Aldığı traktörü 10 yıl aradan sonra tescil etmek isteyen bir çiftçi, eski sahipleri yüzünden traktör üzerinde 27  tane ayrı haciz kararı olduğunu öğrenince şok yaşadı. Mağdur olduğunu söyleyen vatandaş, emniyetin 'hacizli araç tescil edilemez' kararını mahkemeye taşıdı. Mahkemenin kabul etmediği Bursalı çiftçiye müjdeli haber Danıştay'dan geldi. Danıştay 15. Yargı Dairesi; üzerinde haciz bulunan araçların satışı için herhangi bir yasak olmadığına, araçların hacizli bir şekilde satılarak haciz koyduran taraflarla birlikte tescil edilebileceğine karar verdi.

Bursalı bir çiftçi, bağ-bahçe işlerinde kullanmak için 1993 yılında noterden araç satış sözleşmesi ile 1977 model traktör satın aldı. Aracı üzerine tescil ettirme ihtiyacı duymayan çiftçi, 2013 yılında tescil için Bursa Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Şubesi'nin kapısını çalınca şok yaşadı. Yetkililer, üzerinde 27 tane haciz kararı olan traktörün haciz kararlarının kaldırılmadan tescilin mümkün olmadığını bildirdi. Çiftçi avukatıyla beraber konuyu mahkemeye taşıdı. Bursa İdare Mahkemesi, çiftçiyi haksız bularak davayı geri çevirdi. Hukuk mücadelesini sürdüren çiftçi konuyu Danıştay'a götürdü. Danıştay 15. Yargı Dairesi emsal bir karara imza attı.

Tescil talebinin reddi işleminin iptali için açılan davada Danıştay 15. Yargı Dairesi, mevzuata göre üzerinde haciz konulan araçların satışları için bir engel olmadığını, ancak haciz koyduran alacaklıların korunması amacıyla aracın hacizli olarak satılıp haciz şerhleriyle birlikte tescil edilebileceğine karar verdi. Yıllarca devam eden davada son noktayı koyan Danıştay, tarihi kararı şu ifadelerle açıkladı"İdare Mahkemesi tarafından; davalı olanın, arabayı satın aldığı tarihlerde üzerinde herhangi bir haciz olmadığı ve Kanun'dan oluşan yükümlülüğünü söz verdiği gibi yerine getirmeyerek zamanı içerisinde tescil yaptırmadığından ötürü satıcının borcundan dolayı hacizler konulduğu kaydedilmiştir. Söz konusu mahkeme; hacizli araçların tesciline ilişkin kurallara göre işlem tesis etmiş olan idarenin kusurlu bir eyleminden bahsetme olanağı bulunmadığından ötürü davanın kabul edilmemesi yönünde karar almıştır. Belirtilen olayda; davacının aracı noter satış sözleşmesi ile satın almasının ardından 2004 sayılı Kanun gereği eski malikin borçları sebebiyle haciz şerhlerinin işleme konulduğu, idare tarafından araç üzerinde halihazırda yer alan haciz şerhleri sebebiyle aracın davacı adına tescilinin yapılmadığı görülmektedir. Hacizli bir aracın satışının yasaklanmadığı, ancak haciz koyduran alacaklıların korunması amacıyla aracın hacizli olarak satılabileceği ve buna bağlı olarak haciz şerhleriyle birlikte tescil edilebileceği anlaşılmaktadır. Dava konusu olayda da davacının aracı aldığı tarihten sonra araç üzerine eski malik adına işlenen haciz şerhlerinin tescile engel olmayacağı, davacının tescili talep ettiği tarih itibariyle araç üzerindeki hacizlerle birlikte trafik tescil kaydının yapılması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca araç, adına hacizli olarak tescil edilecek davacının, söz konusu araç üzerindeki hacizlerin kaldırılmasına ilişkin taleplerini adli yargı mercilerinde ileri sürebileceği de açıktır. Bu durumda; dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerekirken, davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır. Mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmiştir."

Editör: Haber Merkezi