Ahmet Kutalmış Türkeş…

Başbuğ Alparslan Türkeş’in ruhunu sızlatan, onun adını lekeleyen biyolojik oğlu… Hayatında bir oyu MHP’ye nasip olmamış, Ülkücülükle uzaktan yakından hiçbir alakası olmamış, ömrü hep “problemli bir tip” olarak tarif edilmiş birisidir. Okul arkadaşlarına, mahalle arkadaşlarına, AK Parti’de iken milletvekili arkadaşlarına, manken arkadaşlarına, kadeh arkadaşlarına sorun, hepsi de onun için bu tarifi kullanacaktır. AK Parti’den sonra, son gittiği durak CHP ve İP oldu… Şimdi onların kılıcını sallıyor. Şimdi de onlara sormak lazım, onu nasıl tarif ediyorlar acaba? Gerçi onlar şimdilik MHP’ye karşı irin kustuğu için “Ahmet’im” diye seviyordur. Ahmet’in MHP’ye kustuğu irinler üzerinde tepindiklerine bakarsanız ‘çocuklar gibi şen’ oldukları belli!

Çünkü CHP’nin, İP’in pespayeleri “Brova Ahmet, bravo Ahmet” diye sosyal medyada onu sürekli gazlıyorlar.

Ahmet Kutalmış’ın ahlakı çökmüş, dili küfür fabrikası olmuş ve o karakteri tükenmiş birisidir. Cahilliği kurduğu cümlelerdeki anlatım bozukluklarına, ahlaki seviyesi de ettiği küfür ve hakaretlere yansıyor.

Hz. Ali, Ahmet’in konumunda ve karakterinde olanları ne güzel tarif ediyor: “Terbiyesizlikle kendisini düşüreni, soydan gelme asalet yükseltemez”

Küçüğünü, büyüğünü bilmiyor; oturmasını, kalkmasını bilmiyor; yazmasını, konuşmasını bilmiyor. En önemlisi susması gereken yerlerde susmasını hiç bilmiyor.

Sosyal medyada ismi-cismi gizli trollerin bile ar edip de söylemediği-söyleyemediği küfürleri, hakaretleri MHP’li yöneticilere yazıyor. Geçmişte şahsıma da yapmıştı.

Gerçekten acınacak ve üzülünecek bir haldedir. Psikolojisinin ehil ellerde bir tedaviye ihtiyacı vardır. Onun hakkında kimsenin “Başbuğ Türkeş’in oğlu bu kalitede mi?” sorgusunu yapamayacak hale getirene kadar tedavi görmelidir.

Bu ülkede herkes İsmet İnönü’nün, Adnan Menderes’in, Turgut Özal’ın, Necmettin Erbakan’ın, Mesut Yılmaz’ın ve birçok siyasetçinin oğullarını görmüştür ama bunların içinde Ahmet Kutalmış Türkeş modelinden bir tane bile görmemiştir. O siyasilerin oğullarının eksiği, yanlışı, günahı ve adının karıştığı olaylar olmadı mı? Elbette oldu.

Bunlar arasında, Ahmet Kutalmış Türkeş gibi sosyal medyasından cahilliğini, bilgisizliğini, küfürbazlığını göstererek, babası Başbuğumuz Alparslan Türkeş’in dünyaya yaydığı anlı-şanlı ve şimdi milyonlarca gönül vereni olan davayı, ülküyü lekeleyen böyle bir modele hiç rastlamadım.

Ahmet Kutalmış’ı bir gün olsun bir PKK’lıya, FETÖ’cüye, DHKP-C’liye yahut onlarla iş birliği yapanlara küfür ederken, hakaret ederken göremezsiniz. Onun tek hedefinde MHP’ye sadakatle hizmet eden ve Ülkücü Hareketin değerleri için fedakârca mücadele edenler vardır.

Ahmet Kutalmış’ın “MHP’ye düşmanlık yapacağım” diye gitmediği bir PKK’nın siyasi uzantısı DEM kapısı kalmıştır. Gerçi o ihtiyacını da  DEM (HDP-Yeşil Sol) ile iş birliği yapan CHP ve İP’i destekleyerek gerçekleştirmiş oldu. Bir adam, CHP’nin HDP ile ittifak yaparak belirlediği Belediye Başkanlarını destekliyor, Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı için kendini parçalıyor ve Kemal Kılıçdaroğlu gibi birini evinde ağırlayıp, MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’ye ve kadrosuna düşmanlık yapıyorsa onun ya ağır psikolojik travması vardır ya da babasının düşünce miraslarına karşı reddi miras hakkını kullanıyor demektir.

AKP “Çözüm süreci” yaparken, yine sırf MHP düşmanlığından AKP vekili olacaksın ama sonra terör örgütlerine kan kusturulan MHP- AK Parti arasında kurulan Cumhur ittifakı zamanı olduğunda kalkıp “AK Parti ile ittifak kurdu” diye MHP düşmanlığı yapacaksın.  Bu nasıl akıl, bu nasıl mantık, bu nasıl karakter?

Ülkücüye yakışır ahlaki bir tane davranışın yok, Türk milliyetçiliğine uygun bir eylemin yok ama bu kavramlar üzerinden cehalet yayıyor, küfür savuruyorsun Ahmet…

Gerçekten çok merak ediyorum, sizin ipiniz kimin elinde Ahmet?

MHP’ye duyduğunuz kin ve nefreti sürekli şarj eden kim?

Ya da sizi MHP düşmanlığında nasıl doldurdularsa şarjınız hiç mi tükenmiyor?

FETÖ ile bir bağın var mı Ahmet?

Teröristbaşı Fethullah Gülen’i ailece övdüğünüzün yüzde biri kadar niçin MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’ye karşı saygı duymuyorsunuz?

Sizi tamamen rayınızdan çıkaran anneniz Seval hanımın MHP’ye yönelik “Fethullah Gülen’e sahip çıkın” aklını verirken kullandığı “Türkeş’in mirasını yürütecek olsalar bu faaliyete saygı duyup desteklemeleri lazım. Hocaefendi Hazretleri Türk din ve fikir adamlarından yaşayan mühim bir şahsiyettir. Bu zat-ı muhtereme destek olmalılar. Bir problemleri varsa diyalog kurma imkânı vardır. Bizzat kendilerine gidip bu şikâyetlerini iletsinler, yardım alsınlar. Kendisi bu konuda hoşgörü ve diyaloğu zikreden, teşvik edip, hayata geçiren biridir.” şeklindeki cümleleri mi sizi çok etkiledi?

Bu etkiden hareketle “Ayağımızın tozuyla geldik” diyerek mi FETÖ’nün düzenlediği Türkçe Olimpiyatlarında annen Seval hanım ve kardeşin Ayyüce ile pozlar veriyordun Ahmet?

MHP ve Devlet Bahçeli düşmanlığı sizin gözünüzü, ruhunuzu o kadar kör etmiş olmalı ki, rahmetli Başbuğumuz Alparslan Türkeş’i suçlayıp “Milletin sevdiği bir adamdı. Affetmem ben Menderes’i asmalarını, düşünün 33 sene geçmiş, affedemedim ve asılmasının %50 vebali Türkeş’in boynunda.” diyen Fethullah Gülen’in çetesi ile birlikte MHP düşmanlığı yapmak için mi yanında yer aldınız?

"Bahçeli'yi muhatap kabul etmiyorum. Rabbimin inayeti olmasa bizleri bir yudum suda boğar..." diyen Fethullah Gülen’e hep dostluk, MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’ye de hep düşmanlık yaptınız.

Tüm bunlardan dolayı elbette “İpiniz kimde?” diye sormadan edemiyoruz.

Sizler, Başbuğumuz Alparslan Türkeş’in malı-mülkü dışında kalan ideallerini, ülkülerini, davalarını hep reddi miras yapmışsınız ve bu konuda da adeta “Keçeyi suya atmış” bir yaşam tarzınız var… Ne diyelim Allah üçünüze de hidayet versin…

Ağzından ishal olmuş gibi küfür ettiğin milyonlarca Ülkücü, Başbuğ Türkeş’in evladı olarak MHP ve Ülkü Ocaklarını yaşatmaya yeminlidir. Sen kıbleni ister Kandil yap ister Pensilvanya yap cahilliğin, küfürlerin her daim karakterini yerlerde süründürecek Ahmet… Bir ideolojin, bir davan yok bari sadece “Hayırlı evlat” diye anılsaydın. Fakat o özellik de sende hiç yokmuş be Ahmet…