bunların yaydığı haberlere bakın, bu anlatmaya çalıştığım manzarayı çok net göreceksiniz.

“Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP’ye alternatif yaratmak için gizlice şununla görüştü”

“Devlet Bahçeli, Erdoğan’a tuzak kurmak için Süleyman Soylu’ya sahip çıkıyor”

“AK Parti içinde Devlet Bahçeli’den çok rahatsızlar, MHP içinde Recep Tayyip Erdoğan’dan çok rahatsızlar”

“AK Parti, MHP yüzünden çok oy kaybediyor; MHP, AK Parti yüzünden çok oy kaybediyor”

“MHP hükümete olan desteğini bürokrasi içerisinde kadrolaşmaya çeviriyor”

        “Cumhurbaşkanı Erdoğan çözüm süreci başlatacak MHP ile kavga edecekler” derken yine aynı merkez “AK Parti çözüm süreci başlatacak MHP destek verecek” şeklinde tam tersi fitneyi yayabiliyor.

          Bu ve buna benzer birçok dedikodu, iftira ve yalanla Cumhur İttifakı içine nifak tohumları ekmeye çalışıyorlar.

          Bir de hiç bırakmadıkları propaganda da AK Parti’nin MHP ile yaptığı ittifak yüzünden Doğu ve Güneydoğu’da oy kaybına uğradığına dair yalandır. 2018 Cumhurbaşkanlığı ve Genel Seçimleri öncesi bunu yaptılar, daha sonra 2019 yerel seçimleri öncesi bunu yaptılar. Fakat hem AK Parti, hem MHP, Doğu ve Güneydoğu’da oylarını iki kat artırdı. AK Parti o seçimlerde HDP’nin elindeki belediyeleri aldı, MHP bu bölgede yeni belediyeler kazandı.

          Hatta Yalçın Doğan isimli MHP düşmanı yazar bile “Asıl şaşkınlık, MHP Güneydoğu’da oylarını nasıl arttırdı?” diye yazı yazmış ve “Kürt politikasında en katı, en milliyetçi söylem MHP’den geliyor ve fakat bölgede MHP oyları artıyor!.” şeklinde yorum yapmak zorunda kalmıştı.

          Şimdi aynı “AK Parti, MHP yüzünden Doğu ve Güneydoğu’da oy kaybediyor” yalanını yine tedavüle sokuyorlar.

          MHP Şırnak İl Başkanlığı, terörden dolayı gerçekleşmeyen ve 40 yıl aradan sonra tekrar yapılan Hz. Nuh’un gemisinin karaya oturduğu yer olarak bilinen Cudi Dağı’nın Sefine bölgesinde düzenlenen festivalde artık üç hilalli bayrakları dalgalandırıyor ama bu yalan propaganda mimarları MHP’yi “korku malzemesi” olarak fitnelerine alet ediyorlar.

          MHP Şırnak İl Başkanı Halil Tatar “Sefine bölgesinin tekrar açılmasında emeği geçen devlet erkânına ve bölgeyi terörden temizleyen güvenlik güçlerimize teşekkür ederim. Cudi Dağı’nda tekrar namaz kıldık, dualar ettik, Kur’an okuduk. Umarız bir sonraki yıl kutlanacak festivalde, çadır kurup gece kalma imkânı olur. Coşkulu bir şekilde kutlama yapılan festivalde, Cudi Dağı’nda Üç Hilal Sancağımızı dalgalandıran Teşkilat mensuplarımıza teşekkür ediyorum. Ülkücüye sınır çizmek, suya yazı yazmak gibidir! Birliğimiz daim olsun.’’ açıklamasını yaparak, MHP MYK Üyesi Mehmet Beşir Tatar ‘’Hz. Nuh’un gemisinin Cudi Dağı’nda karaya oturduğu ve Sefine olarak adlandırılan bölgede, binlerce yıldır yapılan Cudi Festivali’ni, 40 yılı aşkın bir süreden sonra tekrar kutlamanın sevincini yaşadık. Cudi Dağı’nda Üç Hilal’i dalgalandıran Şırnak İl Teşkilatımıza teşekkür eder, hepsinin gözlerinden öperim. Yahudi, Hristiyan ve biz Müslümanlar için kutsal olan Cudi Dağı’nı tekrar festival kutlanacak hâle getiren kahraman güvenlik görevlilerimize şükranlarımı sunarım.’’ açıklamasını yaparak bölgedeki güzel gelişmeleri duyururken MHP’nin bölge insanına, bölge insanının da MHP’ye sanki soğukluğu varmış gibi yaratılan tüm propagandalar çökmüştür. İnanın Doğu ve Güneydoğu’da MHP il ve ilçe teşkilatları şu an en hareketli ve verimli günlerini yaşamaktadır.

          Bölge insanı terörden kurtarıldıkça Cumhur İttifakı’na yakınlaşmaktadır. Doğu ve Güneydoğu’da terörden dolayı yıllardır yapılamayan festivaller yapılmakta ve bölgede turizm canlanmaktadır. Türk devletinin, hükümetin ve Cumhur İttifakı’nın terörle mücadeledeki kararlılığı bunda çok büyük etken olmuştur.

        Doğu ve Güneydoğu’da MHP halkla bütünleşmişken, MHP oylarını iki katına çıkarmışken “MHP yüzünden AK Parti Kürt oylarını kaybediyor” şeklinde etnik köken üzerinden fitne yapan kim varsa bilin ki Türkiye düşmanıdır.

          Terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısı HDP’nin elinden kurtarılacak her insanımız Türkiye’nin birliği ve beraberliğinin güçlenmesine katkı veren olacaktır. Doğu ve Güneydoğu’da Cumhur İttifakı’nın güçlenmesi demek, ABD’den silah alan emperyalist maşası terör örgütü PKK’ya ve yardakçısı HDP’ye vurulacak çok büyük darbedir.

          Cumhur İttifakı’nı bozmak için her türlü yalanı, iftirayı kullananlar yanında, AK Parti içinde görünen İhsan Arslan gibilerin terörle mücadeleyi “AK Parti’nin bir milliyetçi bagajı yoktu, elinde Kürt kanı yoktu” şeklinde yorumlama fitnesine kimse kanmamalıdır. Bu fitne çok ağır ve kokuşmuş bir fitnedir.

          PKK’lıları Kürt sıfatıyla korumaya, sahiplenmeye çalışan kim varsa Türkiye’nin en büyük düşmanı onlardır.

          O yüzden Cumhur İttifakı hem dışarıda olan, hem de içeriden görünerek fitne yapanların oyunlarına dikkat etmelidir.

          MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin “Kürt’ten terörist olmaz, teröriste Kürt denemez. Diyen varsa bu milletin evladı olamaz. Zira terörün inancı, yöresi, etnik kökeni, mezhebi, ahlaki bahanesi olmaz, olmayacaktır. Terörist PKK’dır, KCK’dır, PYD’dir, YPG’dir, FETÖ’dür, DEAŞ’tır, DHKP-C’dir . Kürt kökenli kardeşlerimin terör örgütleriyle hiçbir bağ ve bağlantısı yoktur, var diyen çıkarsa biliniz ki vatan hainidir.” sözü iyi anlaşılmalıdır.

          Cumhur İttifakı 2023 yılındaki seçimlerde Doğu ve Güneydoğu’da oy patlaması yaşayacaktır. 2018 ve 2019 seçimlerinde öyle olmadı mı?

Fitneniz sadece sizi boğacak ve rezil edecektir.