Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başkanlık Sarayı'nda, Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Başkanı Zeljko Komşiç ve Konsey Üyeleri Şefik Caferoviç ve Milorad Dodik ile düzenlediği ortak basın toplantısında, Konsey'i bu yıl önce 16 Mart'ta Ankara'da resmi ziyaret vesilesiyle, daha sonra 17-20 Haziran'da Güneydoğu Avrupa İşbirliği Süreci Zirvesi ile Antalya Diplomasi Forumu münasebetiyle misafir ettiklerini anımsattı.

"DEAŞ farklı bir örgüt, Taliban farklı bir örgüt"

Afganistan'daki patlamaları terör örgütü DEAŞ'ın "Horsan Kolu"nun üstlendiği hatırlatılan ve DEAŞ ve Taliban için süreci nasıl değerlendirdiği sorulan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Tabii DEAŞ farklı bir örgüt, Taliban farklı bir örgüt. Onun Taliban'dan farkı nedir, ne değildir veyahutta Taliban ile ne gibi bir mücadelenin, savaşın içine girecekler onları ben şu anda kestirmem. Ama bildiğim bir şey var ki ortada terör örgütlerinin çatışması var. Bu terör örgütlerinin çatışmasından da Türkiye'nin karlı çıkması veya bir başka ülkenin karlı çıkması diye bir şey düşünülemez. O da terör o da terör, böyle bir durum ortada. Bütün mesele Afganistan halkının huzurunu, Afganistan halkının bir an önce huzurlu bir şekilde yaşama geçmesini görmek. Eğer Amerika'nın yapacağı bir şey varsa bunu sağlamaktır.

Atacağı bir adım varsa bu alanda bir adım atmaktır ama Amerika, 'Ben çekildiğim gidiyorum' deyip çekilip gidiyor, ondan sonra 'Ne derdiniz varsa görün' diyor. Şu anda NATO ne yapacak biz de bir NATO üyesiyiz, şu anda o noktada tabii görüşmelerimiz olacak. Ne gibi adımlar atacağız, onların da planlamalarını yapacağız ama bütün mesele bir sorumluluk alanımızdaki adımları attık ve bu gece itibariyle de oradaki bütün elemanlarımızı çekiyoruz. Artık oralarda bizim asker veya sivil kimse kalmayacak. Sadece bir teknik heyet orada, az sayıda 20-30 kişilik, onlar kalacak. Bunun dışında kimse kalmayacak. Bu şekilde de oradan ayrılmış oluyoruz. sonucu hayırlı olsun diyorum."

"Barış projesinin icrasında daha da süratlenmemiz gerektiği hususunda mutabık kaldık"
Bu ziyaretin de yıl içindeki üçüncü görüşmeyi teşkil ettiğini aktaran Erdoğan, temaslardaki bu sıklığın ilişkilere ve yakın diyalog içinde bulunmaya verdikleri kıymetin somut göstergesi olduğunu belirtti.

Bosna Hersek'in Türk milletinin gönlünde apayrı bir yerinin olduğuna dikkati çeken Erdoğan, geçtiğimiz haftalarda karşı karşıya kalınan yangın ve sel felaketlerinde Bosna Hersek'ten gelen dayanışma mesajlarının Türk milletinin bu sevgisinin karşılıksız olmadığının göstergesi olduğunu söyledi.

Dayanışma mesajları için Konsey Başkanı ve üyelerin şahsında tüm Bosnalılara teşekkür eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Devlet Başkanlığı Konseyi üyeleriyle az önce tamamladığımız görüşmede, iş birliğimizi daha da geliştirmek, bu vesileyle geleceğe yönelik neler yapabileceğimizi konuşma fırsatını bulduk. Tabii gerek ikili gerek bölgesel gerekse küresel olarak ne gibi adımlar atabiliriz, bunları görüşme imkanını yakaladık. Bölgede hem siyasi hem ekonomik hem de beşeri bağları kuvvetlendirecek bu barış projesinin icrasında daha da süratlenmemiz gerektiği hususunda mutabık kaldık. Devlet Başkanlığı Konseyinin mayıs 2019'da Ankara'yı resmi ziyareti sırasında imzaladığımız güncellenmiş Serbest Ticaret Anlaşması 1 Ağustos 2021 itibarıyla yürürlüğe girmiştir. Bu gelişme, gerek ticaretimizin gerek Bosna Hersek'teki yatırımlarımızın artmasına katkı sağlayacaktır. Sanayi, turizm, eğitim, tarım ve hayvancılık sektörlerindeki iş birliğimizi daha da geliştirmek istiyoruz. Kültürel ve beşeri alanlardaki sağlam bağlarımızı da güçlendirmeye önem veriyoruz."

1 milyar avroluk ticaret hedefi
Erdoğan, görüşmede Balkanlardaki güncel gelişmeler hakkında da görüş alışverişinde bulunduklarını dile getirdi.

"Bölgede halkların yararına olacak şekilde ekonomik kalkınmanın ve refahın artırılmasına yönelik adımların atılmaya devam edilmesi, hele hele 1 milyar avroluk hedefi yakalamamız gerçekten çok büyük bir önemi haizdir." diyen Erdoğan, Bosna Hersek'in Avrupa-Atlantik kurumlarıyla entegrasyonuna desteklerini teyit ettiklerini aktardı.

Bosna Hersek'in toprak bütünlüğü, siyasi birliği ve egemenliğinin bölge barışının anahtarı olduğunu vurgulayan Erdoğan, bölgesel istikrarın muhafazası yönünde birlikte çalışmayı sürdüreceklerini ifade etti.

Türk askerinin Afganistan'dan tahliyesi tamamlandı
Görüşmede gerek ikili gerek bölgesel gerek küresel konuları görüştüklerini, bu çerçevede Afganistan'ı da konuştuklarını belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

"Şurada çok kısa bir süre içinde maalesef Afganistan ile yeniden dünya ayrı bir yere kilitlenmiş vaziyette. Az önce aldığım bilgilerle Afganistan'daki ölü sayısı 170'i buldu. Bütün bunlar bir şeyi gösteriyor. Demek ki dünyada en güçlüyüm diyen ülkelerin, girdikleri yerlerden çıkarken çok daha hassas, çok daha dikkatli çıkmaları gerekirken ama bu çıkışlar öyle söylendiği gibi olmadı. Maalesef, terör örgütlerine bu ülkeleri teslim etmek suretiyle buralardan ayrılmak, bedeli ağır neticeler doğurmaktadır. Örneğin DEAŞ bunu üstleniyor. Peki DEAŞ'a karşı verdiğiniz bir mücadele var mı? Yok. Ama DEAŞ'a karşı en güçlü mücadeleyi Türkiye olarak biz verdik, veriyoruz. Lafla olmuyor bu işler. Onun için gereken neyse bunu yapmanız şart. Şu anda işte Taliban diyorlar. Tamam da 'Taliban şu anda eski Taliban' değil diyorsunuz. Mesele ne dediği değil, ne yaptığıdır. Şu anda da Taliban'ın Afganistan'da bundan sonraki süreçte ne yapacağı çok büyük önem arz etmektedir. Türkiye olarak şu an itibarıyla sivillerimizi ülkemize taşıdık. Şu anda teknik elemanlar olarak belli sayıda, az sayıda elemanımız orada bulunuyor ama bunun dışında biz Afganistan'dan bütün bu ekiplerimizi çekmiş bulunuyoruz.

Temennimiz odur ki barışın geleceğine her türlü desteği vereceğiz. 20 yıldır altyapısı ve üst yapısıyla Afganistan'da çok büyük emeklerimiz oldu ve bunlar şu ana kadar da devam etti. Bundan sonraki süreçte de gelişmeler bunların belirleyicisi olacaktır."

Türkiye-Bosna Hersek ilişkileri
Bir soru üzerine, Türkiye ve Bosna Hersek arasında belirlenen hedef doğrultusunda ikili ticaret hacmini 1 milyar avroya çıkartmak için kararlı bir çalışmanın sürdürülmesi gerektiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Malum burada Hayat, Şişecam gibi önemli firmalar var. Bu firmaların burada bazı eksiklerinin giderilmesi gerekiyor. Şu anda sermaye artırımına gitmek suretiyle Ziraat Bankasının hem Bosna Hersek'e hem de buradan ticareti geliştirme gayreti içerisinde olanlara kredi temininde çok ciddi destekleri olacaktır. Ama öbür tarafta özellikle Bosna Hersek'in çok daha güçlü hale gelebilmesi noktasında aramızdaki yatırımların, bu askeri, siyasi, ticari ve kültürel olabilir, turizm noktasında, eğitim noktasında bu adımlar üzerinde durduk ve bunları da süratle geliştirmemizin gereğine inandığımızı söyledik. Temennim odur ki bu alanlarda da atacağımız adımlarla gerek yatırımda gerek istihdam da gerek üretimde gerekse ihracata Bosna Hersek çok ciddi adımlar atabilir, bunları da sağlayabiliriz."​​​​​​​


"Türkiye ve Erdoğan, Bosna Hersek'in gerçek dostu"
Erdoğan ile yapılan görüşmeden büyük memnuniyet duyduklarına işaret eden Komsic, yaptığı açıklamada, Türkiye ve Erdoğan'ın Bosna Hersek'in gerçek dostu olduğunu birçok kez kanıtladığını ifade etti.

Komsic, ikili ilişkilerin yanı sıra bölgesel ve küresel konulara da değindiklerini belirterek, "Bir sonraki Türkiye-Bosna Hersek-Sırbistan üçlü toplantısının Bosna Hersek'te düzenlenmesi konusunda anlaşmaya vardık. Bu toplantılar, bir serinin devamıdır ve ortak kanaatimize göre; bu toplantılar bu bölgedeki istikrarın sağlanması ve ilişkilerin geliştirilmesine olanak sağlamaktadır." diye konuştu.

Söz konusu toplantılarda somut projelerin istişare edildiğini söyleyen Komsic, "Bunların belki de en önemlisi Saraybosna-Belgrad otoyol projesidir." dedi.

Komsic, görüşmede Bosna Hersek'teki Türk yatırımlarının da ele alındığını aktararak, "Türk yatırımcıların ve Bosna Hersek'te faaliyet gösteren şirketlerin yerli şirketlerle eşit duruma getirilmesi noktasında somut adımların atılması gerekiyor." dedi.

"Türkiye ve Erdoğan, Batı Balkanlar'da önemli istikrar unsurudur"
Dzaferovic de Türkiye ve Bosna Hersek arasındaki ilişkilerin dost ve kardeş ilişkiler olduğunun altını çizerek, "Türkiye, Bosna Hersek'ten hiçbir şey istemiyor. Yalnızca yardım teklif ediyor. Biz bu tavrından dolayı Türkiye'ye müteşekkiriz." değerlendirmesinde bulundu.

Devlet Başkanlığı Konseyi'nin üç yıllık görev süresi boyunca Türkiye ile ve çok sayıda üst düzey görüşme gerçekleştirildiğini hatırlatan Dzaferovic, "Türkiye ve Erdoğan, Batı Balkanlar'da önemli istikrar unsurudur ve Batı Balkanlar'da istikrar sağlama politikası izlemektedir. Türkiye-Bosna Hersek-Sırbistan ve Türkiye-Bosna Hersek-Hırvatistan üçlü toplantıları da bu noktada büyük önem arz etmektedir." şeklinde konuştu.

Dzaferovic, Bosna Hersek'in NATO ve Avrupa Birliği (AB) üyelik yolunda da Türkiye ile iş birliğine ihtiyaç duyduğunu anımsatarak, Türkiye ile ekonomik ilişkilerde imkanların yeterli biçimde kullanılmadığına dikkati çekti.

Saraybosna-Belgrad Otoyol Projesinin de bir istikrar projesi olduğuna işaret eden Dzaferovic, "Bu projenin Bosna Hersek'in birçok noktasından eşzamanlı olarak başlatılması gerektiği kanaatindeyim. Bunun böyle olması tüm tarafların çıkarına olacaktır." dedi.

Dzaferovic, Bosna Hersek'in iyi bir gelecek için barış, istikrar ve işlevsel devlet kurumlarına ihtiyaç duyduğunu sözlerine ekledi.

"Afganistan, yabancıların bir ülkede düzeni sağlayabileceğinin en iyi örneğidir"
Dodik ise büyük bir devletin cumhurbaşkanı olan Erdoğan'ın ziyaretinin kendisini mutlu ettiğini ifade ederek, "Türkiye, devamlı bir şekilde, ekonomi, altyapı ve diğer alanlardaki projelerle yardımcı olmaya çalışıyor." dedi.

Saraybosna-Belgrad Otoyol projesini "tarihi bir altyapı projesi olarak" nitelendiren Dodik, "Yakın zamanda otoyol projesinde sorun teşkil eden detayları çözüme ulaştıracağımızı umuyorum." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı Bosna Hersek'in iç siyaset meseleleri hakkında bilgilendirdiğini söyleyen Dodik, "Afganistan, yabancıların bir ülkede düzeni sağlayabileceğinin en iyi örneğidir. Erdoğan ile iş birliğimize, Bosna Hersek hakkında çökmüş ideallere sahip taraflarla yapılacak iş birliğinden daha çok güveniyoruz. Türkiye biraz daha aktif rol alsaydı, Yüksek Temsilci ile ilgili sorunlar yaşamazdık." şeklinde konuştu.

Erdoğan'ın tüm tarafları dinleyerek herkesi anladığını düşündüğünü kaydeden Dodik, "Yüksek Temsilcinin bir yabancı olarak gelip burada bize istediği yasaları dayatmasının medeniyet dışı olduğunu düşünüyorum. Bu kabul edilemez." ifadelerini kullandı. AA

Editör: Haber Merkezi