Bi dakika yahu…

CHP Afyonkarahisar Belediye Başkan Adayı Burcu Köksal “Seçildiğimde belediyenin kapıları DEM Parti hariç her siyasi partiye açık olacak" dedi. Bu cümlede Kürt yahut başka bir etnik köken geçiyor mu? Geçmiyor.

Hayırdır; DEM, Kürtlerin resmi temsilcisi mi ki, “Kapım DEM’e kapalı” diyen CHP Afyonkarahisar Belediye Başkan adayının sözü üzerinden “Kürtlere nefret kusuluyor. Kürtler dışlanıyor. Bunun adı ırkçılık, faşistliktir” yaygarası koparıyorsunuz?

DEM’i, PKK’lıları, Kürtçüleri, bölücüleri geçtik CHP’nin Diyarbakır İl Başkanı bile kendi partisinin belediye başkan adayının o sözlerine karşı “Genel Merkezime sesleniyoruz. Bu tip ırkçı insanların partide yeri yoktur. Derhal ihracını istiyoruz. Daha Bolu’nun o talihsiz açıklamalarını hazmetmezken böyle bir açıklama bizi çok yaralamıştır. Halkın içine çıkamıyoruz. Herkes hesap soruyor.” yorumunda bulunabiliyor.

DEM, silahını ABD’den alarak terör eylemleri yapan PKK’nın kurduğu sözde siyasi partidir. Bunun aksini iddia edebilecek bir akıl ve şeref sahibi var mı?

Türkiye’de, Irak’ta, Suriye’de Türk, Kürt, Arap demeden herkesi öldüren terör örgütü PKK’ya yardım ve yataklık için benzerleri gibi kurulan DEM, nasıl Kürtlerin temsilcisi olabiliyor? Yahut DEM’e söylenen bu sözler neye dayandırılarak Kürtlere söylenmiş gibi yaygara yapılıyor?

"Kürtler kadar aşağılık bir topluluk yok, en ufak hatalarında kafalarını ezeceksin, yoksa laf dinletemezsin",

"HEP'e destek vermeyen Kürdün tavuğuna kadar öldürün",

“Kürt erkeği karıdan yüz kat daha karıdır. Bunlar büyük, tarihi suçlamalardır. Basit suçlama yapmam”,

"Otoritemizi kabul etmeyenlerin evdeki faresine kadar başını ezin, göçertin. O topraklarda tarafsız kimse olmaz ya bizdendir ya da düşman"

“Kürt kadınları pis kokar, soğuk ve biçimsizdirler” diye Kürtleri öldürme emri veren, onları aşağılayan, hakaret eden teröristbaşı Öcalan’a özgürlük açıklamaları yapan, yürüyüşler düzenleyen DEM nasıl olur da Kürtlerin temsilcisi gibi görülür ve gösterilir?

DEM, Türk milletinin evlatlarını birbirine düşürmeye çalışan, etnik fitne temelinde terör yaltakçılığı yapan, emperyalizm peydahlamasıdır. PKK DEM’liğinin tek tarifi budur.

Terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısı DEM’i, Kürtlerin temsilcisi gösteren kim varsa alçaklık etmekte ve en başta da Kürt kökenli kardeşlerimize kötülük etmektedir.

Büyük çoğunluğu Müslüman olan Kürtlerin, Yahudi-Hristiyan odaklı ABD-İsrail projelerine hizmet eden, ateizm temelinde kurulmuş terör örgütü PKK ile ne işi olur?

Kürt kökenli vatandaşlarımızın; teröristbaşı Öcalan, terörist Demirtaş, PKK, Kandil, DEM, YPG ile anılması büyük züldür.

Maalesef Türkiye’deki yanlış siyasi politikalar, iktidarların yabancı devletlerin tuzaklarına düşmesi yüzünden terör örgütü PKK, Kürt kökenli vatandaşlarımızın sırtına kene gibi yapışmıştır.

Terör örgütü PKK’nın kurduğu siyasi partileri, “Kürtlerin temsilcisi” gibi gösterme tezgâhını güçlendiren birçok siyasiler, iktidarlar, sanatçılar, sivil toplum kuruluşları, yazar ve yorumcular olmuştur. Kendini milliyetçi diye niteleyen bir partinin genel başkanı bile “HDP Kürtlerin siyasal temsilcisi” demişti. Çözüm sürecinde bu hataya çok düşülmüştür. Kan emici bir yaratığa benzeyen PKK’lılar, Kürtlerin temsilcisi gibi muhatap alınmıştır.

DEM, Kürtlerin değil olsa olsa terör örgütü PKK’ya silah yardımı yapan ABD’nin küçük ölçekteki temsilcisidir.

O yüzden DEM’e söylenen hiçbir söz Kürtleri bağlamaz. Her partide Kürt kökenli insanlar vardır, her partiye oy veren Kürtler vardır. MHP buna en anlamlı örnektir. Doğu ve Güneydoğu’da birçok il, ilçe başkanı Kürt kökenli insanlarımızdan oluşmaktadır. Hepsi de Türk bayrağını, Üç Hilali bölgede şereflice dalgalandırmaktadır.

Türkiye’yi bölmeye çalışan, askerimizi, polisimizi şehit eden, Türk milletini birbirini düşürmeye çalışan Kürt, Türk, Laz, Çerkez ve benzeri her kim varsa şerefsizdir, alçaktır, namussuzdur, hepsi de en ağır cezayla cezalandırılmalıdır. Türkiye’de herkes bu duruşu sergilerse eğer ortada terör diye bir mikrop kalmaz.

Terör örgütü PKK, Türkiye Cumhuriyeti’ni bölmek istiyor, buna çanak tutan da Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Atatürk’ün emanet ettiği CHP’nin mirasyedileri olmaktadır. PKK’yı ve onların siyasi uzantılarını korumak için adeta kendilerini parçalıyorlar. İnanın, akıl alacak gibi değildir.

Eğer ülke CHP’nin ellerine bırakılsa, Türkiye’de ilk ortadan kaldıracakları Anayasa’nın ilk dört maddesi olacaktır. Zaten Kemal Kılıçdaroğlu, PKK’nın kapatılan yayın organı IMC TV’de “Anayasa’nın 2. Ve 3. Maddesini değiştirelim” diyerek çok cesur davranmıştı ve daha sonra HDP ile Anayasa taslakları hazırlayarak bunun girişiminde bulunmuştu.

Sürekli Cumhuriyet, rejim nutukları atan CHP’nin; Anayasa’nın 3. Maddesinde yer alan Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Millî marşı “İstiklal Marşı”dır. Başkenti Ankara’dır.” şeklindeki ölçülerin hangisini korumaya yönelik bir duruşu var?

Resmi dil Türkçe iken PKK’nın siyasi uzantısı DEM, TBMM’nde Kürtçe’yi kullanarak bölücülük yapmaya kalktığında CHP’den zerre bir tepki görebildiniz mi?

Bu konuda da yine MHP milli duruşunu göstermiş ve dil bölücülüğünün önüne geçmiştir. CHP dil bölücülüğüne karşı çıkmayı bırak, kendi İstanbul Milletvekili Türkan Elçi de TBMM’de Kürtçe konuşmaya kalkmıştır.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) TBMM Başkanvekili Celal Adan, Meclis Genel Kurulu’nda Kürtçe konuşan DEM Mardin Milletvekili Beritan Güneş Altın’ı “Anayasamızın 3. maddesine göre Türk devleti ülkesi ve milleti ile bölünmez bir bütündür ve dili Türkçedir, konuşmaların Türkçe yapılması gerekmektedir. Aksi halde iç tüzüğün 66. Maddesi uyarınca mikrofon kapanıyor” sözleriyle uyardıktan sonra mikrofonu kapatarak MHP’nin her daim var olan milli ve anlamlı duruşunu göstermiştir.

MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’de o süreçte “Dile ortak koşmaya izin verilirse, devlete de ortak koşmak durumunda kalınacaktır. Bu itibarla, ana dilde eğitim ve öğretim Türkiye üzerinde emelleri olan her mihrakın sıcak tutuğu ve dayattığı ana gündem maddesidir. Meclis’te Türkçe dışında mahalli bir dille konuşmayı alışkanlık haline getirenler zalimlerin yerli figüranlarıdır.” Açıklamasını yaparak, Türkiye’nin bütünlüğündeki en önemli etken olan “Dil birliğinin” önemini vurgulamıştı.

Böyle bir açıklamayı CHP Genel Başkanı Özgür Özel’den duymanız mümkün mü?

Yani CHP’nin neresine el atsanız, elinizde kalmaktadır. DEM ile el ele gönül gönüle vermişler, Türkiye Cumhuriyeti’ni ortadan kaldırmak için sürekli iş birliği yapıyorlar.

CHP, HDP ve Yeşil Sol için “Lanet olsun PKK’ya yardım ve yataklık edenlere” diyemediği gibi, şu an DEM’e de sukut ederek ittifak ve iş birliğini sürdürmektedir. Hem de DEM’e Kürtlerin temsilcisi muamelesi yaparak…

CHP Afyonkarahisar Belediye Başkan Adayı Burcu Köksal’ın “Seçildiğimde belediyenin kapıları DEM Parti hariç her siyasi partiye açık olacak" şeklindeki sözleri nasıl ki, CHP’nin maskesini bir kez daha düşürdüyse, aynı zamanda tutarsızlıkları da ortaya dökmüştür.

DEM’e kapısını sözde kapatan Burcu Köksal, aynı zamanda CHP Afyonkarahisar milletvekili ve CHP Grup başkanvekilidir.  Burcu Köksal, partisi CHP’nin HDP, Yeşil Sol ve DEM ile nasıl iş birliği ve ittifak yaptığını görmüyor mu? Demek ki, Afyonkarahisar’ın milliyetçi yapısını bildiği için sadece aldatıcı bir tavır gösteriyor.

Yoksa CHP’nin Eşbaşkanı gibi davranan çakma Trabzonlu Ekrem İmamoğlu’ndan CHP’deki konumu olarak yüksek yerdeyken, onun

“Ya kendine iş bulacak ya başka parti bulacak” fırçasını yiyip oturmazdı.

Burcu Köksal, Afyonkarahisar’ın milliyetçi duygularına karşılık kendi tiyatrosunu oynadı.

Ekrem İmamoğlu, DEM’e sahip çıkan kahraman rolünü oynadı.

Özgür Özel, her tarafı idare eden adam rolünü oynadı.

DEM ise bu olaydan sonra “Kürtlerin hakkını biz savunuyoruz” rolünü oynadı.

Fakat şunu herkes bilsin ne CHP Atatürkçüdür ne de DEM Kürtlerin temsilcidir. DEM, Türk milletinin bir parçası olan Kürtlere, CHP ise Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Atatürk’e ihanetin adıdır.

Hiç uzatmaya gerek yok, CHP ve DEM kardeşler Türkiye’nin milli güvenlik tehlikesidir. Her Türk vatandaşının bu oyunlara karşı dikkatli olması onun vatani görevidir.