Bu yazımda yeni bir kavramdan söz etmek istiyorum. Dijital Dağıtık Ortaklık olarak Türkçeleştirebileceğimiz, İngilizce orijinal tanımı ile Decentralized Autonomous Organization temelinde bir akıllı sözleşme ile bu akıllı sözleşmeyi dijital olarak katılan kişilerin ortaya çıkardığı bir gayriresmi tüzel kişiliktir. Akıllı sözleşmeler ise blok zincirlerinin güvenlik özelliklerini kullanan ve yazılım ile tüm koşulları yazılarak yine yazılımlar tarafından işleyişi takip edilen sözleşmelerdir.

Gelecek için bu teknolojiler üzerine inşa edilen bir DAO, bir şirket ortaklığı gibi fonksiyon görürken tüm şartları akıllı sözleşme ile tanımlanmış, yine adında geçtiği gibi otonom olarak akıllı sözleşme yazılımı ile kontrol edilen ve yönetilen bir organizasyondur.

Birkaç örnek ile daha iyi anlatmak istiyorum. Constitution DAO isminde bir DAO geçtiğimiz aylarda ortaya çıkarılarak bir akıllı sözleşme ile bu sözleşmeye katılan kişilerin dijital cüzdanlarında verecekleri dijital para olarak aye” ile Amerikan anayasasının ilk basılı kopyasını Sotheby's müzayede salonundan almak üzere harekete geçti.

Binlerce kişi, bir akıllı sözlesmeyi dijital ola-rak imzalayarak akıllı sözlesmedeki yazılıma dijital para cüzdanlarından sermayeleri kadar miktarı çekmek üzerine yetki verdiler. Toplamda 40 milyon dolar toplayan bu DAO yeterli miktara erişemediği için müzayedeyi kazanamadı, kendini sonlandırdı ve yazılımda tanımlandığı gibi herkesin sermayesini iade etmeye başladı. Bu süreçte ne bir şirket, ne bir devlet, ne de bir banka yoktu. Bir merkez yoktu, otonomdu. Tamamen dijital üzerinden yürüyen bu süreç DAO ile ilgili önemli bir örnek oluşturuyor.

DAO'ların karar verme ve yönetimi de yine akıllı sözleşmesinde tanımlanmış şekilde, çoğunlukla ortağın sahip olduğu hisse kadar oluyor. Bir konuda karar alınacak ise her katılımcı yine ortaklığı kadar bir oyu yine dijital olarak (blok zincirlerinin sağladığı güvenlik ve inkâr edilemezlik güvencesinde) kullanıyor. Bu, algokrasi (algocracy/algorithmic democracy) olarak isimlendirmeye başlanılan kavramın bir örnek uygulaması olarak nitelenebilir. DAO'ların otonomluğu buradan geliyor. Sözleşmesinde ne yazıyorsa o şekilde kendi kendine işliyor. Yine bugünlerde Krause House isimli bir DAO da bir basket takımını satın almak üzere harekete geçti.

DAO'lar gerçek şirketlerin fon bulması için de bir araç olarak kullanılıyor. Çeşitli girişimci şirketler de kendi işleri için DAO temeli üzerinden yatırım fonu oluşturmak üzere de harekete geçmiş durumda. Yine Lao isimli bir başka DAO da blok zinciri girişimlerini fonlamak üzere DAO temelinde kurulan bir girişim yatırım fonu.

Diğer yandan Amerikan Sermaye Piyasası Komisyonu SEC, DAO'lar için satılan dijital paraların (ortaklık tokenları) birer finansal hisse senedi (security) olduğunu belirterek bu oluşumların sermaye piyasası kanunlarına uygun olmadığını belirtiyor.

Dijital Dağıtık Ortaklıklar ile ilgili olarak riskler de çok fazla. Akıllı sözleşmenin bir takım cüzdan sahiplerine sağladığı imtiyazlar, yazılımdaki programlama hataları, siber saldırı vektörleri gibi riskler yanında, DAO'lara karşı ortakların haklarının herhangi bir kanun ile korunmadığını da unutmamalıyız. Bununla beraber DAO'nun yaptığı işlerden ve ticaretten dolayı oluşabilecek kanuni ve finansal risklerden yatırımın etkilendiği durumda yatırımcı ortak için de riskler oluşabilecektir.

Temelinde blok zinciri isimli yazılım ve kriptografi temelli teknoloji ile başlayan, sonrasında dijital para, Web 3.0, metaverse ile kullanımlarını anlatmaya çalıştığım vizyonda DAO da önemli bir yer edinecek. Esas ayağa kalkışı ise ancak mevcut hukuk sistemine entegrasyonu ile olabilecek.