Türk Tabipleri Birliği… Adına bakınca milli duruşu ve üretkenliği olan bir sağlık kurumu sanırsınız. Oysa bu maske ardında hep vatana ihanetlerini buluyorsunuz. Tanıtımlarında kendilerini şöyle tarif ediyorlar: Türk Tabipleri Birliği, Türkiye’deki tabipleri temsil eden bir meslek örgütüdür. Tabiplerin haklarını korumayı, tabiplik mesleğini temsil etmeyi ve ahlakını korumayı, tıp eğitimine katkıda bulunmayı ve Türkiye halk sağlığını geliştirip yaygınlaştırmayı amaç edinmiştir.

Göze ve kulağa ne kadar hoş geliyor bu cümleler değil mi?

          Oysa Türk Tabipleri Birliği isimli kuruluş Türkiye’de halk sağlığıyla ilgili değil, sürekli terör örgütü sevdasıyla ve kaos çabalarıyla anılmaktadır. Türk Tabipleri Birliği daha ziyade HDP ve CHP’nin güdümündedir. CHP’nin artık HDP’den bir farkı kalmadığı için Türk Tabipleri Birliği her iki partinin hain düşüncelerini ortak tatmin etmektedir.

          Türk Tabipleri Birliği hiçbir zaman sağlık konusunda olumlu bir davranışı, uygulaması ve düşüncesiyle anılmamıştır.

          Türkiye, terör örgütü PKK’nın Suriye kolu olan terör örgütü YPG’ye karşı Zeytin Dalı Operasyonu’na başlıyor, ilk çıkıp tepki gösteren ve “Biz hekimler uyarıyoruz: Savaş, doğada ve insanda tahribat yapan, toplumsal yaşamı tehdit eden, insan eliyle yaratılan bir halk sağlığı sorunudur. Her çatışma, her savaş; fiziksel, ruhsal, sosyal ve çevresel sağlık açısından onarılmaz sorunlara yol açarak büyük bir insani dramı da beraberinde getirir” açıklamasını yapan Türk Tabipleri Birliği oluyor.

          Türk Tabipleri Birliği terör örgütlerini korumak için bu açıklamayı yapınca, sırtını PKK’ya dayamış HDP durur mu? HDP de resmi Twitter hesabından “Yaşamı ve barışı savunan Türk Tabipleri Birliği yalnız değildir. Suç olan, ahlaksız ve vicdansız olan bir şey varsa o da savaş çığırtkanlığı yapmak, ölüm ve nefret saçan politikaların yanında yer almaktır” açıklamasını yaparak aralarındaki sevgi ve düşünce bağını göstermişti.

          Terör örgütü PKK’ya yardım ve yataklık eden HDP’li belediyelere kayyum atanıyor, hemen Türk Tabipleri Birliği piyasaya çıkıp HDP’ye destek veriyor. Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Üyesi Dr. Selma Güngör “Haklarımızı kullanırken saygı görme hakkına da sahibiz. Bu nedenle gerek Selçuk Mızraklı’nın gerek Mardin ve Van belediye eşbaşkanlarının görevlerinden alınması hem seçme ve seçilme hakkına hem de çalışma haklarına darbedir. Bu hukuksuzluğu kabul etmiyoruz. Bu hukuksuzluğun önüne geçilmezse gelenek haline gelir” açıklamasını yapmıştı.

          İstanbul Tabip Odası Başkanı Selçuk Erez de, teröristbaşı Abdullah Öcalan için açlık grevi yapan HDP’lilere “Halkın alkış tutup, tebrik etmesi gerekiyor. Kürt halkının temsilcisi Apo’dur. Bir an evvel masa başına oturmalıyız!” desteğini vermişti.

          Teröristbaşı Öcalan’a İmralı’da sağlık hizmeti vermek için de “PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın sağlık sorunları hakkında İmralı’ya bağımsız bir doktor heyeti talep etmesinin ardından Türk Tabipleri Birliği (TTB) Öcalan’ın sağlık kontrollerini yapmak üzere İmralı Adası’na gitmek için Adalet Bakanlığına başvurdu” bildirisi yayınlayıp altına imza atan da Türk Tabipleri Birliği idi.

          Buna benzer o kadar örnek vardır ki, Türk Tabipleri Birliği bir sağlık birliği değil, terör örgütü PKK’nın sağlık maskesi takmış terör karargâhıdır. Türk Tabipleri Birliğine ne yandan bakarsanız bakın PKK, DHKP-C, YPG, PYD gibi terör örgütlerinin sesidir, taşeronu olarak karşınıza çıkacaktır. Türk Tabipleri Birliğinin varlık sebebi budur. Sağlıkla anılması ve bu sebeple sahip çıkılması, terör örgütlerine yardım ve yataklıktan başka bir şey değildir. Türk Tabipleri Birliğinin korona salgın sürecinde yaptığı tüm açıklamalara bakın sürekli kaos pompalayan, sürekli topluma korku veren bir terör dilini kullanmaktadır. HD(P)KK çizgisindeki TTB’den ne beklenir ki zaten?

          MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli de işte bu sebepten dolayı terör örgütlerinin elindeki TTB için şu çağrıda bulundu: “Çağrım şudur: Türk Tabipler Birliği, bugünkü hassas dönemde, insan ve toplum sağlığı hakkında asılsız şaibe ve şüpheleri körüklemektedir. Bu nedenle sadece adında Türk bulunan Tabipler Birliği derhal ve gecikmeksizin kapatılmalıdır. Yöneticileriyle ilgili adli işlem yapılmalıdır.

          MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin bu çağrısından sonra HD(P)KK’lılar, DHKP-C’liler, CHP’liler, devrimci, komünist artıkları, FETÖ’cüler âdeta kudurdu. Türk Tabipleri Birliğinin nasıl PKK’nın güdümünde ve tesirinde olduğunu, sırf HDP’lilerin çıldırmış gibi MHP Lideri Devlet Bahçeli’ye saldırılarına bakarak anlayabilirsiniz.

Türk Tabipleri Birliği adam gibi adamlardan oluşsa HD(P)KK’lılar niye bu kadar sahip çıksın ki?

          14 Şubat 2018 tarihindeki yazımda da “Türk devleti ‘Ne Türk kavramını, ne de Türkiye ismini kullanamayacaksınız, onu layık olanlar kullanacak’ diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu sözleri ışığında, Türk Tabipleri Birliği Konseyi’ni PKK’lılardan temizleyerek vatanseverlere, doktorluk mesleğinin şerefini bilenlere teslim etmelidir. Türk Tabipleri Birliği’ni terör örgütü PKK’nın yan kuruluşu haline getirenler yargı önünde teker teker hesap vermelidir” ifadelerini kullanmıştım. Bugün de değişen bir şey yoktur. Beklentimiz, temennimiz bu noktadadır.

          Türk Tabipleri Birliğinin, Afrin’deki Zeytin Dalı Operasyonu’nda terör örgütü PKK’nın yanında yer aldığı günlerde de “Tabipler Birliği isimli PYD/ PKK paravan örgütü, savaş bir halk sağlığı sorunudur derken vatana ihanet suçu işlemiştir.

Bunun düşünce ve ifade hürriyetiyle bir alaka ve ilgisi yoktur.

Zulme karşı tarafsız kalmak bile namussuzluktur.

PYD/PKK’lıların derdine düşen alçaklar, suçsuz günahsız insanlarımıza ateş açan rezillere en ufak tepki, en küçük itiraz göstermemişlerdir.

Halka ölüm saçılıyor, sorun olmuyor; teröristler cezalandırılıyor, halk sağlığı sorununa işaret ediliyor.

Bu ne kepazelik, nasıl bir satılmışlıktır? Yediği ekmeğe ihanet etmek işte böyle bir şeydir.

İçtiği suya leke düşürmek aynısıyla budur. Tabipler Birliği Türk düşmanıdır, hekimlerin utancı, hekimliğin yüz karasıdır.

          Ve de derhal, çok acil, çok seri şekilde hakkında hukuki ve yasal düzenleme yapılmalı ya da kapısına kilit asılmalıdır” açıklamasını yapmış MHP Lideri Devlet Bahçeli, yine tutarlı bir şekilde aynı çağrıyı yapmaktadır.

          Türk devleti artık bu ihanet oluşumuna gerekenleri yapmalıdır. Türk Tabipleri Birliğine dokunulduğunda PKK kuduruyorsa zaten teşhis tam olarak yapılmış demektir. Terör örgütlerini böcek gibi ezmeye devam eden Türk devletinin, Türk Tabipleri Birliğine yapması gereken de bellidir. Terör örgütlerine karargâh olmanın bedeli bir an önce TTB’ye ödettirilmelidir.