Her olayı, her suçu MHP’ye ve Ülkücü Hareket’e yamamaya çalıştıkları, kara propaganda saldırılarının arttığı bir dönemde iki kadın ortaya çıktı. Bu kadınların ortaya çıkmasıyla zillet ittifakının tüm bu oyunları bozuldu.

          Geçmişinde “CHP iktidara gelmek için silahlı mücadele başlatmalı, bedel ödenmeli” sözünün sahibi olan, milli ve manevi her olayda alerjisini gösteren, teröristlere sempatik bir dil kullanan Ayşenur Arslan’ın MHP ve Ülkücü Hareket’e propaganda saldırısının arttığı bir dönem topa girip, MHP’ye akıl vermeye kalkması Sol’un tüm istismar ve ikiyüzlülüğünü deşifre etmiştir. Hele Halk TV’de yaptığı bir programda İstanbul Barosu Başkanı Avukat Mehmet Durakoğlu ile girdiği bir diyalog var ki, onun etkisini kelimeler dahi tarif edemez.

          Ben Ayşenur Arslan’ın “Silahlı mücadele başlatmalı” sözünü hatırlatarak, yaşanan son olaylarda MHP’ye akıl vermemesini ve suçlama yapmamasını işaret etmek için “Devrimci bunak kadın” sıfatıyla muhatap olmuştum.

          Kendisi de programda İstanbul Barosu Başkanı Avukat Mehmet Durakoğlu’na ‘Bunak kadın demek hakaret sayılır mı?’ diye sordu. Mehmet Durakoğlu da “Sanmıyorum, hakaret sayılabileceğini... Tıbbi bir terim” dedi. Bunun üzerine Ayşenur Arslan şaşkınlık yaşayarak “Ama bana diyorlar” dedi. Mehmet Durakoğlu da yoldaşını kıracak hali yok ya, hemen “U” dönüşü yaparak “O zaman sayılabilir” cevabını verdi. Bu diyalog sosyal medyada izlenme rekoru kırdı. Adeta sosyal medya yıkıldı.

          CHP ve yancılarının tipik ikiyüzlü muhalefet anlayışı o programda işte böyle yerle bir oldu. Kendileri söz konusu olunca hukuk bile farklı işliyor.

          Ayşenur Teyze Ülkücü Hareket’e büyük iyilik yaparak şimdilik kenara çekildi. Bir de kendisine yazmış olduğum “Devrimcilerin Kraliçesi Ayşenur Arslan’ın Bunak Fıkrası” başlıklı yazıma cevap verirse çok memnun olacağım.

          Ayşenur Teyze kenara çekilince, Ülkücü Harekete bir katkım olsun diye Özlem Abla devreye girdi. Onun Halk TV’de anlattıkları ise adeta altın vuruş oldu.

          Ne oluyorsa bu Halk TV’de oluyor. Buraya kafa yapan bir hapla mı çıkıyorlar, programa çıkmadan yediklerine, içtiklerine bir şey mi karıştırıyorlar bilmiyorum.

          Özlem Gürses programda bir mizah paylaşımını gerçek gibi sanarak ve dehşete düşmüş gibi anlatarak kendisini rezil etti. Kendi yandaşları bile bu rezillik karşısında yerin dibine girdi. Bir de konuya giriş yaparken “dosyam nerde” falan diye araştırmacı gazeteci rolleri oynaması yok mu o bizi gülmekten daha çok öldürdü.

          Gazeteci Özlem Gürses, mizahi yapılan bir paylaşımı şu sözlerle ciddi ciddi anlattı: “Bugün olağanüstü bir haber okudum; Sayın Bahçeli’ye aşı yapan bir hemşire vardı. O hemşirenin darp edildiğini siz biliyor muydunuz? Olayı Gazete Pencerede okuyunca aklım durdu. Aynen şöyle açıklamış darbı gerçekleştiren kişi. Numune Hastanesi Acil Servisinde tedaviye alınmış bu hanım. Gülnaz Şırınga ‘Neye uğradığımı anlamadım. Arkamdan gelen 4 kişi aniden sopalarla vurmaya başladı. Saldırganlar bir yandan kendisine vururken bir yandan da canımızı acıtanın canını okuruz diye bağırdıklarını söyledi.’ Sayın Bahçeli’nin canını acıttıklarını düşündükleri için bu kadıncağızı darp etmişler.

Yahu Özlem abla sendeki nasıl bir zekâdır? Numune Hastanesi’nin kapatıldığını bilmiyor musun?

Hiç mi “Şırınga” soyadındaki mizahı çakmıyorsun?

MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’ye aşı yapan hemşirenin dövülebileceğini nasıl düşünebiliyorsun?

Bu nasıl bir hayal dünyası, bu nasıl bir gözü dönmüşlük, bu nasıl bir saplantı?

Oysa sen de defalarca MHP Genel Merkezi’ne gelmiş bir gazetecisin, nezaket ve zarafet dışında ne gördün, ne yaşadın?

Sırf CHP’li ruh hastası manyaklara ve yancılarına şirinlik yapabilmek adına bu kadar kendini rezil etmeye değer miydi?

          Ama sana asla kızgın değiliz, bilakis sana ne kadar teşekkür etsek azdır. Çünkü bizler günlerce konuşsak, sayfalarca yazsak sizin mahallenin çapsızlığını, ikiyüzlülüğünü, iftiralarını, yalanlarını, senaryolarını bu kadar etkili ortaya koyamazdık…

          Özlem Gürses sen gerçekten “Kahvehanelerde her oyunda yeni kağıt açacaksınız” diyerek korona önlemleri için akıl veren, “Uyuşturucu ticareti yapan, organ ticareti yapan adamdan vergi alacaksın” diyerek ekonomik kalkınmaya yön çizmeye çalışan büyük zeka sahibi Kemal Kılıçdaroğlu gibi birinin izinde giden gazeteci olduğun için elbette “Gülnaz Şırınga” mizahını üretecektin. Özlem Gürses, sen sizin mahalleye yakışanı yaptın ve “gazeteci nasıl olunmaz” örneği olarak tarihte yerine aldın…

          Devrimci kadınların zekâ test sonucu olarak vahim bir durumda olsanız da, gerek Ayşenur Arslan’ın, gerek senin Ülkücü Hareket’e sağladığınız bu büyük katkıya teşekkürden başka bir tepkimiz olmaz.

          Kim hayal edebilirdi Ülkücülerin Devrimcilerden büyük propaganda desteği alacağını? Ülkücü Hareket’e yönelik oynanan oyunları Devrimci kadınların bozacağını…

Varolun, sağolun Devrimci Kadınlar…