Çocuklar…

Gözlerimizin nurları…

Umut dolu bakışlarıyla yarınlarımıza dair en büyük avuntularımız…

Biraz sağlığını yitirince hastane hastane gezdiğimiz, onlarla beraber gülüp ağladığımız çocuklar…

Bin bir türlü acılar arasında çocuklarınki bir başkadır.

Rabb’imizden ölümün sıralısını istememizin nedeni de budur.

Dayanılmazdır çünkü çocuğun acısı, düşüncesi bile felakettir.

Pazarcık ve Elbistan merkezli iki büyük deprem en çok da minik canlarımızı etkilemiştir.

Kimisi ilgi ve şefkate en çok muhtaç hâldeyken anne babasını enkaz altında bıraktı.

Kimisi çiçek kokan taze bedenini…

Kimisi farkına varacak kadar bilinçliydi her şeyin…

Kimisi hâlâ oyun sanıyordu pençesine düştüğümüz felaketi.

Kaybedilenleri geri getiremeyiz, zamanı tersine çevirip yapılan hataları bertaraf edemeyiz ama yaşamın sürdüğü her yerde umudun gemisi yoluna devam ediyor.

Etmek zorunda…

Deprem felaketinde öksüz ve yetim kalan çocuklarımıza sıcak bir yuva sağlamak isteyen 290 bin vatandaşımızın koruyucu aile olmak için başvuru yapması yüreğimizi ısıtmıştır.

Türk milleti dara düşene yardım elini uzatmayı vazife şuuruyla yerine getiren necip bir millettir.

Dayanışma duygumuzun depreme gösterdiği direnç, büyük Türk milletinin bir ferdi olmanın gururunu hepimize yaşatmaktadır.

Bu tür konularda hassasiyet sahibi bir lider olan Sayın Devlet Bahçeli’nin de “Kurucusu olduğum Devlet Bahçeli Vakfı olarak, “Büyük Felaketin Mucize Çocuklarına” sahip çıkmak, toplumla bütünleşmelerini sağlamak, gözyaşlarını silmek, acılarını dindirmek, iyi yetişmelerini temin etmek amacıyla biz de elimizi taşın altına koyuyoruz. Buna göre afet bölgesi ilan edilen illerimizin her birinden; eğer varsa ailelerinin müsaadesi, yoksa devletin yetkili kurumlarının onayıyla, 0-5 yaş grubunda bulunan bir evladımızın insani sorumluluğunu fedakârca üstlenmeye hazır olduğumuzu açıklıyorum” sözleriyle depremzede çocuklarımıza kucak açması sorumluluk sahibi her siyasetçiye örnek oluşturan bir davranıştır.

Devlet Bey her zamanki babacan tavrını göstererek yardıma muhtaç olanlara sıcak ellerini uzatmıştır.

Başta Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurumları olmak üzere hayırsever insanlarımızın ve sorumlu devlet adamlarımızın bu ağır yükü sırtlanması yaralarımızın hızla sarılmasını sağlayacaktır.

Rus yazar Tolstoy’un çok anlamlı bir sözü var:

“Acı duyabiliyorsan canlısın. Başkalarının acısını duyabiliyorsan insansın.”

Depremzede çocuklarımızın acısını hissetmek, onları güzel yarınlara hazırlayacak projeler geliştirmek fazilet sahibi bir insanın varabileceği en yüksek mertebelerinden birisidir.

Bu zorlu günlerimizde taşın altına elini sokmaktan yüksünmeyen herkesten, MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’den, 290 bin başvuru yapan milletimizin yardımsever insanlarından Allah razı olsun…