Dönekleri en güzel tarif eden herhâlde şu sözlerdir: “Dönekler, döndükleri şeylere karşı çok sinirlidirler... Dönekler, döndükleri şeylere herkesin tepkisinden daha fazla tepki duyarlar... Dönekler, döndükleri davadan kendi küçük çıkarları için dönmediklerini anlatmak için, döndükleri şeylere sürekli küfrederler...”

           Bu aralar dönekler birer birer sahneye sürülüyor. Döneklerin kendileri kullanışlı oldukları gibi, yeni sahiplerine kuyruk sallayarak pay kapma iştahları da oldukça yüksektir. Şu an manzaraları öyle hâlde ki, dört bir yana dağılmış dönekler âdeta seferberlik hâlinde kendilerini gösterme gayreti veriyorlar.

”Hangi birini yazalım?” diyecek kadar da çoklar…

           Geçtiğimiz günlerde döneklerden birisi de sahibine “ben buradayım” mesajını verdi. Boyu da Avarel kadar uzun ama kendini sahibine tam gösteremiyor herhâlde!

           Meral Akşener’in, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Netanyahu gibi sivil ve çocuk öldüren birine benzetmesinden iki gün sonra Rize’ye gitmesi ve burada provokasyona zemin hazırlayan çabaları şu an Türkiye’de tartışılan bir durumdur.

           MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli de bu tehlikeli provokasyonlara karşı “Geçen haftaki grup konuşmasında, Sayın Cumhurbaşkanı’nı katil Netanyahu’ya benzeten ve siyonizme gülücükler saçan bu şahsın, birkaç gün sonra Rize’yi, ilçeleri İkizdere ve Çayeli’yi ziyaret ederek müessif olaylara sebebiyet vermesi çok yönlü incelenmeli ve mercek altına yatırılmalıdır.

           Söz konusu ilçe belediyelerin Milliyetçi Hareket Partisi yönetiminde bulunduğu göz önüne alındığında nasıl bir oyunun sahnelenmeye çalışıldığı da bariz olarak fark edilecektir.

           Gerek ilçe başkanlarımız gerekse de belediye başkanlarımız gerginlikleri yatıştırmak için yöre halkını sabır ve sağduyuya davet ederek teenniyle hareket etmişler ve asla tuzağa düşmemişlerdir.

           İP Başkanı’nın bile bile, inadına yapar gibi, sanki toplumsal huzursuzluğun fitilini tutuşturmak için Rize’ye gitmesi yalnızca düşüncesizlikle, yalnızca sorumsuzlukla, yalnızca öngörüsüzlükle izah edilemez.

           Siyasi hayatı kumpaslarla, yalanlarla, çıkar hesaplarıyla heba olmuş bu şahsın, Netanyahu benzetmesinden sonra Rize’yi ziyareti anlaşılıyor ki baştan ayağa olay çıkarmak üzerine planlanmıştır.

           Arkasından haklı tepkilere küstahça tepki göstermesi, etrafındaki çapulcuların vatandaşlarımıza, esnaflarımıza Vandalca saldırması ağır bir provokasyon hâlidir. Esnaf geziyorum diyenler, esnafa tekme tokat musallat olmuşlardır.” şeklinde değerlendirmede bulunmuştu.

           Bu değerlendirme, kendini göstermek için fırsat arayan bazı döneklere aradığı fırsatı sağlamıştır. MHP’de iken Niğde Belediye Başkanı olan, bir dönem MHP’de milletvekili sıfatı taşıyan, ihanetinden sonra da şimdi de İP Genel Merkez yöneticisi olan Mümin İnan isimli dönek “Rize’ye gitmek için DB’den izin mi alacağız? Biz hür irademizle her yere gideriz. İzinsiz adım atamayanlar düşünsün..!” yorumunda bulunmuş…

           Oysa aynı kişi MHP’de siyaset yaparken “Bugün hayırlarla bir Ankara yolculuğuna çıktık. Sayın genel başkanımız Devlet Bahçeli Bey’in milletvekilliği adaylığı için iznini aldık.” diyordu. MHP’de Belediye Başkanı olurken, MHP’de milletvekili olurken Sayın Devlet Bahçeli’den izin alanların uzayan dilini görüyorsunuz değil mi?

Tam da bir dönek ve siyasi menfaat kovalayan birinin dilidir bu…

“İzin mi alacağız” diye nankörlük yapanlar kimler?

           CHP’den izin almadan tuvalete gidemeyenler, HDP’den farklı bir davranışı sergileyemeyenlerdir.

           Bu döneğin efelenmesini görünce, CHPHDP- İP ortak adayı olup Ankara seçimlerini kazanan başka bir dönek olan Mansur Yavaş’a “HDP ile görüşecek misiniz?” diye sorduklarında “Onu bilemiyorum. Ona ajans karar verecek” dediği cevap aklıma geldi. Bunların hepsi bir karanlık “ajansa” bağlı oldukları için, onlar izin vermezse bunlar nefes bile alamıyorlar.

           Böyle bir oluşum içinde bulunan döneklerden Mümin İnan, hâl bu iken “Devlet Bahçeli’den izin mi alacağız” diyebiliyor. Bunu derken de edepsizlik, nankörlük, saygısızlık yapmayı ihmal etmiyor. Mümin İnan ve buna benzerler ne yaparsa yapsın tarihe “nankör dönek” olarak geçmiştir.

           Gözüne girmeye çalıştığı, şirinlik gösterileri yaparak “aferin” almak için çabaladığı Genel Başkanı Meral Akşener’in ömrü de hep bulunduğu partilerde nankörlük yaparak, genel başkanlarını hançerleyerek geçtiği için Mümin İnan sadece atmosferine uyum sağlamıştır. Mümin İnan bu gibi edepsizlikler yaparak dikkat çekeceğini sanmasın, çünkü İP’in kadrosu hep kendi gibileriyle doludur.

           Hadi Mümin İnan… Malum ajansın size verdiği provokatörlük ve ihanet ödevlerinizi yapmaya devan edin siz. CHP ve HDP’nin size verdiği nefes kadar ömrünüz var. Dönekliğinizi verimli kullanın… Dönekliğinizin yeri ve zamanı bile ajansın iznine bağlıdır.