Bölgede Roketsan öncülüğünde savunma sanayiinin gelişimine öncülük edecek bu endüstriyel sahada Pavo Group da yatırım yapacak. Bu bağlamda Pavo Group Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Alper Özbilen, bölgedeki endüstriyel gelişmelere ilişkin değerlendirmelerini Türkgün ile paylaştı.

   Çalışma Yüzeyi 3

(Roketsan Endüstri Bölgesi Alanı)

Pavo Group Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Alper Özbilen, bölgenin stratejik konumu bağlamında bu iş birliklerinin önemini anlatarak aşağıdaki ifadeleri kullandı:

“Bölgenin sanayileşmesi ve istihdam açısından çok kritik olan Roketsan Endüstri Bölgesi’nin kurulumu, stratejik bir konuma sahip olan Hatay’ın bu bağlamda değerini daha da artırmıştır. Hatay'ın stratejik konumu, bölgesel iş birliği ve diplomatik ilişkiler açısından önemlidir. Yeniden yapılanma süreci, komşu ülkeler ve uluslararası toplumla iş birliğini güçlendirerek bölgesel barış ve istikrarın desteklenmesine katkıda bulunabilir. Hatay, bölgesel diyalog ve iş birliğinin merkezi olarak, Türkiye'nin Ortadoğu ile ilişkilerinde önemli bir rol üstlenebilir.

Cumhuriyetimizin kurucusunun da ‘şahsi meselesi’ olarak gördüğü ve Cumhuriyet’in kuruluşundan sonra Ana Vatan’a dahil edilen Hatay, tarih boyunca Türkiye için bir uç beyliği görevi görmüştür, kadim bir serhat şehridir.  Medeniyetler havzanın başlangıç noktası olan Hatay, jeopolitik olarak Türkiye’nin en önemli illerinin başında gelir. Kamuoyuna yansıyan ve yansımayan yönleriyle Hatay’ın son on yıl içerisinde Türkiye’nin güvenliğine sunmuş olduğu katkı tıpkı geçmişte olduğu gibi gelecekte de çok daha iyi anlaşılacaktır.

Yıllardır devam etmekte olan Suriye iç savaşı neticesinde Türkiye’nin güney sınırına yuvalanan terör örgütlerinin Akdeniz’e açılmasının önündeki en büyük engel de Hatay’dır. Bu bağlamda Hatay’da depremden sonra yapılan kritik yatırımları, Fırat Kalkanı ve Zeytindalı Harekatları’nın bir tamamlayıcısı olarak görmeliyiz.

Türkiye’nin hem güney sınırının güvenliği hem de Akdeniz’deki söz hakkını perçinleyen Hatay’ın kaderine terk edilmeyeceği dost ve düşmana bir kere daha gösterilmiştir. Bu hususta devletimiz tüm kurumlarıyla elinden gelen gayreti gösterirken bizler gibi özel sektör temsilcilerinin de aynı nispette sorumluluk alması gerekmektedir. Nitekim deprem sonrasında bölgede yapılan her türlü yatırım faaliyeti, Hatay’a ve Hataylı’ya verilen değerin en somut göstergesidir. Savunma sanayiinin önde gelen şirketleri tarafından sergilenen kalkınma çalışmaları ise Türkiye'nin Bu bölgedeki varlığını ve geleceğini tartışanlara çok ağır bir cevap niteliğindedir. Stratejik tesis kurulumu ve yatırım konusunda yalnızca devletten faaliyet göstermesi beklenmemelidir. Özel sektör temsilcilerinin de aynı sorumlulukta hareket etmesi, tarihi misyona katkı anlamına gelmektedir. Depremden etkilenen bölgelere yatırım yapmak bir tercih değil, mecburiyettir. Bu yatırımlar aynı zamanda uzun vadede Türkiye’nin endüstriyel gelişimi için itici güç olacaktır. ”

“Depremden etkilenen bölgelere yatırım yapmak bir tercih değil, mecburiyettir”

6 Şubat depreminden sonra bölgelere yapılan yatırımları Hatay Kırıkhan yatırımları özelinde değerlendiren Dr. Alper Özbilen, bölgeye yapılan yatırımların Marmara bölgesine yerleşmiş olan endüstrileşme yoğunluğunu faydalı bir dağılıma uğratacağının altını çizerek aşağıdaki ifadeleri kullandı:

“Ülkelerde endüstrileşmenin birkaç yere birikiminin engellenmesiyle elde edilen kazanımlar, sürdürülebilir kalkınma hedefleri için oldukça önemlidir. Bu bağlamda Türkiye’nin endüstri gücünün büyük oranda Marmara Bölgesi’nde yerleşmiş olması, gündeme alınması gereken bir husustur. 6 Şubat’ta yaşanan elim deprem hadisesinden sonra da gündem olduğu üzere, muhtemel bir İstanbul depremi yaşanırsa hayatın akışı ne düzeyde etkilenir sorusu akıllarda yer etti. Depremden etkilenen bölgelere yatırım yapmak tercih değil, mecburiyettir.

Uzun vadede bu yatırımlar; katma değerli üretim çeşitliliğini artıracak, herhangi bir bölgesel kriz yaşandığında bölgeye bağımlılıktan dolayı oluşabilecek yeni krizlerin önüne geçilmesini sağlayacak ve ülkemizdeki bölgesel eşitsizlikleri ortadan kaldıracaktır.”

“Yerel yatırımlar depremden etkilenen illerimizi ayağa kaldıracak”

Depremden etkilenen şehirlerin tekrardan ayağa kaldırılması için yatırıma ihtiyaç duyulduğunun altını çizen Özbilen, dışarıdan gelen yatırımların yerel iş birlikleri ile desteklenmesi gerektiğini belirterek aşağıdaki ifadeleri kullandı:

“Çok kıymetli yatırımlar yapılıyor, bu yatırımlar aynı zamanda oldukça maliyetli yatırımlar. Hatay’ı bir teknoloji üssüne çevirmek için var gücümüzle çalışmalıyız. Bu çalışmalar yapılırken olabildiğince yerel iş birlikleri ile hareket edilmesinin çok yönlü fayda için kıymetli olacağını değerlendiriyorum.

İstanbul gibi Bursa gibi Kocaeli gibi birçok sanayii şehrimiz var ve bunlar, hammadde tedariki konusunda oldukça düşük maliyetlere sahip şehirler. Ancak bu şehirlerdeki üreticiler ve esnaflar zaten halihazırda ticaretlerine devam ediyorlar. Tedarik süreçlerinde yereldeki üreticilerden tedarikin tercih edilmesi, bölgenin kalkınması için oluşturulması gereken ekosistemin önemli bir parçasıdır.  

Bu çalışmalar ile Hatay’da bir tohum ekiyoruz. Bu tohumun fidana, ağaca, ormana dönüşeceğini biliyoruz. Yerel iş birlikleri ve sürdürülebilir yatırımlar, depremden etkilenen tüm illerimizi ayağa kaldıracak.”

Kaynak: Haber Merkezi