Fenerbahçe'de enterasan bir gelişme var.

Kimin ne yapacağı, ne zaman skor üreteceği belli değil. Herkes deniyor, hepsi gol arıyor. Bir bakıyorsunuz Serdar-Tisserad ikilisi kafa ile arıyor, bir bakıyorsunuz Sosa-Gustavo ikilisi şut deniyor, bir bakıyorsunuz Ozan-Pelkas ikilisi ceza alanı içerisinde bitiyor, bir bakıyorsunuz Samatta- Valencia kaleci ile burun buruna kalıyor. Bir de oyuna sonradan girip gol arayanlar var.

Herkes gol atma derdinde.

Bu mücadele içerisinde zaman zaman mükemmele yakın paslaşmalar da ortaya çıkıyor.Usta ayaklar birbirlerine alıştıkça güzel görüntüler sergiliyorlar. Yalnız Fenerbahçe’de şu ana kadar net olarak parlayan üç isim var. Biri Tisserand, biri Gustavo, diğeri de Ozan Tufan. Tisserand defansı toparlıyor, tam bir sigorta. Gustavo deseniz, örümcek adam, bir de şu direkleri dövmese zirve yapacak. Ve Ozan da orta saha ile hücum arasında inanılmaz bir köprü görevi görüyor. Üstelik gol de atıyor. Tamam, takım halinde çok iyi Fenerbahçe, herkes görevini ve hünerlerini sergiliyor ama bu üçlüye ayrı sayfa açmak gerek.

Ayrıca Erol hoca’nın 10 kişi kalan takımlara karşı oyun planı geliştirmesi gerekiyor.

Değişiklikler zamanında yapılsa skor daha erken gelebilirdi. Perotti, oyuna girdi, takımına penaltı kazandırdı golü de yaptı. Sonuçta Fenerbahçe çok uğraştı, hakeme takıldı, farklı kazanacağı maçta direkleri dövdü.

Son düdüğe kadar ter döktü çabaladı, deplasmanda çok önemli üç puanı alıp, liderlik koltuğuna oturdu.